Dua Edin Yazar, Ya Kabzımal Olsaydı!
Bereket versin Sözcü’de yazar. Hareket kabiliyeti sınırlı. Şanslıyız. Çünkü vurgunu sadece kitaptan yapabiliyor. Ya kabzımal olsaydı? Varın siz hesap edin. Düşünmek dahi istemiyorum. Rakamlarla arası iyi olduğu için bol rakamlı bir yazı kaleme almış. Ekonomi berbatmış. Tanesini 2 bin 500 liradan kitap satmış bir adam köşesinde domates, hıyar, kabak ve patlıcandan bahsediyor.
Rakam mı istiyorsun, buyur. Önce bir hikâye ile başlayayım.
Geçen yıl Milas’ta bir köy kahvehanesinde, zeytin ağaçlarının altında Sabri ve Mehmet dedelerle birlikte çaylarımızı yudumlarken, Mehmet Dede bir hatırasını anlattı. Acı acı gülümseyerek “Halk Partisi'nin ülke yönetmeye çalıştığı yıllardı” diye başladı söze.
“Şu arkada gördüğün tarlaya çavdar ekmiştik. O zamanlar hasadı aldın mı görevliler gelir mühürlerlerdi. Sonra yirmi gün kadar mühür bozulmasın diye nöbet tutardık. Bir günİbrahim'in Oğlu Mustafa daha 6-7 yaşlarında nasıl olduysa mührü bozmuş. Bir türlü anlatamadık. Tabi kestiler cezayı."
Sabri Dede ise zeytin hasadını anlattı. "Oğlum" dedi. “Kendi ürünümüzü çalmak zorunda kalırdık. Ayşe ninen zeytinleri alır, geceleyin çamaşır teknesinde elbise yıkıyormuş gibi yaparak zeytinleri ezer sonra bir tülbentle onları sıkar yağını bir şişeye akıtırdı. Yakalandın mı yandın!"
“Hele Eğitmen Mehmet Efendi vardı ki nerede görsen esas duruşa geçip selam vermek zorundaydın. En ufak hatanda odunla döverdi. Hadi bunlar neyse de ben şu minareden ‘Tanrı Uludur’ seslerini işittim be! Bunlarda din iman yoktur oğlum."
CHP böyle acımasız bir zihniyettir.
IMF’den aldığı 50 milyar dolar borçla 50 yılda 37 hükümet eskiten bir Türkiye vardı eskiden. 28 Şubat'ta 26 bankanın halkın kesesinden hortumladığı para, 65 milyar dolardı. Nisan 1994’teki “Kara Çarşamba” olarak bilinen ekonomik krizi unutmadık.
Milli Güvenlik Kurulu toplantısında kafası atan bir cumhurbaşkanı, elindeki anayasa kitapçığını dönemin başbakanının kafasına doğru fırlatınca neler oldu hatırlarsınız.
Ecevit’in ayakta zor durdurduğu ve ağlaya ağlaya yaptığı açıklamanın ardından tarihin görülmemiş krizi yaşandı. Borsa % 14.6 düştü, repo faizleri % 7 bin 500'e fırladı. Merkez Bankası'ndan yaklaşık 7.6 milyar dolarlık döviz çıkışı oldu. 3.5 milyar dolarlık sermaye çıkışıyla döviz fiyatları ve faizler yükseldi.
Kriz öncesi 670 bin TL olan dolar Nisan'da 1 milyon 161 seviyesini gördü. 21 Şubat'ta bankalar arası para piyasasında gecelik faiz % 6.200'e kadar çıktı. TL'nin değeri % 40 civarında düştü. Devletin borcu eski parayla 29 katrilyon TL artmıştı.
Öncesi de var. 1995 yılında % 65.5 olan enflasyon 1996 yılının sonuna gelindiğinde % 84.9'u gördü. Ülke %6 oranında küçülmüş enflasyon % 70'lere tırmanmıştı. Faizlerin yıllık ortalama bileşik oranı %106'ya kadar ulaşmıştı.
Allah’a şükürler olsun Erdoğan iktidara geldi de; 116,3 milyar dolar YTL olan Türkiye'nin reel milli gelirini ilk dört yıl içinde 154.3 milyar YTL'ye çıkardı. Sadece 2 yıl içinde enflasyon son 34 yılın rekorunu kırarak % 9.4'e düştü.2012 yılına gelindiğinde enflasyon 6.16'ya gerileyerek 1968 yılından beri tarihin en düşük seviyesini gördü. 2001 yılında % 9.5 küçülen Türkiye Erdoğan'la yıllık ortalama 6.7 oranında büyüme göstermeye başladı. 28 milyar dolar TCMB altın ve döviz rezervi 2012 yılında 122,1 milyar dolara yükseldi.
Bugün ise; Dünyada millî gelir sıralamasında 17’nci, satın alma paritesine göre ise 13’üncü sırada yer alıyoruz. İhracatımız, Ekim ayı itibarıyla yıllık 167 milyar dolara yaklaştı. 2 milyar lira olan sosyal yardım ödemelerini, 38 milyar liraya yükselttik.
Latin Amerika bölgesinde 2002 yılında 960 milyon dolar seviyesinde olan ticaret hacmimiz, yaklaşık 7,5 kat artarak 2015 yılında 7,2 milyar dolara, 2002 yılında 2,9 milyar dolar olarak kaydedilen Afrika’yla ticaretimiz 2016 yılında 16,7 milyar dolara yükseldi.
Güneydoğu Asya ve Pasifik bölge ülkeleriyle toplam ticaret hacmimiz 2002’de 2 milyar dolar seviyesindeyken, 2016 itibarıyla 10 milyar dolara, Doğu Asya bölgesi ile 2002 yılında 4,2 milyar dolar olan ticaret hacmimiz, 9 kat artarak 2015 yılında 38,4 milyar dolara yükseldi.
2017 Küresel İnsani Yardım Raporu'na göre Türkiye 2016 yılında 6 milyar dolar ile dünyada ABD'den sonra en fazla insani yardım yapan 2. ülke oldu.
Ticari araç üretiminde dünyada sekizinci, Avrupa’da birinciyiz. Dünyanın en büyük sekizinci, Avrupa’nın en büyük ikinci demir-çelik üreticisiyiz
2002 yılında ülkemizde 66 savunma projesi yaklaşık yüzde 20 yerlilik oranı ile yürütülüyordu. 2017 yılında 600 projeyi yüzde 65'in üzerinde yerlilik haliyle sürdürür hale geldik.
Ve Tanzim Satışları…
Bu denli gelişen bir ülkede Başkan Erdoğan’ın sebze ve meyve fiyatlarındaki aşırı artışın önüne geçmek için talimat vermesiyle birlikte İstanbul’da 50, Ankara’da ise 30 tane sayıda tanzim satış noktası kurulunca olanlar oldu.
60 yıldır milleti kazıklamaya alışmış ne kadar üç kağıtçı varsa soluğu tanzim satış noktalarına koşarak ekonominin ne kadar berbat olduğunu ispat etmeye çalıştı.
Oysa tanzim satış noktalarında satılan ürünler, Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından üreticiden direkt alınıyor ve böylece aracılar devre dışı bırakılıyor. Alımlar Ankara, İzmir, Mersin, Antalya ve Sakarya olmak üzere 5 bölgeden yapılıyor. Çiftçiler bu uygulamayı olumlu karşılıyor. Çünkü ürününü hal’e götürdüğünde komisyon kesintisiyle karşılaşan çiftçiler, Tarım Kredi’ye herhangi bir komisyon ödemek zorunda kalmıyorlar.
Bu uygulama hayata geçirildiği andan itibaren gıda fiyatlarında yaklaşık olarak yüzde 50’lik bir gerileme oldu. Bazı marketlerin de projeye destek vermesiyle birlikte özellikle patates ve soğan 2 liradan satılmaya başlandı.
Halkın yediği lokmaya göz diken fırsatçıların Türkiye’de oynamaya kalktıkları oyun böylelikle bir kez daha başlarına geçmiş oldu. Fiyatların bu şekilde tırmandırılması Erdoğan’ın da dediği gibi bir terör estirmeydi. Bu teröre karşı nasıl Gabar’da, Cudi’de mücadele verdiysek; gıdada da millete ayar vermeye çalışan hadsizlere, belediyeler vasıtasıyla tanzim satış noktaları kurarak yanıt vermiş olduk.
Başkan Erdoğan, tanzim satışlarının sadece sebze ve meyve ile sınırlı kalmayacağını bakliyat ve temizlik ürünleri için de geçerli olacağının müjdesini verdi.
Yaklaşık 2 buçuk aylık bir süre için geçerli olacak tanzim satışları; örtü altı üretimin ve açık alanlardaki ürünlerin de piyasaya girmesiyle, fiyatların makul seviyelere inmesiyle birlikte sona erecek.
Milletin cebine göz diken fırsatçılara karşı halkı müdafaa eden devletin yanında yer almak yerine tanzim kuyrukları ile kendince alay eden çapsızlara da söyleyelim ki; internetten evinizde oturduğunuz yerden de sipariş verebilirsiniz.
Sebze ve meyvede tanzim satış uygulaması, www.epttavm.com üzerinden de yapılıyor. PTT'nin internet adresinde yer alan meyve ve sebzeler, tanzim fiyatlarıyla satılıyor. Tüm bu ürünler PTT Kargo ve Lojistik aracılığıyla vatandaşlara ulaştırılıyor.
Kalite açısından pazarda satılan ürünlerden farkı olmayan ve yüksek kaliteli olan tanzim ürünleri spekülatör ve fırsatçılara karşı halkın cebini korumaya devam edecek. Bundan âlâ hizmet mi olur?
Yorum Yazın