Markar Esayan
Uzun zamandır yazmak istediğim ama fırsat bulamamaktan ziyade kırıcı olur mu ya da yanlış anlaşılır mı diye tehir ettiğim bir kaç satırı sevgili #MarkarEsayan ın ahirete irtihali vesilesi ile yazmak istiyorum.
İnşaAllah meramımı anlatabilirim.
En mühimi de hesabi değil hasbi düşünceleri mi ifade etmeye gayret göstereceğim.
Çünkü istesem de hiç hesabi olamıyorum.
Öncelikle sevgili dostum, dava adamı, modern bir Osmanlı,
yerli milli bir İmparatorluk milliyetçisi olan,
AK Parti İstanbul milletvekilimiz #MarkarEsayan ı kaybetmenin teessürü içerisindeyim.
Sevenlerine dava arkadaşlarına; hususen Türkiye Ermeni Cemaatine umumen Türk Milletine başsağlığı dilerim.
Toprağı bol olsun kardeşimizin.
Evet Markar bu toprakların evladı idi. Müslüman Çerkes bir anne ile Dolapdereli tamirci ustası Ermeni bir babadan dünyaya gelmiş gerçek bir Osmanlı beyefendisi olarak İstanbul da büyümüş bir evladı idi hem de...
Markar Esayan ı diğer Ermeni Ekalliyetimizden ( azınlık toplumu mensuplarından ) ve Ak Parti ye yakın medya da yazan arkadaşlarımızdan farklı kılan ne vardı ki bu kadar ardından sitayiş ve hüsnü şehadette bulunuluyor.
İnsanların yüreği ölüm haberi ile neden bu kadar sızladı?
Benim kendi adıma Markar'la tanışmam çok eski değildir.
Taraf ta yazmayı bıraktıktan hemen sonralara ve Yeni Şafak ta yazdığı zamanlara rastlar.
Sosyal medyadan tanışmıştık benim ilk katıldığım günlerde Twitter da.
Ama onu farklı kılan hasletler vardı bizlerden sanki.
Başta tevazu olmak üzere gibi.
Diyeceksiniz ki o tevazu başka kimsede yok mu medyada?
Tabii ki var.
Ama tevazuyu;
durumunuz iyi herkesin size rağbet ettiği zamanda değil de başınıza bir sıkıntı gelip bulunduğunuz alanı kaybedip işinizden aşınızdan olduğunuz da da gösterebiliyor musunuz?
İkincisi Sadakat! Sadece makamınız, maaşınız olduğunda değil o makam ve maaşı kaybettiğiniz de ya da size linç uygulanırken de gösterebiliyor musunuz?
'' Benden daha aşağı seviyedekiler şu an benden daha iyi yerlerde ama '' diyipte davanıza partinize sadık kalabiliyor musunuz? Yoksa hemen yan çizip kendinize başka yağlı kapı mı arıyorsunuz?
Kendi kavminiz akraba ve aşiretiniz hatta ailenizin aleyhine bile şahitliklerde bulunabiliyor musunuz ?
Tıpkı biz Müslümanlardan Nisa Suresi 135. ayette istendiği gibi ? Yoksa yanlış da olsa kendi kavminizi, yakınınızı veya menfaatinizi mi tercih edip amigoluğunu yapıyor sunuz?
Tarafınız hakkaniyet mi yoksa menfaatiniz mi?
Asabiyetiniz mi ağır basıyor adalet hisleriniz mi?
İşte #MarkarEsayan bu imtihanların hepsinden geçmiş bir kardeşimizdi.
Duruşunu tevazusunu sadakat ve adaletini hiç bozmadı.
Ne Taraf gazetesinden ne
@AGOSgazetesinden
ne de
@yenisafak tan
ayrıldığında buraların aleyhine aleni yazıp konuştuğunu hiç okumadım dinlemedim.
Kendisine bir çok haksızlıklar yapıldığında dahi bunu dillendirmemiş aynı hal üzere bildiği doğruları başka mecralarda anlatmaya devam etmiştir.
Çok basit iki emsal vereceğim oradan sizlerde tahayyül edebilirsiniz Markar ın kişiliğini.
2105-7 Haziran seçimlerinde milletvekilliği seçimlerinde Ak Parti den aday adayı olmuştu...
Ben adaylığını ilk duyduğumda kendisini sosyal medyadan desteklemiş ve Ermeni olması sebebi ile pozitif ayrımcılık yapılarak 1. sıradan gösterilmesini arzu ettiğimi belirtmiştim Daha evvelki seçimlerde Ak Parti onun bölgesinden (zannediyorum 3. bölge)11 milletvekili çıkarıyordu ve Markar 12. sıradan aday gösterilmişti Yani biraz daha fazla çalışılmalıydı.
Yoksa kıl payı kaybedebilirdi. Seçim neticeleri belli olduğunda Ak Parti 12 milletvekili çıkardı onun bölgesinde ve Markar Esayan meclise girdi. Lakin bu seçim tekrar edildi malumunuz 1 Kasım da ve bu kez 13. sıradan aday gösterildi.
Yani daha daha çok çalışılmalıydı ki bir fazla çıkarsın Ak Parti...
Markar da çalıştı...
ve 1 Kasım seçimlerinde de kıl payı yani 13.sıradan milletvekili olarak Meclise girdi. Gece yarılarına kadar meclis komisyon ve genel kurullarında çalıştığının Türk milletinin menfaatine olacak tüm çabaların içinde en ön sıralarda olduğunun herkes farkındaydı ki
bu kez parti onu karar mekanizmasına ve MKYK üyeliğine getirdi. Artık #MarkarEsayan sadece düz bir vekil ya da komisyon üyesi değil 10 milyondan fazla üyesi olan Dünyanın en büyük partilerinden Ak Parti nin de ilk 28 kişisinden biri olmuştu. Diyeceksiniz ki başka Ermeni milletvekilleri de var diğer partilerde ? Ama ya sesi çıkmaz ya da bir tanesi gibi hep Türkiye ye düşmanlık içerisindedir ve bölücü örgütlerle iş tutmaktadır.
Markar ı farklı kılan sadece diğer Ermeni vekillerden daha fazla Türkiyeci ve milli olması değildi.
O tüm vekiller içerisinde hep ön planda idi.
İsim vermeyeyim ama hepimizin bildiği şahıslar var.
Bulunduğu yeri beğenmediğinden mütevellit Ak Parti den istifa edip bırakın kenara çekilmeyi bir de bölücülerin ya da hiç alakası olmadığı partilerin safına geçenleri de biliyoruz.
Yine sözde soykırım iddialarında bulunulduğunda ya da Karabağ da ki Ermenistan işgali gündeme geldiğinde tıpkı kendisinin '' Ahpariğim '' ( kardeşliğim ) dediği Hrant Dink gibi hep haklının , mazlumun yani Azerbaycan ın yanında yer almasıdır...
1915 olaylarını kendisi ile konuştuğumda ne diyecek diye merak etmiştim ve verdiği şu cevap karşısında çok şaşırmıştım.
'' Mustafa cım '' dedi... '' ama bizimkilerde rahat durmamış ki be kardeşim '' Bu cevap beni çok şaşırtmıştı. Çünkü en az beklediğim cevap '' Great Catastrophe '' yani '' Büyük Felaket '' ifadesi idi.
Zaten devletimiz dahi bu ifadeyi kabul ediyordu.
Sayın Cumhurbaşkanımız da 2014 den beri Ermeni vatandaşlarımızın 1915 senesinde yaşadıkları acıları anıyor ve ölenlere taziyelerini arz ediyordu.
ABD de bu ifadeyi hep tepemizde demoklesin kılıcı gibi tutuyor ve
'' soykırım '' ifadesini kullanmakla tehdit ediyordu.
Gerçekten de 900 sene sulh içinde yaşadığımız ve kendilerini '' milleti sadıka '' diye andığımız Ermeni Ekalliyetimiz ne olmuştu da Tehcir e veya iddia edildiği gibi sözde soykırıma uğramıştı. Taşnak ve Hınçak çetelerinin Batılı emperyalist devletler ile Çarlık Rusya'sının kışkırtması ve devlet vaadi ile nasıl oyuna getirildiğini tıpkı Hrant Dink gibi ,
Ahpariği ( kardeşliği ) Markar da biliyordu.
Bana bu konuda kitap önerdi. Sık sık birbirimize yaptığımız gibi. Hemen okudum ve gerçekten laf olsun ya da Türk kamuoyundan aferin alsın şirin gözüksün diye değil gerçekten inandığı ve bilimsel kabul ettiği için '' Büyük Felaket '' kavramını kifayet edici buluyordu. O da Hrant gibi karşılıklı hatalar yapıldığını ama ortada bir soykırım bulunmadığını bunun Türk Milletine atılmış büyük bir iftira olluğunu kabul ediyordu.
Ömrünün farklı dönemlerinde tersi ifadeleri veya düşüncesi oldu mu bilmiyorum... Olsa da benim için hiç mühim değil. Çünkü ömrünün en az son 8 yılında ben şahsen soykırımı kabul etmediğine şahidim. O modern bir Osmanlı idi ve hiç bu topraklara ihanet etmedi. Hiç ithal olmadı.
Tüm düşünceleri yerli ve milli idi. Buranın evladı idi...
Ben kendim dahil hepimize onun tevazusunu olaylar karşısında adil tutumunu, davasına ve davasının lideri #RecepTayyipErdoğan a sadakat ve bağlılığını en mühimi de iddia sahibi olduğu mevzularda liyakat sahibi olması gerektiğini bu konuda hep gayret etmesini emsal gösteriyorum...
Toprağın bol olsun ahparik #MarkarEsayan
Hep beyanın Dindar bir İsevi olduğundan ona göre hitap ettik sana. Ama inanıyorum ki Çerkes kızı olan Müslüman annen gibi sen de Resul i Ekrem efendimiz (s.a.v) in Nübüvvetine iman ediyordun inşaAllah.
Allah Teala Dinince yargılasın...
Şimdi senin en çirkin dediğin ama benim en karizmatik bulduğum resminle bu yazımı bitiriyorum...
Yorum Yazın