Çocuk Cinayetleri
“Bakara 179-Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz.” ayeti celilesine baş eğmekle birlikte son günlerde ki pedofili ve çocuk cinayetleri ile alakalı bazı şüphelerimi açıklamak istiyorum... Tabii ki Kur’an - ı Kerim’in tüm ayetleri olduğu gibi Bakara Suresi 179.’uncu ayetindeki kısas da, itaatle mükellef olduğumuz bir ayettir.
Yalnız malumumuz Türkiye Cumhuriyetinde bir hükmün icrası salt Dinin bir emri olduğu için istenmesi laikliğe aykırı kabul edilmekte hatta dönemine göre de suç sayılıp söyleyen yargılanmaktadır!
Öncelikle şunu kabul etmeliyiz ki “ifade hürriyeti açısından dahi bir vatandaşımızın TCK’nın bir hükmünü Dine dayandırmaya kalkması asla suç sayılmamalıdır” yani bir kişi derse ki “çocuk mütecaviz ve katillerine Kur’an’ın emri gereği KISAS tatbik edilmelidir” bu FİKİR HÜRRİYETİ kabul edilmelidir… KISAS ayetini hatırlatan herkese bu hüküm karşısında boynumuzun kıldan ince olduğunu söylemekle beraber son günlerde ki Pedofili ve çocuk cinayetlerinin kendiliğinden oluştuğu hakkında şüphelerim var…
Şahsi fikrim İdam her halükarda bu ülkede tatbik edilmelidir... Hele Çocuk cinayetleri ve Devletine kurşun sıkan eşkıyalar için kesintisiz ve acil olarak idam tatbik edilmelidir! Öyle kimyasal hadım falan bunlar çocuk oyuncağı olur bu tip caniler için… Ben ödül verilmiş kabul ederim bir çocuğa tecavüz etmiş ve/veya öldürmüş sapığa verilen hadım cezasını… Hadım ne ya? İDAM... İDAM...
Bununla birlikte bu çocuk cinayetleri sanki toplum da yeni bir tartışma açmak ve en mühimi de “idam önüme gelirse meclis tarafından ben imzalarım” diyen Cumhurbaşkanımızı zorda bırakmak için çok büyük bir proje olarak gerçekleştiriliyor... Ülkemizin farklı köşelerinden mütemadiyen çocuk kayıpları ve bunu müteakip cinayet haberleri geliyor… Sanki idam’ın getirilmesi için bir tartışma hatta zorlama var... Türkiye ise AB’ye müracaat etmiş ve idamı kaldırmış...
Türkiye idam cezasını geri getirdiğinde bildiğim kadarı ile AB başvurusu boşa gider... En azından ciddi bir gerekçe vermiş olur Avrupa Birliğine alınmaması için. Şahsen ben Türkiye Cumhuriyetine Avrupa Birliğine girmenin hiç bir katkıda bulunmayacağını düşünenlerdenim. Umurumda bile olmaz. Başlamadan bitmiş bir proje AVRUPA BİRLİĞİ... İNGİLTERE gibi kaçan canını kurtarıyor. Yakında zaten parça parça olacaklar.
Ancak şu an da ülkemiz ile Avrupa Birliği arasında ki müzakerelerde ciddi bir psikolojik harp var. İki tarafta diyor ki sen vazgeç benden... Kim vazgeçerse o suçlu olacak. O oyunbozan olacak. Türkiye’ye oyunu bozdurmak ve Erdoğan’ı, AB den vazgeçti pozisyonunda suçlu göstermek istiyorlar sanki? TBMM’nin bu konuda soğukkanlılığını muhafaza ederek karar alması gerektiğini düşünüyorum... Tamam, gelsin idam. Ama bu bir oldubitti ile değil çok iyi tahlil edilerek ve AB ile ilişkilere öncelikle bir çözüm bulunarak İdam getirilsin… Bu çözüm “YA HEP, YA HİÇ” demektir Avrupa Birliğine!
Yorum Yazın