Sayın Devlet Bahçeli’nin Uzattığı El
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli nin Türkiye Büyük Millet Meclisi açılış günün de Meclis de gurubu bulunan kısa adı Dem Par olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi sıralarına giderek elini uzatıp parti yetkilileri ile musafaha etmesi kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor...
Peki bu tartışmalardan bir verim alınabilir mi?
Sayın Bahçeli nin uzattığı el muhatapları tarafından gerektiği gibi mukabele görebilir mi ?
Gelin bu suallere acizane fakat halisane fikirlerimi ifade edeyim...
En son söyleyeceğimi baştan söyleyeyim ki ;
Sayın Devlet Bahçeli nin uzattığı el malesef boşta kalacaktır...
Muhatapları tarafından asla gerektiği muameleyi görmeyecektir...
Sayın Bahçeli nin tüm iyi niyetine rağmen ve bu eli aslında Dem Par a rey verenlere yani Kürt halkına uzattığı halde sözde halkı adına TBMM de bulunan ama aslında halkının değil emperyalizmin içimizde ki temsilcileri olan terör örgütünün kravatlı elemanlarında asla hak ettiği karşılığı bulmaz...
Yine bugün sayın Bahçeli nin İmralı da mukim ve mahkum cezasını çekmekte olan terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan a da yaptığı çağrının bir anlamı olmayacaktır...
Sayın Devlet Bahçeli nin tüm iyi niyeti ve civan mertliği bu mertlikten nasipsiz sözde siyasetçi özde terör örgütü ve emperyalizmin temsilcilerince mukabelesiz kalacaktır...
Çünkü ne terör örgütünün ne de TBMM de gurubu bulunan siyasi parti olan Dem Par ın herhangi bir müstakil insiyatif alma hürriyeti ya da yetkisi yoktur...
Hatırlayın eski partilerinde ki milletvekilleri ve temsilcilerini...
Ne diyorlardı meclis de ''Silah bırakma çağrısının muhatabı biz değiliz İmralı’da ki Abdullah Öcalan dır. Gidin ve onunla anlaşın. ''
Peki DEVLET İmralı ya istihbarat şefini yollayarak Terör örgütü başı Öcalan ile görüştü 2012 sonu ve 2013 başlarında...
Yani çözüm süreci denen zamanın başlangıcında.
Ne oldu peki?
Allah için hakkın ı teslim edelim Apo örgütüne silah bırakmasını tavsiye etti ve silahlı militanların yurt dışına sevkini istedi...
Peki Kandil in buna cevabı ne oldu zaman içerisinde; Önce çekilirmiş ve silah bırakacakmış gibi yaptılar daha sonra ise asıl patronları olan Haçlı Siyonist patronlarından gelen talimatla '' APO İMRALI da ESİR dir...
Esaret altında ki kişinin sözleri ile hareket edemeyiz '' oldu !
Halbuki daha evvel ''Gidin APO ile görüşün bizim ve Kürtlerin lideri odur !!! '' diyorlardı...
Bir defa şunu net olarak ifade edelim ki;
Ne PKK nın ne de siyasi uzantılarının müstakil hareket kabiliyetleri yoktur.
Kandil’dekilerin hiç yoktur...
Çünkü onların a dan z ye tüm ihtiyaçlarını, on binlerce Tır dolusu silah sevkiyatlarını karşılayan batılı patronlarına rağmen konuşma hürriyetleri yoktur.
Şayet bağımsız hareket etmeye kalkılırsa anında arpaları kesilir ve iyot gibi açıkta kalırlar...
Burada muhatap alınması gereken yegane kesim Türkiye Cumhuriyeti nin onurlu vatandaşları olan Kürtler’dir...
Evet, Sayın Bahçeli’nin uzattığı el onlaradır ama onların temsilcileri onlara rağmen hareket etmektedirler...
Kürtler PKK’ya ya da Siyasi temsilcilerine silahlı mücadele mi yapın demişlerdir...
Asla !
PKK ve türevleri silahlı mücadeleyi Kürtlere rağmen ve onları da ezerek sömürerek dönemin Türk Devletinin zaaflarını kullanarak gerçekleştirmiş ve on binlerce insanımızın katledilmesine sebep olmuşlardır...
Pekiyi 2015 Temmuz undan itibaren Türkiye Cumhuriyeti devletinin süreç içerisinde FETÖ nün de Devletten kazınması ve rahat bir askeri mücadele ile PKK yı hendeklere gömmüş ve yurt içerisinde ki operasyonel kabiliyetine son vermiştir...
Yani artık PKK yoktur..!
Hudutlarımızın dışındadır...
O zaman ne yapacağız ?
Öyle ya Dem Par PKK’nın, PKK’da Emperyalist ülkelerin emrinde ise; Öcalan’ın da Kandil ya da terör baronları nezdinde hür olmayıp sözünün bir değeri yoksa bu el kimedir ?
Muhatabımız kim olmalıdır Devlet ve Millet olarak ?
Tabii ki Kürt vatandaşlarımız ?
Pekala Kürt vatandaşlarımız ne zamandan beri Devletimizle aramıza mesafe koymuştur ?
Ya da şöyle soralım;
Kürt meselesi popüler adı ile Kürt Sorunu ne zaman başlamıştır ?
Kürtler tam olarak ne istemektedirler ?
Kürtlerin derdi nedir ?
Bu soruların cevabını öğrenmeden kime el uzatırsak uzatalım şekilden ibaret kalacaktır...
Ha şunu dersek, ki diyebiliriz ya da diyoruz;
''Biz PKK’yı ezdik... Kimsenin de sesi gürültüsü çıkmıyor...
E zaten Sayın Cumhurbaşkanımızın müteaddid defalar belirttiği üzere ''Biz Kürt sorununu çözdük... Ana dilde konuşma yasağını ülkenin her tarafından kaldırdık. Yer ve köy isimlerini serbest bıraktık. Bu sorun çözülmüş bitmiştir...Herkeste halinden memnundur ''
O zaman nereye ve kime neden el uzatacak sayın Bahçeli ya da başka bir siyasetçi ?
Demokrasilerde farklı partilerin olması ve farklı plan ve programlar teklif etmeleri çok tabii bulunduğundan Dem Par veya benzeri partiler olacaktır...
PKK’da operasyonel kabiliyetini yurt içinde kaybettiğinden sadece yurt dışında ki yani Irak ve Suriye nin kuzeyinde ki PKK -PYD vs ye odaklanıp onları orada yok etmek kalıyor...
'' E AMA BİZ DEM PAR IN bizimle yani Cumhur İttifakı ile birlikte hareket etmesini istiyoruz.
Yurt içinde ki iç cepheyi tahkim etmek istiyoruz.... Tüm partiler yerli ve milli olmalıdır.'' diyorsanız o halde başta DEM PAR olmak üzere Kürtlerin arasından çıkmış tüm parti dernek ve sivil toplum kuruluşlarına bir sorun bakalım dertleri ne imiş ?
Bu anayasa ile bunlar mümkün olur muymuş?
O halde ne yapacağız ?
Çözüm ne ?
Çözüm yok pardon Çözüm süreci yok !
Aslında bir mesele de yok !
O halde 2015 22 Temmuz un dan yani Çözüm sürecinin bitip tekrar PKK nın kafasının ezildiği günden bu yana ki mücadele şekline devam...
Yok ben Kürtlerin tamamını yanıma almak istiyorum yaklaşan dış tehditlere karşı Çanakkale de ki , Çaldıran da ki ya da Malazgirt teki gibi beraber karşı koymak istiyorum diyorsanız o zaman Çanakkale de ki Malazgirt te ki Çaldıran da ki ruha geri dönmeniz gerekiyor...
Efendim bizim kırmızı çizgilerimiz var artık geriye dönemeyiz bu irticadır falan diyorsanız o halde ülkenin yüzde 10 ila 15 ini unutup bugünkü gibi var olan konjonktür ile yolunuza devam edersiniz.
Ama toplumun tamamını kucaklamak isterseniz herkesin kabul edebileceği ve Kenan Evren faşisti tarafından kalın çizgilerle çizilmiş kırmızı hatları tartışmaya açıp konuşmalısınız.
Bunlar nedir derseniz bu ayrı bir yazı konusudur.
Onu da kaleme alınca ifade ederiz.
Bugünlük bu kadar diyelim...
Yorum Yazın