Fransa da Neler Oluyor?
Ülkemizde Gezi Vandalizm’i ile Fransa da ki Vandallığın arasında bir fark ya da tezat var diyelim? Buradaki Vandalizm’in arkasında Küresel Sermaye Aileleri ve tetikçi finansörü Soros’u gördük. Mösyö Macron da Ailelerin adamı olarak Başkan seçildi Fransa da. Öyleyse Fransa da ki Vandalizm’in sokakları yakıp yıkanların planlayıcısı kim diye sorabilir miyiz? Tabii ki sormamız lazım. Gerçi sorunun cevabı belli gibi gözüküyor. Türkiye de Gezi Vandalizm’inin 5 ağaçtan çıkmadığını nasıl biliyorsak Fransa da ve Belçika’ya hatta Hollanda ya da sirayet eden Vandalizm’in Akaryakıt zammından mütevellit olmadığını da biliyoruz.
Mösyö Emanuel Macron ‘un geçtiğimiz günlerde zikrettiği “AB( Avrupa Birliği ) Ordusu Kurulmalıdır!” Cümlesinin anahtar rolü oynadığı açıktır... Nereden anlıyoruz pekâlâ bunu? Şu an da İsyancılarla ( sarı yelekliler ) Hükümet arasında yapılan Müzakereler de isyancıların istek listesinin 1. Maddesi malum sebep yani Macron ’un cümlesi olduğundan. Bu bize neyi hatırlatmalı peki? Tabi ki ülkemizin gördüğü en aşağılık en alçak en namussuz Vandalizm olan ve FETÖ (yargı ve emniyette ki Fetullahçılarla ) ile KETÖ ( Kemalist Vandalların ) birlikte planladığı senaryosu, üst akla ait olan pis kalkışmayı tabi ki... Ne diyordu o günlerde Gezi Vandallarının sözcüsü Taksim Platformu bir daha hatırlayalım? Unutmamış olanlar iyi hatırlayacaklar. Taksim Platformu dönemin Başbakan yardımcısı ve hükümet sözcüsü sayın Bülent Arınç a isteklerini sıralarken hiç de bu 5 Ağaçla başlamamışlardı. Aynı akaryakıt zammını bahane edenlerin, bununla listeye başlamadıkları gibi. Listenin başında ne vardı? Birincisi, 3. Havalimanını istemiyoruz. İkincisi, Üçüncü Boğaz Köprüsünü istemiyoruz. Dördüncüsü, Kanal İstanbul Projesi olmamalıdır. İla ahir devam ediyordu bu ihanet listesi. Vandallığa ve yakıp yıkmalara sebep gösterilen Taksim Gezi Parkında sökülen beş ağaç ise listede tek bir madde ile geçiştiriliyordu. Zaten bu ihanet kalkışmasındaki ana etken asla Ağaç filan değildi... Bunu Gezi Vandallığında aktif rol üstlenen ve şu an da Firari olarak İngiltere de yaşayan bir eski tiyatrocu müsveddesi de çağrı yaptığı twitter hesabından “Mesele Ağaç değil sen hala anlamadın mı?” diyerek sufle veriyordu, vatan haini güruha. Onlarda, tıpkı şu an Fransa da olduğu gibi, ortalığı yakıp yıkıp yağmalıyor ateşe veriyorlardı..
Görüyoruz ki Vandalizm de masum istekler bazen “Ağaçlar kesilmesin” diye başlar bazen de Fransa da olduğu gibi “Akaryakıta zam istemiyoruz” ile... Dün şahit oldum bir ortamda. Zavallı bir genç “ya Fransa halkı ne kadar hassas; bir zam geldi diye ülkesini yakıp yıkıyor! Keşke biz de zamlara böyle duyarlı olsak” diyordu.
İşte “Gezinin ilk üç günü masumdu” diyen bizim bile içimizde zavallılar vardı.. Ey ahmaklar o ilk 3 gün içerisinde oraya giden gençleri dahi yem olarak yolladılar. Onlarda tıpkı Fransa'daki zavallıların kendilerinin '' akaryakıt zammına tepki göstermek ''niyeti ile gittiklerini zannediyorlardı?
Cevabını aradığımız ( aslında hepimizin bildiği ama çok dile getirmediği ) soru başta bahsettiğimdir. Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, ailelerin adamı olarak biliniyor. Ülkemizde ki ve diğer birçok ülkede ki Vandalizm’inde ardında ki güç ailelerdir. Gelin görün ki, zor durumda kalan da ailelerin adamı Macron ‘dur. O zaman başka bir hal ile başka bir güç karşı karşıyayız demektir.
1945 sonrasında şekillenen Dünya düzeninin patronu Amerika Birleşik Devletleri idi. Bu halen aldığı çeşitli yaralara ve bazı zafiyetlerine rağmen devam etmektedir. Evet karşısında rakipleri çoktur. Bir defa Çin 1945 yılının Çin i değildir. Avrupa Birliği ( Fransa ve Almanya ) artık dişleri sökülmüş bir Kaplan gibi değil kendi Ordularını kurmak istiyorlar. Ukrayna’yı Rusya'ya karşı korumak, gerekirse uluslararası müdahalelerde bulunmak Avrupa Birliğinin de hakkıdır diye düşünüyor Avrupa Birliğinin bu iki amiral gemisi. Yani kendi açılarından haklılar da.
Acaba eli ile 1944 yılında ABD’yi Dünyanın patronu yapan İngiltere de mi bu yüzden Brexit’e ihtiyaç duydu ve Avrupa Birliğinden ayrıldı. Avrupa Birliği de daha Mösyö Macron un “L'armée de l'union européenne devrait être établie (Avrupa Kendi Ordusunu Kurmalıdır)” sözü ağzında kurumadan Brexit’i onayladı ve İngiltere'nin Avrupa’nın dışında kalmasını sağladı. Yani fiili durumu resmileştirdi. Herhalde Kraliçenin Britanya’sı bu kavgada yer almak istemiyor. Ya da ilerde yine ABD’nin uyduluğunu kabul mü edecek? En çok akla geleni hatta kesin diyebileceğimiz de NATO’nun silahlı gücü olan Pentagonun kendisinden başka bir Ordunun Batı Dünyasında olmasına müsaade etmek istemeyişidir.
Neyse bu teoriler bizi daha çok meşgul edecek. Burada emin olduğumuz bir şey olmalıdır. O da Fransa Cumhurbaşkanı Mösyö Macron ‘un tarihi sözü. “Avrupa Birliğinin ABD ve NATO’dan müstakil bir Ordu kurma isteği”
Tüm bu yaşanan hadiselerin sebebi bu diye düşünüyorum...
Yorum Yazın