Subliminal Mesaj Ne Demektir?
İnsan vücudu. ALLAH(c.c.)'ın yarattığı etten, kemikten en mükemmel makinedir. Biz, bu makinenin içinde yaşayan Ruhlar olarak bu mükemmelliğin mükemmelliğini eksik idrak etmekteyiz..
Bu etten, kemikten makine. Beyin denilen merkez tarafından idare edilir. Beynin bir karar alabilmesi için ise, algı organlarından verilerin ulaşması lazımdır. Beyin; göz, kulak, burun, deri gibi algı organlarından gelen, aslında tüm vücut bütününden gelen verileri. Bu organlar ile algılayarak. Birer elektrik dalgası şeklinde veriye çevirir ve bu elektrik boyutundaki veri. Tüm vücudu kaplayan, birbirine bağımlı sinir kanalları ile veriler beyne ulaştırılır. Bu olay hiç durmadan, durmadan, durmadan. Gerçekleşir. Hatta son araştırmalara göre bu olay uyku halinde bile devam eder. Harıl, harıl hiç durmadan çalışan, kalori harcayan, en çok kan ulaşan organ, beynimiz. Bir mükemmel makine.
Beyin, vereleri algılar, tasnif eder ve bir sonuca ulaşır ve organlara emirler vererek bir bilgisayar gibi devamlı çalışır… O anlık yapılması gerekenler yapılır… O an, kullanılmayan veriler ise, bilinçaltı denilen beyin deposunda depolanır. Hiçbir veri, beyin tarafından israf edilip, bilgisayarın çöp kutusuna atılmaz… Ta ki, yaşlana, beyin hücreleri artık yavaş yavaş eksilerek ölene kadar..
Beyin, bir veri açgözlüsüdür, veri bağımlısı, veri manyağıdır. Asla ve asla veriden bıkmaz, algı merkezlerini asla kapamaz. Bir sonsuz veri bağımlısıdır. Hep, öğrenmek ister, ister, ister.
Peki, bu çalışma süreci nedir. Beyin nasıl çalışır. Beynin ön belleği diyeceğimiz bilincimiz; bilinçaltının sonsuzluğunda, fark edebildiğimiz küçük bir kısım. Bilinçaltımız 1 saniyede 400 milyar bit bilgiyi alırken, ön bellek diyebileceğimiz. Bilincimiz ise sadece 2000 bit bilgiyi algılayabiliyor. 400 milyar veri, veri kanalları ile 1 saniyede depolanıyor! ama bunun sadece 2 bin verisi, o an kullanılıyor!..
Bilinçaltımızın en önemli özelliği bilincimizin farkına varamadığı olayları, sesleri, resimleri kayıt altına almasıdır. Ne verilirse iyi kötü ayırımı yapmadan alıp uygulayan bilinçaltı, bilincimizi etkiliyor ve böylece kimliğimiz ve kişiliğimiz biz farkına varamadan evriliyor.
Subliminal mesajı “kişinin bilinçaltına gönderilen gizli mesaj” olarak tanımlayabiliriz. Subliminal mesajda amaç, telkin yapanların muhataplarını kendi fikri, ideali, ideolojisi ve inancı doğrultusunda yönlendirmektir.
Doğrudan bilinçaltına verilen subliminal mesaj (Hipnoz) tekniği bu amaç için biçilmiş bir kaftandır. Ülkemizde çok uzun zamandır uygulanmasına rağmen adı daha yeni duyulmaya başlansa da Avrupa ve Amerika‘da çok uzun zamandır biliniyor ve kullanılıyor.
Bilinçaltı mesajların insanları etkileme oranı ise uygulamaya maruz kalan kişinin karakteristik özelliklerine, psikolojisine ve çevre şartlarına göre değişir. Uzun süreli ve kötü amaçlı mesajlar kişiyi ağır depresyona hatta intihara kadar götürebilir. Bilinçaltına yönelik her Subliminal mesajın olumlu ya da olumsuz etkisi uygulayanların niyetine göre değişir. Uygulama yapılan kişiler son derece çaresizdir.
Subliminal hipnoz ya da doğrudan bilinçaltına verilen telkinler diye adlandırılan bu yöntem en çok siyasette ve reklamcılıkta kullanılıyor. Sinemalarda, televizyonlarda, dinlenilen müziklerde, alışveriş merkezlerin de İnsanlara fütursuzca Subliminal mesajlar veriliyor ve ne acıdır ki insanlar hipnoza girdiğinin farkına bile varmıyor.
Emperyal kapitalizmin hakim olduğu günümüzde insanların bilinçaltlarına yönelik yapılan telkinlerin ve mesajların ana gayesi vahşi Kapitalizme köleler yetiştirmektir. Global dünyayı yöneten İllimunati barbarlığı; “hedefe giden yolda tüm yöntemler haktır!” mantığıyla her türlü subliminal mesaj yöntemini acımasızca kullanarak insanların bilinçaltlarını kendi istedikleri şekilde işlemektedir.
Hiç ihtiyacımız olmayan şeyleri alışveriş merkezlerinden neden satın alıyoruz? Sinemada izlediğiniz görüntüde hiçbir reklam yokken, neden canımız kola ya da patlamış mısır istiyor? İzlediğiniz filmler de veya görüntülerde cinsellikle alakalı herhangi bir görüntü yokken, neden cinsel dürtülerinizin yoğunlaştığını his edersiniz. Milletimiz ne zaman bu kadar televizyon bağımlısı oldu?..
Her gün çocuklarımıza izlettirdiğimiz o sözüm ona masum çizgi filmler de, her akşam yayınlanan o vazgeçilemez diziler de, yazmaktan haya ettiğim o edep dışı, 25. kareleri. Subliminal mesaj yöntemleriyle çocuklarımızın ve ailelerimizin bilinçaltını kendi iğrenç amaçları için sinsice işliyorlar.
İnsanların bilinçaltına ‘’subliminal’’ mesaj göndermenin birçok yolu vardır fakat genellikle iki yöntem ağırlıklı olarak kullanılır.
İşitsel Subliminal Mesajlar;
İşitsel subliminal mesajlarda, en çok kullanılan yöntem dijital ses dosyalarına gizlenen mesajlardır. Üzerinde oynanabilmesi, işlenilmesi ve yayılması çok kolay olduğu için mp3 dosyaları subliminal mesaj yöntemi olarak çok kullanılır.
İnsan kulağı belirli frekans aralığındaki sesleri duyar. Subliminal mesaj içeren bir mp3′ü kulağınızla dinlersiniz, ancak içindeki gizli mesaj beyninize işlenir. Duyabilmek başkadır, algılayabilmek başka!..
Bu mp3'ler internette, mail gruplarında her yerde hatta sizin mp3 müziklerinizin arka planında bile olabilir. Bu mp3‘leri dinlediğinizde sadece müzik duyduğunuzu sanıyorsunuz. Bilinçaltı mesajlar ise, müziğin gerisinde onları duyamıyorsunuz. Çünkü duyabileceğiniz frekansta değiller ve beynimizin bilinçaltı direk olarak bu mesajları kayıt ediyor, siz de doğal olarak bilinçaltınız ne aldıysa, farkına bile varamadan onu yaşamaya başlıyorsunuz. Kısacası istem dışı bir şekilde hipnoz oluyorsunuz.
Bazı süper marketlerde çalınan hızlı müziklerin altına “daha çok al, daha çok al” mesajının yerleştiriliyor. Müzik endüstrisinde de, 1980lerden beri, Madonna ve Michael Jackson gibi, İlliminatinin birçok taşeronu olan sanatçı şeytanlar. Subliminal mesajı müziklerinde bol bol kullanıyorlar.
Amerika’nın Irak’ı işgali esnasında radyoda yapılan yayınların altında ve dağıtılan Kur’an cd'lerin de, Iraklıların bilinçaltına; 'Direnmeniz faydasız, Amerikalılar yenilemez!.' gibi subliminal mesajlar verilmiştir.
Görsel Subliminal Mesajlar;
Subliminal mesaj göndermenin çok kullanılan bir diğer yolu da görüntülü mesajlardır. Siz ekrana 1 saniye bakarken gözünüzün yalnızca “göz kırpma” hızında bir görüntü ekrandan geçer. Normalde 1sn lik bir görüntü için 24 kare görüntü kullanılır iken subliminal mesaj olan görüntülerde +1 kare ile 25 karede 1 sn lik görüntü akar. Gözünüz, o an. Hiçbir şey algılamaz ancak bilinçaltınız bu mesajı çoktan almış ve kayıt etmiştir bile.
Çocukların seyrettiği masum çizgi filmlere ses ve görüntü yoluyla cinsellik ve şiddet içeren subliminal mesajlar yerleştiriliyor. Çocukların en beğendi çizgi filmler başta olmak üzere, yabancı menşeili birçok çizgi filmde bu yöntem kullanılıyor. Küçük bir örnek 'Donald amca, çizgi filmde laptop kullanıyor gibi görünüyor, fakat görüntüyü dondurup yaklaştırdığınızda laptop ekranında çıplak bir kadın görüyorsunuz'.
25. kare filmlerde de çok kullanılan bir tekniktir.. Mc Donalds’ın çektiği reklamlarda o kadar çok gizlenmiş 25. kare var ki!. “Fight Clup filminde, tam 26 tane 25. kare var. 25. karelere eşcinsellikle ilgili mesajlar yerleştirilmiş. Ağır çekime alıp izlerseniz eşcinsellikle ilgili bilinçaltı mesajları içeren kareleri yakalayabilirsiniz. Bu filmi izlediğinizde sonuç olarak zihninizde kalan, bilinçaltınıza yerleştirilen mesaj; "eşcinselliğin normal bir cinsel olgu' olduğudur.
Çocuğunuzun seyrettiği çizgi filmde ve evinizde seyir ettiğiniz dizi ve filmlerdeki
25. kareleri anlayabilmek için ağır çekimde izleyebilirsiniz. Evinizde uygulayabileceğiniz en basit, en uygulanabilir yöntem bu.
Ya da, çocuğunuz ile gittiğiniz. Mc Donald veya Burger Kıng, Pizza Hut, KFC'nin havalandırma kanalları ile. En başta burnunuza ulaştırılan, size açlık hissi veren özel kokular.. Yediğiniz hamburgerler, pizza, tavuklardaki bağımlılık yapan o özel tatlar. Çocuğunuzun beyni. Buruna gelen koku ve diline gelen o afrodizyak tatlar ile artık birer hamburger, pizza, tavuk bağımlısı oluyor. Ve hep hamburger, patates, tavuk kızartması yemek istiyor.
İllimunatinin taşeronu bazı siyasi partiler, görüntü aralarındaki karelere yerleştirilmiş bilinçaltı kareleri. 25. kareleri çoğu zaman kullanıyor ve seçim sonuçları ortada.
Amerika'da bu yöntemin bazı reklam firmalarınca kullanıldığı tespit edildi ve daha sonra reklamlarda kullanılması yasaklandı.
Subliminal mesajların en çok kullanıldığı ülkelerden biri de Rusya’dır. Sırf subliminal mesajları tespit edebilmek için, mesajları frekans aralıklarına göre analiz ederek ortaya çıkaran yazılımlar ve özel detektörler var, Rusya’da ve Amerika’da.
Maalesef Türkiye'de subliminal mesajlara karşı koyabilecek bir teknoloji ya da yöntem yok. Üstüne üstelik bu konuda halkı korumak için herhangi bir çalışmada yok. Milletimiz İllimunati barbarlarının dört duyu organımıza eklediği. Beşinci duyu, bilinçaltı saldırısı ile subliminal mesaj ya da gizli bilinçaltı hipnoza karşı tamamen korumasız ve çaresiz. Etkisiz yetkililer ise sağır ve dilsiz.
Subliminal mesajla hipnoz; İllimunatinin 3. Dünya Savaşı diyebileceğimiz. Artık insan beyninin içinde yapılan bu savaşta çok kullandığı etkili bir silahtır. Artık, savaşlar. İnsan beyninin içinde yapılıyor!..
Subliminal mesajlar, özellikle taze genç beyinler ve genelde toplumun tüm etkin kısımlarını pasif kılmak için..İllimunati tarafından etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Doğrudan bilinçaltına verilen telkinlerin tarihi seyrine baktığımızda, nasıl profesyonelce kullanıldığı apaçık oraya çıkar. Subliminal mesajla hipnozun kullanıldığı amaçlar ve sonuçları göz önüne alındığında ne kadar korkutucu ve etkili bir silah olduğu ayan beyan ortadır. Bu tehlikeye karşı taze, veriye aç, genç beyinlerimizi özellikle korumalıyız..
Doğrudan bilinçaltına verilen subliminal mesaj (Hipnoz) ile “ferdî ya da toplumsal hipnoz” yapılabildiğini aşağıdaki örneklerden çok daha iyi anlayabiliriz:
1920’li yıllarda BBC ilk radyo yayınına başladığında, halk radyonun ‘şeytanın sesi’ olduğuna inanıyordu. BBC yönetimi bu düşünceyi yıkabilmek için bilinçaltına yönelik mesaj (subliminal mesaj) kullandı. Bulunan teknikle, duyulan normal radyo seslerinin geri planında gerçek amaca yönelik telkinler kullanıldı. Bu telkinleri oluşturan kelimeler, öndeki seslerden zayıftı. Hiç yokmuş gibiydi. Fakat dikkatli dinlendiğinde fısıltı şeklinde de olsa net olarak işitilebiliyordu. O tarihlerde tıpta bazı hastalıkların ‘fısıltı tedavisi’ yöntemiyle tedavi olduğuna inanılıyor, doktorlar hastalar farkına varmadan, kulaklarına bazı telkin kelimeleri fısıldıyordu. BBC bu yöntemi alıp radyo yayınlarında kullandı ve başarılı da oldu.
Rusya’da 1972 yılında büyük bir buğday kıtlığı olur ve Rusya ilk kez buğday almak için ABD’ye başvurur. ABD ise şu cevabı verir: ABD’nin Sesi Radyosunun yayınlarını parazitlenmeyi bırakırsanız, size buğday veririz. Rusya mecburen kabul eder ve parazitlenmeyi keser. 10 yıl sonra Rusya’da rejime karşı hoşnutsuzluk başlar. Halk ‘Bizim de rejimimiz ABD gibi olmalı. ABD büyük bir devlet, özgürlükler ülkesi, Rusya ise büyük bir cehennem.’ diye söylenmeye başlar.
İlginç bir anekdot daha; 1972’de buğday alımında Tarım Bakanı Gorbaçov. 1982’de Glasnost ve Perestroyka ile Başkan Gorbaçov. Gorbaçov anılarında diyor ki, ‘ABD gibi bir düzen kurmamızın dönüm noktası, Voice of ABD Radyosu’nun Rusça yayınlarındaki parazitlenmeyi kaldırmamızla başlamıştır. Bu yayınlar etkisiyle, Rus halkı kendi rejimine düşman, ABD rejimine hayran bir halk haline gelmiştir!.'.
İlluminatinin tarihte gelmiş geçmiş en büyük idegogu..Şarlo diye bildiğiniz; Amerikan Yahudi’si Charlie Chaplin’dir. Chaplin. İlk karanlık sinema salonlarını kullanıyor ve salon çıkış kapılarında. Çıkan insanların, etkilenmiş ruh hallerini tesbit ediyor ve diyor ki; " tüm dünyayı bir sinema salonu yapıp, tüm insanlığa mesajlar vererek. İnsan beyinlerini yönlendirebiliriz!"..ve..100 yıl sonra artık, tüm insan beyinlerini yönlendiriyorlar!..
Yorum Yazın