Her Zorluk Bir Öğretmen Her Acı Bir Ders
Dünya hayatındaki imtihanın gereği olarak inananların karşılaşacağı pek çok zorlu olay yaratılır. Ancak insanı zorlasa da Allah’ın her olayı hayırla yarattığını unutmamak gerekir. Yaşanan tüm olaylar bir hikmet üzeredir ve mükemmeldir. Hayatın çeşitli zorlukları, kişisel gelişim ve olgunlaşma yolunda önemli adımlardır. Her imtihan bir öğrenme fırsatıdır. Her zorluk bir öğretmen, her acı bir derstir.
Müminler, Allah’ın çok detaylı yarattığı kader dahilinde türlü zorluk ve sıkıntılarla karşılaşırlar. İnkâr edenlerin müminlere tuzaklar ve hileli düzenler kurmaları da Allah’ın kanunudur. Tüm bu tuzaklar, imtihanın bir gereğidir. Kurulan tuzaklar, bazı durumlarda hemen bozulmayabilir; tuzakların bozulması ve gerçeklerin ortaya çıkması çabuk gerçekleşemeyebilir. Müminin üzerindeki sorumluluk; ne kadar sürerse sürsün her imtihana Rabbi için güzel bir sabır göstermek, Allah’a tevekkül etmek, O’ndan hoşnut olmaktır.
Kur’an’da da söz edildiği gibi peygamberler ve beraberlerindeki tüm inananlar benzer imtihanlar yaşamışlardır. Ancak örgütlenen bütün düzenler belirli bir süre devam etmiş, Allah’ın takdir ettiği süre geldiğinde ortadan kalkmıştır.
Yaşanan imtihan ve zorlukların uzun ya da kısa sürmesi karşısında müminin inancı, ahlâkı ve davranışları değişiklik göstermez. Çünkü inanan insanlar Rablerinin “düzen kurucuların en hayırlısı" olduğu gerçeğini bilirler.
Hani o inkâr edenler, seni tutuklamak ya da öldürmek veya sürgün etmek amacıyla, tuzak kuruyorlardı. Onlar bu tuzağı tasarlıyorlarken, Allah da bir düzen (bir karşılık) kuruyordu. Allah, düzen kurucuların (tuzaklarına karşılık verenlerin) hayırlısıdır. (Enfal Suresi, 30)
Hayrı da şerri de yaratan Allah’tır. Yaşadığı olay insana şer gibi görünüyor olsa da Kur’an’da haber verildiği gibi, gerçekte hayırdır. Hayır gibi görünen durum ise insan için bazı durumlarda şer olabilir. Bu ilim yalnızca Alim olan Allah’a aittir. İnsan, O’nun ilminden yalnızca O’nun dilediği kadarına sahiptir. Ve bir ot bile meydana getiremeyen insana düşen, Rabbinin sonsuz gücü karşısındaki aczini kabullenerek, tam bir teslimiyetle teslim olmaktır. Tüm imtihanlara karşı sabır göstermek ve Allah’ın hoşnut olacağı en güzel davranışları sergilemektir.
İmtihan olmak, Allah’ın kulunu unutmadığının işaretidir. İnsana ne kadar zorluk isabet ederse, insan Allah’a o kadar yakınlaşır.
Gözleri görmeyen insana bir operasyonla gözlerinin açılabileceği ancak bu süreçte oldukça acı çekeceği söylense, itiraz eder mi? Asla itiraz etmeyeceği çok açıktır. Kişi çekeceği bütün acılara göğüs gerer, sabreder; çünkü sonunda aydınlığa kavuşmayı umut eder. İnanan insan da aydınlığa kavuşacağını umut ederek yaşadığı tüm zorluk ve sıkıntılara sabır gösterir. Ve ne kadar fazla zorluk isabet ederse, Rabbine olan aşkını ispatlayacağı fırsatları da artar.
Zorluk, inanan insana yemek içmek gibi lazımdır ancak bu zahirinde bir zorluktur. Çünkü zorlukla beraber kolaylık olacaktır. Allah imtihan eder, ardından kolaylığı verir. Üst üste de olsa zorluklar, belirlenmiş olan zamanda kolaylık gelecektir.
Peygambere, “Bize bir melik gönder de Allah yolunda savaşalım" (Bakara Suresi, 246) diyerek savaşı isteyen, ardından savaş öngörüldüğü zaman, yüz çevirenler gibi olmayalım. Çıkmayacağımız savaşı istemeyelim. En büyük savaş nefsimizle verdiğimiz savaştır; işte çıkmamız gereken asıl savaş budur. Şeytan bizimle bedensel boyutta savaşmaz, bizler de onun boyutunda savaşmalıyız. Aksi, boşa kılıç sallamak olur. Rastgele, göremeyenler gibi kılıç sallamak olur…
"Karanlıklar ve tehlikeler deryasında beni güvende kıl ve o deryadan en hayırlı bir selamet sahiline çıkmayı ihsan eyle. Sensin benim sığınağım ve sıkıntılar ancak Seninle ortadan kalkar... Ya İlahi! Benim ümidim ve seyidim yalnız Sensin. Beni tahkir etmek isteyen ordunun düzenini dağıt." (Celcelutiye)
Yorum Yazın