Bıktık Bu Eğitimli Yobaz Tayfadan!
Beyaz Türklerin üstadı, belediyelerin aranan adamı, “Metrestepe” adlı romanıyla psikolojimizi bozan, okullarında Kemalist nesiller yetiştiren bir profesör, geçenlerde Sakarya’da katıldığı bir programda yapacağını yapmış.
Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün düzenlediği bir etkinlikte; “Nasıl bir pilot sarhoş olmamalı, bir Hristiyan psikolog haç takmamalı ise; rehberlik öğretmeni de başörtülü biri olamaz. Meslek icra edilirken ‘İnşallah, maşallah, hayırlısıyla’ gibi cümleler sarf edilmemelidir” diyerek içindeki ayrımcılığı ve nefreti kusmuş.
Bak, Üstün Dökmen! Okullarda rehberlik hizmetlerini yürütürken gerek sınıf rehber öğretmenlerinin gerekse okul psikolojik danışmanlarının uyması gereken birtakım ilkeler vardır. Bu ilkeler, öğretmenlerin etik kuralları uygulamalarda yol haritalarıdır.
Temelini ise tamamen insani bir yaklaşımdan almaktadır. Bu ilkeler psikologların ve psikolojik danışmanların Hipokrat yeminleridir. Bu ilkelerden birisi olan rehberlik ve psikolojik danışmanlıkta esas olan kriter; insana saygı duymaktır.
Rehberlik hizmetleri, din, dil, ırk ayrımı yapmadan, insanın kişiliğine, değerlerine, inancına ve ihtiyaçlarına saygılı olmayı gerektirir. Birey, sırf insan olduğu için saygıyı hak eden bir varlıktır. Bu ilkenin varlığı rehberlik hizmetlerini sunarken insan ayrımı yapılmasını engellemektedir.
Üstün Dökmen ise kalkıp onca insanın içinde; “Rehberlik öğretmeni başörtülü olamaz, meslek icra edilirken inşallah, maşallah hayırlısıyla gibi cümleler sarf edilmemelidir” dedi. Ettiği yemine de meslek ilkelerine de ihanet etti.
Üstün Dökmen, bu ifadeleri ile insanların dini değerlerine karşı ne denli önyargılı olduğunu göstermiştir. Bu önyargılı düşünceleri nedeniyle rehberliğin “insana saygı duyma ilkesini” ihlal etmiştir.
Rehberliğin bu olmazsa olmaz ilkesini kabul etmeyen birisine nasıl olur da “Prof. Dr.” ünvanı layık görülür? Ben de diyorum ki rehberliğin bu olmazsa olmaz ilkesine aykırı davranan Üstün Dökmen rehberlik ve psikolojik danışmanlık yapamaz.
Bu ülkede başörtülü hakim, savcı, doktor, pilot, mühendis, öğretmen, mimar, bakan, milletvekili vs. hemen her meslekten kadın var. Olmalıdır da. Her biri mesleğinin gerektirdiği temel ilkeler doğrultusunda vazife yapıyor. Mühim olan vatanına ve milletine sunduğu katkıdır. Ürettiği kalitedir.
Bir insanı inancı uğruna ayrımcılığa tabi tutmak, ona meslek biçmek, ötekileştirmek ne ahlaki ne vicdani ne de insanidir. Bu düpedüz yobazlıktır, gericiliktir, ahlaksızlıktır.
Ben bu ülkenin eğitimli yobazlarından bıktım usandım. Bir ara Robert Koleji mezunu, ardından Queens College, sonra Boğaziçi Üniversitesi ardından da Sorbonne Üniversitesi şeklinde uzayıp giden bir cv’si olan biri tutup; “Başını örtenle Playboy’a soyunan aynı! Başörtüsünü gericilik olarak görüyorum” deyivermişti.
Prof. Dr. Nur Serter vardı bir ara, bir bilim insanı olarak bulduğu tek icat “ikna odaları” idi. Celal Şengör de profesörüm diyor mesela.
Bir yazımda bu tayfa için şöyle bir cümle kurmuştum. “ Bunların en iyi bildikleri şey; halkın inanç değerlerini aşağılamak, başörtülülere hakaret etmek, onları insan yerine koymamak…
Kimi darbeye darbe diyemez, hatta darbecilerin gönüllü acentesi gibi çalışır, kimi ikbal peşinde, kimi de ne zaman fırsat bulsa halkı hakir görür vs. Baksanız iyi eğitim almış insanlar gibi gözüküyorlar... Ama hiçbirinde derinlik yok.
Aldıkları eğitim, onlarda insana doğru giden bir yol açamıyor. Bir insanın aldığı eğitim onda kişi onurunun kıymetini idrak ettirmiyorsa dahası merhametin, hoşgörünün, vicdanın, erdemin, ahlakın ve saygınlığın kapısını aralamıyorsa başka bir deyişle yüreğinde insana dair bir yer açmıyorsa o eğitimin de o eğitimi alanın da hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.“
Allah bu ülkeyi yüksek eğitimlilerin elinden kurtarsın… 19. yüzyıl bataklığına gömülmüş bu yobaz tayfadan artık gına geldi. İnsanın ne ürettiğine, kalitesine, birikimine ve vicdanına bakmayan tamamen şekil üzerinden giden bu gardırop zihniyeti artık tasfiye edilmelidir.
Böyle insanlar karşısında hala kendini ezik hisseden ve itibar göstermeye devam eden kişiler de bizden uzak dursun…
Yorum Yazın