Kel Vatandaşın Sahibi Var Da Mazlum Mültecilerin Sahibi Yok Mu Zannediyoruz?
Kel bir vatandaş berber koltuğuna oturuyor ve sakal tıraşı olmaya başlıyor. O esnada mahallenin kabadayısı berber dükkânına giriyor ve ''kalk ulan koltuktan ben sıra beklemem'' deyip koltuktaki kel vatandaşımızın kel başına kuvvetli bir tokat atıyor şapadanak diye. Adamcağız yüzü kıpkırmızı kalkıyor koltuktan ve yerini kabadayıya veriyor mecburen.
Kabadayı tıraşını bitirip kapıdan dışarı çıkarken, tıraşı yarım kalan kel vatandaşta aynı koltuğa oturmak üzere hamle yapıyor. Daha yerine oturmadan kel vatandaş, o Kabadayı dışarı adımını atar atmaz daha kapının önünde kendisine bir otobüs çarpıyor ve ölüyor.
Berber kel vatandaşa diyor ki: ''Ya sen adama neden beddua ettin ki bak adama otobüs vurdu. Allah cezasını verdi hem de acilen.''
Kel vatandaş da cevap veriyor: ''Hayır ben beddua etmedim ama kelin de bir sahibi var.''
Ever, kelin de bir sahibi var. O da Allah’tır.
Kıssadan hisse işte...
Muhacirlere,
Mültecilere,
Mazlumlara,
Mağdurlara kaba sert davrananlar. Hatta onları taşıyan basit deniz botlarını şişleyip batıranlar. Hatta hatta üzerlerine kurşun yağdıranlar, iktidara gelirsek hepsini kovacağız bu ülkeden diyenler, biraz da size bu kıssa.
Kelin ahını yerde bırakmayan Allah onlarında ahını yerde koymaz...
Dikkat edin!
Yerden göğe kadar haklısınız yalnız gelip çok çocuk yapıp kural tanimamakda var esas sebebi bizler Müslüman olduğumuz için başta USA,AB olmak üzere oyun kurmuşlar bizlerde kurbanız biz yanlarında olabiliriz.