Kanadı Kırık Fanatik Kemalistler İsyanda!
Geçenlerde kahvehaneyi andıran bir TV programında, içine helyum gazı kaçmış gibi tuhaf ses tonuyla, başörtüsü zulmü başta olmak üzere Anadolu insanına yaşattıkları hemen her kötülüğü büyük bir iştahla ve küstahlıkla karikatürize etmeye çalışan rezil bir insan vardı. İnsan mı dedim ben!
Kin ve nefretlerini hep taze tutuyorlar. Fırsatını bulduklarında, 28 Şubat’ta dindar insanlara çektirdiklerinin on mislini çektirmeye azmetmiş fanatik, bağnaz, gözü kara, azgın bir topluluk var karşımızda.
Asıl mevzu nedir biliyor musunuz? Bu şahıs bize bir şey hatırlattı. Biz, eski Türkiye zihniyeti bitti, o defter kapandı, hadi işimize bakalım dedikçe o zihniyeti hala diri tutan fanatikler, her geçen gün dozunu arttırarak büyük bir öfkeyle intikam yeminleri ediyor. Kimse bu konuda gevşemesin derim.
Milleti aşağılamak bir Kemalist, CHP politikasıdır. Bunu biliyoruz. Bu kibirli tutum yıllar geçse de hiç değişmedi/ değişmez.
Her türlü baskıcı ve otoriter tutumu kendilerine meşru gören bu zümre, içlerinde birikmiş öfkeleriyle her an patlamaya hazır bomba gibiler. Artık ne diyeceklerini sapıtmış bir hale geldiler. TV’de de gördünüz, tipik bir kronik nevroz hali bu!
Toplumdaki farklılıklara tahammül edemeyen, kendi düşünsel benliğinde kaybolmuş, taktığı at gözlüğü artık kafasıyla bütünleşmiş ve herkesin kendi gibi olmasını, kendi gibi düşünmesini isteyen zavallılar.
Öyle ki dinleyen ve izleyenlerde "Acaba sarhoş mu?" dedirtecek kadar üslupsuz, basitten de aşağı, son derece seviyesiz bir hal. Alaycı ve hakir bir dil, paçalardan akan kibir...
Ortada yüz yıllık bir mühendislik çalışması var. Bunun bir çırpıda tasfiye edildiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
Bakınız, çok kültürlü, çok dilli koskoca bir imparatorluğun bakiyesi üzerine modern bir ulus devlet kurduk biz. Bu öyle kolay olmadı. Çok hazin bir hikâyesi vardır. Uğur Mumcu bir makalesinde İstiklal Mahkemeleri için şöyle diyordu. “Bunlar savaş ve ihtilal dönemlerinde rastlanan anti-demokratik infaz kurullarıdır.” Bu mahkemeler eliyle dokuz bin kişi sorgusuz sualsiz ipe gönderildi.
Çünkü Dr. Nazım’ın dediği gibi; “Bu toprakta milliyeti, dini, dili ne olursa olsun Türk olmayanlar kahrolsun!” şeklinde yürüyen korkunç bir zihniyet hâkimdi.
O dönem, insanın doğasına/fıtratına bile müdahale ettiler. İnsan ve değerlerine yönelik amansız bir savaş açtılar. İnsanı yok sayıp görmezden geldiler. Türkiye Cumhuriyeti standartlarına/kriterlerine uygun yeni bir insan yaratma çabası içerisinde oldular. Zorla, baskıyla ve silahla…
Yıllardır halkın iradesini, tercihlerini hiçe sayanlar, halkı mantıksız bulanlar, aşağılayanlar, dışlayanlar ve onları işe yaramaz kalabalıklar olarak gören bu zalimler karşısında son on yıldır çetin bir mücadele yürütmekteyiz
İşte o tuhaf kadın ne demek istiyordu biliyor musunuz? Bugün fırsatını bulalım aynısı yapacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın. Bu daha da korkunç!
Yaptıkları zulmü tek tek sayarak bugün aynısının kendilerine yapıldığını iddia ederek, mağdur ediliyoruz diyor. Binlerce öğrenciyi sırf başörtülü oldukları gerekçesiyle eğitim hakkından yoksun bırakan bu zihniyete soruyorum. Siz hiç, son on altı yılda laik, çağdaş, Kemalist olduğu gerekçesiyle tek bir öğrencinin okuldan atıldığını duydunuz mu? Hangi kutsalınıza dokunuldu?
Bu ülkenin seçilmiş cumhurbaşkanına hemen her gün hakaret edeceksiniz, onu ölümle tehdit edeceksiniz, Erdoğan’ı destekleyen yazarları tehdit edeceksiniz, 15 Temmuz’da üzerimize bomba yağdıran Amerikan’ın köpeklerine sahip çıkacaksınız, bu ülke için yapılmak istenen hemen her projeye karşı çıkacaksınız ve sonra utanmadan mağdur edildik diye ağlayacaksınız.
Ağlayın, zırlayın, bağırın, çağırın… Çaresi yok. Bir daha eski Türkiye’yi geri getiremeyeceksiniz. Türkiye artık geri dönülemez bir yola girmiştir. Bu yol “İnsanlık yoludur”. Bu yol demokrasi, hukuk, adalet, özgürlük ve ahlak yoludur. Bu yol İslam ülkelerinin birliğine, dirliğine, huzur ve barışına giden bir yoldur. Bu yoldan milim sapma göstermeyeceğiz.
Saltanatı kaldırıp kendinize yeni bir saltanat inşa ettiniz. Her on yılda bir, milletin alın teriyle biriktirdiği serveti askeri darbelerle yağmaladınız, kız çocuklarımızı, erkek çocuklarımızı mağdur ettiniz, bu ülkenin evlatlarını tarihlerinden kopardınız, yetmedi daha beterini yapacağız tehdidinde bulunuyorsunuz.
Batı’dan Doğu’ya, Doğu’dan Batı’ya doğru gelen yıkıcı güçlerin arasında beka mücadelesi veren Türkiye’yi 19. Yüzyıl bataklığına çekemeyeceksiniz. Ehli vicdan sahibi yazarlarımızı, sanatçılarımızı, siyasetçilerimizi yıldırıp kendilerine alan açmak isteyen FETÖ kırıntısı, Kemalist, ırkçı, beyni dumura uğramış, satılık tetikçilerin artık devri bitmiştir. Ak Partili arkadaşlarımız da asla gevşeklik göstermesin. Görüldüğü gibi tasfiye olan bir şey yok. Hala kinlerini diri tutan ve fırsat kollayan, azgın bir topluluk var. Aman dikkat!
Yorum Yazın