Ders Kitabında Tarihi Hata
Ders kitaplarında karşılaştığımız yanlışlıkları zaman zaman dile getirmeye çalışıyorum. Yıllardır pedagojik açıdan sakıncalı olan ve hatta kimi zaman şiddet ve pornografik unsurlar içerebilen hikâye, masal kitaplarından ders kitaplarına varana kadar birçok yerde gördüğüm yanlışlıkları elimden geldiğince dillendirmeye çalışıyorum.
MEB Bakanı Ziya Selçuk’un bize sıra dışı öğretmen lazım dediği türden bir öğretmen olan Mustafa Sözen, bu yıl okutulan İlkokul 3.Sınıf Türkçe ders kitabında yer alan tarihi bir yanlışlığa dikkat çekiyor. Mevzu, “Her Eve Asılması Gereken Çanakkale Menüsü” başlıklı bir konuda yer alan yemek listesinin ve tarihinin yanlış olmasıdır. Söz konusu sayfalar aşağıda.
Bilindiği gibi 1.Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru 1915-1916 yılları arasında Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılan deniz ve kara muharebeleri; milletimizin canını ortaya koyarak vatanını savunduğu, şan ve şerefle dolu nice zaferler kazandığı Çanakkale Savaşları olarak bilinir. Emsalsiz bir şekilde vatan, bayrak, ezan, toprak için savaşan Türk milleti; “Çanakkale geçilmez” diyerek adını tarihe yazdırmıştır.
Çanakkale ile ilgili geçeklerden uzak, hurafeye dayalı bilgiler maalesef ders kitaplarımıza kadar girmiş. Şöyle ki Çanakkale Savaşı’nda askerlerin yemek listesi diye paylaşılan ve gerçeği yansıtmayan bir yemek listesi var. İnternet ortamında da sık sık karşılaşılan bu liste, 23 Nisan 1973 tarihli İlhan Selçuk’un Yüzbaşı Selahattin’in Romanı birinci cilt ilk baskısında, 305.sayfada geçmektedir.
“Yapılacak kısa bir araştırma ile listenin Irak cephesine ait olduğu çünkü Çanakkale’de 43. Alay’ın görev almadığı öğrenilebilir. Daha da vahimi Çanakkale Savaşı’nın 1917’de çoktan bitmiş olması. Oysa kitapta 1917 yılından bahsedilmektedir.
Çanakkale Savaşı zaten başlı başına Türk ordusunun kahramanlık ve cesaretinin eşsiz bir örneği iken olayı bu şekilde dramatize ederek, ders kitabına gerçek olmayan bilgilerle doldurmanın ne gereği var doğrusu anlayamadım.
Hâlbuki askeri kaynaklar Çanakkale’de savaşan ordumuzun iaşe ve ikmal bakımından son derece yeterli olduğunu göstermektedir. Cephede savaşan askerlerin hatıratları da bunu desteklemektedir. Şöyle ki; günde üç defa yemek yedikleri ve yemeklerin en az iki-üç çeşit olduğu, çay, kahve, sigaranın eksik olmadığı ve kuru üzüm fındık gibi çerezlerin dağıtıldığı bilinmektedir.
Hatta yeri geldiğinde nargile keyfi bile yaptıklarını belirtelim. Tabi ki cephe şartlarında zaman zaman sıkıntılar yaşanmıştır. Ancak şu kesin ki en ön siperdeki askerimizin bile çay ihtiyacının düşünüldüğü Çanakkale’de askerimiz asla aç susuz savaşmamıştır. Umarım bu yanlışlık en kısa zamanda düzeltilir.
Bir diğer konuda yine aynı kitapta görselde kullanılan “Çocuk Askerler” olayı. Osmanlı ordusu nizam ve disiplinden yoksunmuşçasına önüne gelenin asker olarak cephede savaşabildiği bir milis kuvvetler topluluğu değildi. Osmanlı bir devletti ve kanunları vardı. Askere alma yaşı da ordu emirnamelerinden anlaşıldığı üzere 19-20 arasıydı.
Ders kitabında yer alan çocuklar ve 15 Şubat 1915 ile 9 Ocak 1916 yıllar arasında savaştı denilen çocuk birliği de gerçeği yansıtmamaktadır. O fotoğraf 16 Nisan 1923 tarihli Tevhidi Efkar gazetesinin ön yüzünde olan bir fotoğraftır. Yer ise Taksim İstiklal Caddesi.
Cumhuriyetin kurulmasına yakın bir tarihte yani 1923 yılının Nisan ayında İstanbul’da çekilmiş olup, Kazım Karabekir’in himayesinde olan Şark cephesi adlı yetimlerdir. Üstlerine asker kıyafeti giydirilerek Beyoğlu’nda gösteri amaçlı yürümüşler ve dönemin gazetelerine de haber olmuşlardır. Üstelik Kazım Karabekir’in yazmış olduğu “Çocuk Davamız” adlı kitapta da fotoğraftaki çocuklarla ilgili bilgiler birinci ağızdan aktarılmaktadır.
Tarihi bilgi ve belgeler böyle ortadayken bu yanlışlığın bir ders kitabında nasıl yer alabilmesi doğrusu ilginç. Tarihi bilgileri çocuklarımıza İlhan Selçuk’un romanından değil doğru kaynaklardan verelim.
Yorum Yazın