99. Yılında Sakarya Meydan Muharebesi
Sakarya Meydan Muharebesinin Türk tarihindeki psikolojik kıymeti çok yüksektir.
Tarihte Kazanılmış onca meydan muharebesinin yanında askeri değeri yüksek olmasa da kritik bir eşiğin aşılması bakımından hayati ehemmiyete haizdir. O gün Türk tarihi belki de bir uçurumdan dönmüştü.
Yunan İzmir’e 15 Mayıs 1919’da çıkmış ve 1921 yılı Ağustos ayı olduğu halde bırakın İzmir’den çıkartılmayı, işgal daha da ilerlemiş bilhassa Kütahya Altıntaş muharebelerinde İsmet Albay komutasındaki askeri birliklerimiz bozguna uğramış ve ordumuz Sakarya arkalarına çekilmişti.
Büyük Millet Meclisinde geçen yıl kaybedilen Bursa gibi Eskişehir ve Kütahya’nındı kaybedilmesine tepkiler çığ gibi büyümüştü adeta. Şayet düşman Sakarya önlerinde durdurulamazsa çok kısa süre içerisinde Anadolu’daki bu son ordumuz da mağlup olup Ankara işgale uğrayacaktı.
Ankara’nın yani yeni meclisin de işgal olması artık dayatılan Sevr’in adım adım gerçekleşmesi demekti. 1815’deki Viyana kongresinde alınan karar gereği "Türklerin Anadolu’dan sürülmesi" planına mani hiç bir şey kalmayacaktı. Avrupa için Şark meselesi çözülemiyordu yoksa?
Ankara’da mecliste çok hararetli tartışmalar hatta kavgalar oluyordu. Bursa’dan sonra Kütahya ve Eskişehir’in düşmesi artık okları İsmet Beyden ziyade Meclis reisi Mustafa Kemal Beye çevirmişti. Mağlubiyetlerden ve kaybedilen büyük şehirlerimizden direk Mustafa Kemal mesul tutuluyordu.
1. Meclis mebusları artık Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’da değil bizzat cephede ordunun başında olmasını istiyor ve bu konuda hiç geri adim atmıyordu. Nihayet Paşa bir şartla Ordunun başına geçmeyi kabul etmişti. O şart Türk tarihinde ender görülen bir şeydi. 3 Ay boyunca Meclis reisi ve Başkumandan Mustafa Kemal Paşa’nın ağzından çıkacak her söz her cümle Kanun Sayılacaktı. Ankara da Meclis hükümranlık haklarını 3 aylığına Mustafa Kemal Paşaya devrediyordu. İşte bu yetki ve salahiyetlerden dolayı Gazi Mustafa Kemal "Tekâlifi Millîye’yi’’ çıkardı.
Yaklaşık 10 senedir cepheden cepheye koşmuş bir milletten bir kez daha hem malı hem canı isteniyordu. Anadolu halkı yine evet dedi ve Sakarya’ya cepheye koştu. Zira varlık yokluk muharebesi idi bu harp! Bir yenilgi daha alsak Anadolu Yunanın postalları ile çiğnenecekti.
Sakarya Savaşı 22 gün 22 gece sürmüş, 23 Ağustos 1921 tarihinde başlamış, 13 Eylül 1921 tarihinde sona ermiştir. 5 ağustos 1921’de Kanun ile birlikte Mustafa Kemal’e Başkomutanlık yetkisi süresiz uzatılmıştır.Sakarya Harbi Kurtuluş Savaşı’nın son savunma savaşı olarak bilinir.
Mustafa Kemal Paşa, "Hattı müdafaa yoktur; sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz" sözlerini bu savaş için Ankara’da Mecliste söylemiştir. Onun için küçük, büyük her cüzütamı (birlik) bulunduğu mevziden atılabilir.
Fakat küçük, büyük her cüzütam ilk durabildiği noktada, tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki cüzütamın çekilmeye mecbur olduğunu gören cüzütamlar, ona tabi olamaz. Bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat-mukavemete mecburdur emrini vererek muharebeyi geniş bir alana yaydı. Böylece Yunan kuvvetleri de karargâhlarından uzaklaşıp bölünmüş olacaktı. TBMM, 3 Ağustos 1921’de Genelkurmay Başkanı İsmet Paşa’yı azlederek, aynı zamanda Başvekil ve Millî Müdafaa Vekili de olan Fevzi Paşa’yı bu makama da atadı.
Fevzi Paşa (ki o esnada 1.Ferik yani Orgeneral idi) İsmet Albayın rütbesinden çok çok daha yüksek bir askeri rütbede ve tecrübeye sahipti. Zaten İsmet Beyin Albay rütbesinde Garp cephesi kumandanlığı veya Erkânı Harbiye Umum Reisliği her zaman tartışılmıştır.
Hem Kütahya Altıntaş muharebelerindeki mağlubiyetleri hem de Bursayım tek kurşun atmadan Ricat ederek Yunan’a teslim etmesi Mecliste İsmet Beye tepkileri had safhaya çıkarmıştı.
Şimdi var olan subaylarımızın en kıdemlisi ve Vahideddin Han’ın son Harbiye Nazırlarından Fevzi Paşa artık düzenli ordumuzda Erkânı Harp Umumiye Reisi olmuştu.
Meclisten tam yetki alan ve her sözü kanun olan Mustafa Kemal Paşa da artık Başkumandan olarak Sakarya da Orduya kumanda edecekti. Bu şartlar altında ve son müdafaa savaşı olarak tarihe geçen Sakarya meydan muharebesişayet kaybedilse idi ortada ne Ankara’daki Meclisimiz ne de yeni oluşmaya başlayan düzenli ordumuz kalırdı der birçok tarihçimiz.
Mustafa Kemal Paşanın başkumandanlığı, Fevzi Paşanın kurmay zekâsı ile 23 Ağustos 1922’de başlayan muharebe 22 gün 22 gece sürmüş 13 Eylül 1921’deTürk Silahlı Kuvvetlerinin zaferi ile neticelenmiştir.
Tarihçiler rivayet eder ki o esnada yurt dışına firar durumunda olan Enver Paşa savaşın neticesini Batum’da beklemiştir. Mağlup olmamız halinde tekrar Anadolu’ya gireceği ve mücadeleye başlayacağı söylenir kaynaklarda.
Yine Sakarya Meydan Muharebesinin neticelerinden biride milletimizin 1683'te Viyana kapılarından başlayarak Anadolu'ya doğru 238 yıllık gerileyişi son bulmuştur. Zafer kazanan Türk Ordusu ve Milli Mücadele Hükümeti'ne yurtta ve Dünya'da gösterilen saygı artmıştır.
Kazanılan zaferin ordumuza verdiği moral ve yapılan hazırlıklar sayesinde 26 Ağustos 1922'de Başkomutanlık Meydan Muharebesi zaferiyle Anadolu düşman işgalinden kurtarılmıştır. Muharebenin ardından Miralay Fahrettin Bey, Miralay Kâzım Bey, Miralay Selahattin Adil Bey ve Miralay Rüştü Bey, Mirliva rütbesine terfi etti ve Paşa oldu. Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından Müşir rütbesine terfi ettirildi ve Gazi unvanı verildi.
İtalyanlar Sakarya Savaşı’ndan sonra Anadolu topraklarını tamamen boşaltmışlardır. Yine Sovyetler Hükümetinin tavassutu ile Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalanmış ve doğu sınırı belirlenmiştir. İngiltere ile esir mübadelesi anlaşması imzalanmış ve Malta’daki Türk Esirler serbest bırakılmıştır. Fransa ile Ankara Antlaşması imzalanmıştır. Ukrayna ile dostluk Antlaşması imzalanmıştır.
Sakarya Meydan Muharebesi ile alakalı savaştan sonra gerek o günkü Meclisimiz de gerekse daha sonraki tarihçiler ve askeri stratejistlerce çok tenkitlerde getirilmiştir. Bunları da bilmek kaydı ile Sakarya Zaferimizin 99. Sene-i devriyesini kutlar tüm komuta kademesinden er vesivil kuvvetlerimize Türk Milletinin her bir ferdine şükranlarımızı arz ederiz.
Vatan onlara minnettardır. Mevla rahmeti ile muamele etsin tüm şehit gazi ve cephe gerisindeki isimsiz kahramanlara kefensiz yatanlara...
Yorum Yazın