100 Yıl Sonra Yine Bir Türk'ün Ateşle İmtihanı
Herkes, başta zillet ittifakı olmak üzere şu an nefesini tutmuş ve tüm Dünya liderlerinin, ya bizzat gelerek ya da telefonla Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türk Hariciyesi ile olan baş döndürücü diplomasi trafiğini izliyor...
Muhalif anketlerde bile Türk dış politikasına güven %80’ler de çıkıyor... Gerçekte ise çok daha yüksek. Yüzde 90’ların üzerinde Erdoğan liderliğinde ki Türk Hariciye politikalarına...
Yine herkes şu an Türkiye’nin başında zillet ittifakından birisinin olduğunu düşünmek bile istemiyor.
6 + 1’den müteşekkil zillet ittifakının Türk dış politikası ile “Şurada ne işimiz var burada ne işimiz var” dan öteye gitmeyen acizane cümlelerden başka bir fikriyatının olmadığını biliyor.
Yine şu an; Türkiye’yi mevcut siyasi liderler içerisinde, Sayın Recep Tayyip Erdoğan dışında bir lider ve partisi Ak Parti’den başka bir siyasi teşekkülün idare edemeyeceğini de herkes biliyor.
Şayet Türkiye Cumhuriyeti 100.yılına Sayın Erdoğan ile değil de başka bir siyasetçi ile girdiğimiz de yangın yeri olan bölgemizde ve tüm dengelerinin sarsılmış, kaç kutuplu olduğu tartışılan dünyamızda nasıl bir siyaset izleyebileceğini asla ön göremiyor. Ve bunu düşünmek dahi istemiyor.
Ülkemizi, elinde olsa Rusya ile hatta İran ile savaşa sokmaktan kaçınmayacak olan yerli Zelenski’lerle dolu sözüm ona muhalefet liderlerine sahip olduğumuz bir gerçektir...
Bu yerli Zelenski’ler Türkiye’yi de adeta Ukrayna gibi ateşe düşürmekten asla kaçınmazlar...
Çünkü bunlar ataları olan ve dönemin Batı uşağı mankurtlarından, Tanzimatçı Koca (Mustafa) Reşit Paşa ve sözde Meşrutiyetçi Mithat Paşa gibilerinden farksızdırlar...
Batı’dan aldıkları emir gereği Türkiye’yi komşuları ile savaşa sokmaktan kaçınmazlar...
Türkiye’yi tekrar İMF’nin kucağına oturtmaktan da imtina etmezler.
Onlar için tek yol, 170 yıldan fazladır Rusya ile savaş ve bunun finansmanı için Küresel sermayeye borçlanmaktır.
Gelsin Batı’dan dolarlar, dursun milli üretimler ve ithal edilsin Türkiye’nin silah ihtiyacı...
Tabii ki Batı ne kadar lütfederse o kadar ithal edebileceksiniz.
O ithal ettiğiniz silah ve mühimmatları da sadece Batı’nın istediği ülkelere ya da tehditlere karşı kullanabilirsiniz...
Öyle milli tasarruflarda da bulunamazsınız...
Batı ne kadar isterse o kadar devletsiniz, o kadar milliyet ve de şahsiyet sahibisiniz...
Ne güzel değil mi?
Peki, tüm bunları milletimizin görmediğini mi sanıyoruz?
Hem de o kadar güzel görüp teşhisini yapıyor ki!
Türkiye’nin 2023 Haziran’ına kadar karşılaşacağı daha öyle büyük dış sorunlar var ki?
2023 Haziran’ı geldiğinde seçimlerde muhalefetin adayı kim olursa olsun Sayın Erdoğan karşısında değil kazanma ihtimali, kendi isminin bahsi geçmesini dahi kimse istemeyecektir.
2023 seçimleri 100 yıl sonra yine bir '' Türk'ün Ateşle İmtihanı '' karşısında Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, Allah’ın inayeti, milletimizin teveccühü ile rakipsiz olarak gireceği ve eze eze kazanacağı bir seçim olacaktır biiznillah...
Mevcut siyasi konjonktür de Sayın Recep Tayyip Erdoğan yaşadığı ve sağlıklı olduğu müddetçe karşısında hiçbir siyasinin şansı yoktur...
Büyük Türk Milleti başka bir tercihe fırsat vermeyecektir inşallah.
İsrail’den Ermenistan’a, BAE’den Yunanistan’a, Almanya’dan NATO genel sekreterine kadar ayağımıza gelmesinin sebebi de bu “Yüksek Siyasi Liderliktir”
Sadece Ukrayna ve Rusya değil tüm ülkeler bu “Yüksek Siyasi Liderliğin” hakemliğine ve siyasi gücüne ihtiyaç hissetmektedir...
Millî Mücadelenin unutulmaz simalarından Halide Edip Adıvar’ın meşhur hatıratı olan ve 100 -103 yıl öncesini anlatan “Türk'ün Ateşle İmtihanı” gibi bu günlerde de yeni bir imtihanla karşı karşıyayız dememin sebebi budur...
Muhteşem olmuş elinize kolunuza sağlık