Erzincan Depremi
27 Aralık... 1939 Büyük Erzincan Depreminin 81.yıl dönümü.
Erzincan vilayetimizde malesef % 98 i Deprem bölgesi olan ülkemizin 1.derece deprem kuşağındadır.
Ülkemizden geçen en büyük fay olan Kuzey Anadolu Fay Zonu'nun Erzincan-Amasya arasında uzanan 350 km'lik bölümünün kırılması sebebiyle aletsel büyüklüğü Ms=7.9 olan katostrofik bir deprem olmuştur.
Bu deprem o kadar büyük bir depremdir ki AFAD a göre Türkiye'de 1668 yılından beri olmuş depremlerin en büyüğüdür.
Erzincan Depremi, tüm ülkeyi etkilemiş ve toplam ülke alanının 5 te 1 inde hasara yol açmıştır. Hatta Fatsa da denizden karayı vuran tsunami olduğuda bilinmektedir...
Yine bu deprem o kadar büyük bir depremdir ki tüm ülke nüfusumuz 17 milyon iken yaklaşık resmi rakamlara göre 33 000 vatandaşımız enkaz altında kalmıştır.
O esnada Erzincan ın şehir merkezi ( ilçe ve köyler hariç ) 20 bin kişi idi. Yani 1,5 Erzincan şehir merkezi kadar nüfus yok olmuştu...
Bugünkü nüfus yoğunluğu ile kıyaslayacak olursak; o gün her 523 kişiden biri ölmüştür Erzincan Depreminde. Bugünkü rakam ile 160 bin kişiye tekabul etmektedir. Yani 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminde 17 bin kişinin öldüğünü düşünürsek o günkü 33 000 kişinin ne manaya geldiğini daha rahat anlayabiliriz. Zaten Ülkemizde Ms =7,9 (aletsel büyüklüğünde) kaydedilen başka bir deprem de sismograflarca kaydedilmemiştir. Daha evvel ki yüzyıllarda Sismografların olmadığını bilsek dahi vuku bulan tahribat ve yıkımlardan deprem büyüklükleri tahmin edilebiliyor...
Bu manada değerlendirirsek ; Ülkemizde vuku bulan son üç yüz yıl içerisinde de 1766 büyük İstanbul Depreminden sonraki en büyük deprem yine Erzincan depremidir. Bunlar zaten kamuoyunca yaklaşık malum olunan bilgilerdir.
Ben bu depremin 81.yıl dönümünde belki çok kimsenin bilmediği bir ayrıntıyı veya hatırayı anlatmak istedim. O da şudur. Depremin yıkıcı tesirleri neticesi her yerin olduğu gibi Erzincan ın hapishanesi de yıkılmıştı. Ve burada bu hapishanelerden sorumlu bir savcı vardı. Erzincan Cumhuriyet Savcısı idi.
İsmi Yusuf İzzet Akçal...
Kendisi cezaevlerinden de mesul olduğu için mahkumları yıkılan hapishanelerin önünde karşısına almış ve hepsine gündüzleri izin verip yıkılıp viran olan Erzincan a dağılıp can kayıplarına karşı yardım etmelerini istemiştir ...
Ancak akşam tekrar cezaevlerine geleceksiniz demiştir...
Ve bu mahkumlar yaptıkları bu gündüz mesaileri ile yaklaşık 1000 ( bin ) kişinin enkaz altından çıkarılıp hayatlarının kurtulmalarına vesile olmuşlardır. Tabii ki her mahkum bir sosyal hadise ve işlenen bir suç sebebi ile hapse girmiştir.
Lakin onlarda insandı ve merhamet sahibi birer Allah kulu idi.
Her birisi firar etmeden nizami olarak akşamları cezaevlerine dönmek sureti ile viran olmuş Erzincan enkazına can suyu olmuşlardır. İki günlük köylerine gitme izninde dahi aksatmadan geri gelmişlerdir.
Halkın yaralarını sarmaya devam etmişlerdir... Mahkumların bu iyi niyeti ve fedakarlığı dolayısı ile TBMM ye bir af teklifi verilir. Zira 2. Dünya savaşının başladığı açlık kıtlık ve kış şartlarının milletimizi mahvettiği bir dönemde canla başla çalışmış ve deprem enkazının kaldırılmasında çok payları olmuştur...
Af görüşmeleri esnasında Erzincan milletvekili Abdulhak Fırat; '' İnsanlar hatalar yapabilirler ama hatalarını anlamış ve yardımseverlikleri ile yüzlerce canın kurtulmasına vesile olmuşlarsa bu mahkumların özel bir af ile tekrar topluma kazandırılmalıdırlar '' demiştir...
Beklenen af ise 26 Nisan 1940 da çıkarılmış ve mahkumlar tekrar topluma kazandırılmıştır İşte bu mahkumların kazanılmasına sebep olan o günkü Erzincan Cumhuriyet Savcısı Yusuf İzzet Akçal dır Rize Çayeli'li olan Akçal merhum Mesut Yılmaz ın da amcası ve eski devlet bakanlarımızdandır...Kendisi Adnan Menderes hükümetlerinde bakanlık yapmıştır...Bu vesile ile 1939 Erzincan Depreminde vefat eden en iyi tahminle 33 000 ve muhtemelen 40 bin depremzede vatandaşımızı rahmetle anıyor ve Türkiye nin büyük bir deprem ülkesi olduğunu tekrar hafızalarımıza kazımamız gerektiğini kendim dahil hepimize hatırlatıyorum...
Sevgili Mustafa,Emeğine yüreğine sağlık,Rabbim, önlemlerini alma şuuruna vardigimiz ve altından kalkamayamacagimiz; DEPREMLER, TUSUNEMİLER, YANGİNLAR, FELAKETLERİ,... Ümmetimizden beri kılsın inşallah,Selam ve Dua ile,