Nükleer Savaş Öncesi Biyoterörizm!
Koronavirüs Çin’den sonra İran’ı vururken İsrail de Şam’ı vuruyordu. Bu tehlikeli virüsü, Atlantik bloku ile Avrasya bloku arasındaki çatışmanın bir parçası olarak görüyorum. Bir yönüyle de Rockefeller ve Rothschild rekabetinin bir sonucu.
Bir kenara not alın. Günün sonunda ABD ve Rusya ortaklığı kazanacaktır.
“Millet diye bir şey yok, insan diye bir şey yok. Birbirinin içine girmiş, etkileşim halinde ulus üstü para sistemi var. Holdingler var. Biz varız!” diye bağıran şirketler çağı bu.
Diğer taraftan komplo teorisyenleri bu tür hastalıkların nüfus azaltma projesi olduğunu ifade ediyor. Onlara göre; dünya nüfusu her yıl 80 milyon artıyor. Bugün yeryüzünde 7,7 milyar insan yaşıyor. Bu rakam 2022'de 9 milyar, 2040'da da 10 milyara ulaşacak.
Son iki yüzyılda dünya nüfusu 7 kat artmış. Bu da 1800 yılından sonra nüfus artış hızının patlama gösterdiği anlamına geliyor.
En büyük delilleri; ABD'nin Georgia eyaletinin Elbert County şehrinde 5.47 metre yüksekliğinde 108 tonluk bir anıtta yazılanlar.
Bu taşlara “Rehber taşı” deniliyor. Anıtın üzerinde 8 modern dil ve 4 antik dilde yazılmış 10 emir bulunmaktadır. Bu 10 emir, yapının dört büyük parçasının yüzeylerine İngilizce, Rusça, Arapça, İspanyolca, Çince, Hintçe, İbranice ve Swahi dilinde kazınmıştır.
İlk maddesi de; “Doğa ile sürekli bir denge içinde insanlığı 5 yüz milyonun altında tut.”
Peki, üç yüz yıldır gizli projelerle kendi emelleri doğrultusunda iş tutan küresel sistem nüfus azaltma planını böyle açıktan tüm dünyaya duyurur mu? Ben olsam açıktan yazmazdım. Neyse komplo teorisyenlerimiz öyle diyor.
Lakin onları haklı çıkartacak bir takım veriler de var.
Bill Melinda Gates Vakfı’nın sahibi olan Gates, bir konuşmasında; “Dünya’da 6,8 milyar insan var ve bu rakam 9 milyara doğru çıkıyor. İyi bir aşılama programı ve sağlık hizmetiyle bunu %10-15 azaltabiliriz” diyordu.
CNN’in patronu Ted Turner ise; “225 milyon insandan oluşan bir dünya kurguluyoruz” dedi.
David Rockfeller de 1952 de Dünya Nüfus Konseyi’ni kurarak, dünya nüfusunu doğum kontrol ilacı üretimi, nüfus planlaması projeleri uygulamalarıyla azaltmayı hedeflemişti.
Daha düne kadar Türkiye’de, devlet eliyle Anadolu’daki ailelere doğum kontrol konusunda bilinçlendirme seminerleri düzenleniyordu. Çocuk yapmak neredeyse ayıp bir şey olarak takdim ediliyordu.
Fransız çevreci, eski Bakan Yves Cochet, Fransa'da 3 çocuğa özendiren aile politikasının değişmesi gerektiğini vurgulayan bir açıklama yapmıştı.
Kadınların kısırlaştırılması, doğum kontrolü, anne karnındaki bebeklerin zayıf, hastalıklı, sakat ve zihinsel sıkıntılı olanların belirlenip doğmadan ayıklanması, bedensel engelli yaşlılara gösterilen muamele ve gıda terörizmi…
Öyle ki Marshall yardımlarının yapıldığı yıllar, süt tozunun zorunlu olarak içirildiği Türkiye'de, çocuk felci salgınlarının görülmeye başlandığı yıllardır.
Felçlere, hatta ölümlere yol açan bu hastalığa karşı aşıları da ABD, milyon dolarlar karşılığında Türkiye'ye satıyordu. CHP’nin üç kuruşa teslim olduğu hazin yıllar…
Avrupa Birliği Ocak 2012 raporuna göre; 2050 yılında dünyada çiftlerin ancak %5 'i normal yollarla çocuk sahibi olabilecekmiş.
Bugün evli çiftlerin en az 3'te 1'nin çocuğu olmuyor. 10 yıl sonra 2 evli çiftten birinin çocuğu olmayacak. CIA'in 2030 perspektif raporunda da Türkiye'nin üreme yetilerini kaybedeceği belirtiliyor.
Buna sebep olacak olanlar; gıda, eşcinselliğin bilinçli bir proje olarak dayatılması, zihin kontrol, hastalıklar ve aşılama.
Tüm bunlar komplo teorisyenlerini haklı çıkarıyor. Buna ilaveten tüm bu olan bitenleri devletlerin çıkar kavgasının bir parçası olarak da görüyorum. Bugün virüsün Rothschildlerin hâkimiyet sahasında görülmesinin bir nedeni de bu olabilir.
Meselenin bir de teo-siyaset tarafı var. Ortada çıkarılmak istenen bir de büyük savaş var. Bu savaşın nükleer savaş olacağını tahmin ediyorum.
Hatırlayınız, nükleer silahların azaltılması ve dünya barışına katkılarından dolayı Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen Barack Obama yönetimindeki ABD, 6 yılda tam 7 ülkeye saldırmıştı!
ABD, Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından her yıl ortalama 2 ülkeye askeri müdahalede bulunmuş. Nobel Barış Ödülü sahibi Obama’nın Amerika’sının bugün 150’nin üzerinde ülkede 1000’e yakın askeri üssünde 350 bin civarında işgalci askeri görev yapmaktadır.
Dünyanın en büyük biyolojik ve kimyasal silah üreticisi olan ABD’nin bugün kimyasal silah miktarının 30 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Virüs tam da bu noktada savaş öncesi zayıflatma adımıdır. Önce kaos sonra kökten temizlik ve yeni dünya imparatorluğu!
Yorum Yazın