Terör Suçlarına Af Dileyenler!
Virüs, Türkiye’ye giriş yaptığı gün yazarı, çizeri, aydını, spikeri, moderatörü, siyasetçisi hep birlikte anlaşmışçasına “terör suçlarından içeride hapis yatanlar için” (onlar düşünce suçlusu diyor) af demeye başladı.
Öyle ki “KHK, bir faciadır.” “Evine temizliğe giden kadının eski Danıştay üyesi olması veya eski bir genel müdürün pazarda limon satması içimi parçalıyor” diyen siyasetçimiz, ceza infaz yasası görüşmeleri devam ederken Necip Fazıl’ın “Reis Bey” adlı tiyatrosundan bir bölüm paylaşıverdi.
Karar Gazetesi’nden bir yazar da; “Çünkü elli yıl sonra yine herhangi bir şiddet eylemine katılmamış, fikirleri, tercihleri yüzünden hapiste olan on binlerce siyasi tutuklu, adli tutuklulardan daha tehlikeli görülüyor” diyerek ağzındaki baklayı çıkarıverdi.
Sahi bu ülkenin hapishanelerinde sırf fikirleri, tercihleri yüzünden yatan on binlerce siyasi tutuklu mu var? Kuzey Kore mi burası? Hangi felsefi fikirleri ve tercihleri yüzünden acaba? Yoksa FETÖ’yü bir düşünce kulübü falan mı sanıyor bu adamlar?
Bunlardan biri Barış Pehlivan mı mesela?
Peki, hukuk devletinde kanuna uymamak gibi bir özgürlük biçimi var mı? Bir kanunu eleştirebiliriz, eksik bulabiliriz ancak bir kanunu delmek, kanuna rağmen ülke aleyhinde bir faaliyette bulunmak özgürlük değildir. Bizim yazarların kafalarının basmadığı yer işte burası.
Belli ki Karar yazarı, 15 Temmuz’da şiddete karışan FETÖ’cü subaylar, emniyet vs haricindekileri siyasi tutuklu olarak görüyor ve topyekûn af talebinde bulunuyor.
Pekala, 2010 KPSS sınavı da dahil olmak üzere, 2009 KPSS, 2012 KPSS, 2011 ve 2012 Hâkimlik Sınavı, 2011, 2012 ve 2013 YDS, ALES, 2012 üniversite sınavı, Jandarma Sınavları, Askeri Liseler Sınavları, Polis Koleji ve Akademi Sınavları, TİB kurum sınavı gibi ÖSYM ve kurumların yaptığı birçok sınavın sorularını çalarak devletin kurumlarına yerleşen militanların hedefi neydi?
Sadece 2002-2016 arası devlet kurumlarında en az 500 bin kişinin FETÖ eliyle istihdam edildiği tahmin ediliyor. Bunlar fikir işçisi mi? Düşünce suçlusu mu? Devlet içinde devlet kurmak, ülkeyi CIA’nın hizmetine sunmak felsefi bir düşünce akımı mıdır?
Son günlerde AK Parti ve MHP'nin uzun süre çalışarak hazırladığı ceza infaz yasasına en büyük itiraz HDP’den geldi. Çünkü onlar teröristlerin de dahil edilmesini istiyor. PKK'nın siyasi uzantısı HDP'nin bu talebine CHP de destek verdi.
Bunun şaşırtıcı bir birliktelik olmadığını biliyoruz.
Şubat ayında HDP, CHP'ye ittifakı resmileştirme teklifinde bulunmamış mıydı? HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Çekingenliği üzerinizden atın! İttifakı gizlemeyelim. Şeffaf ve açık olalım" dediğinde CHP başını bir müddet kuma gömmüştü.
Meclis’te HDP'li vekillerin elindeki dövizler, "Eşit infaz yaşatır", "Korona mahpus ayırmıyor", "İnfazda eşitlik, herkes için adalet" yazılarıyla boy gösterirken CHP de buna destek verdi.
Tüm mesele; terör suçlarının tümden kapsam dışı tutulması.
İYİ Parti de direnenlerden.
HDP, af düzenlemesinin meclisten geçmesine mani olmak için yoklama istedi. Yoklama ise CHP ve İYİ Partililerin katılmadığı görüldü. Nasıl dayanışma ama!
Diğer taraftan “kasten adam öldürme, uyuşturucu, cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçlarını işleyenler de tahliye edilecekler” şeklinde yapılan itirazlar da var. Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi’nin köşesinden verdiği bilgiye göre bu iddialar da doğru değil.
AK Parti Afyon Milletvekili Ali Özkaya’ya göre bu iddia doğru değil.
“Açık cezaevlerinde 75 bin hükümlü var. İnfaz indirimiyle 40-45 bine çıkıyor. Geriye kalan 30 bin mahkûma ise koronavirüs nedeniyle Adalet Bakanlığı tarafından üç kez olmak üzere izin verilecek.
Açık cezaevleri boşalacak. Ancak açık cezaevlerinin iş yurtları, üretim atölyeleri ve üretim yaptıkları tarım işletmeleri var.
Onların faaliyetlerini sürdürebilmesi ve kapalı cezaevlerinin rahatlaması için iyi halli olan ve açık cezaevine çıkmasına 1 yılı kalan mahkûmlardan talep edenleri alacağız.”
Ben hukukçu değilim detayları hukukçular tartışır. Ancak kimi yazar ve siyasetçilerin içerideki teröristleri düşünce suçlusu ilan ederek af dilemelerine şiddetle karşıyım.
Terör örgütleri elli yıldır ABD emperyalizminin hizmetinde ülkemizin gençlerini zehirliyor, ölüme yolluyor, sivil insanları katlediyor.
HDP ise Ankara’da TBMM’ye yakın bir bölgede gerçekleştirilen ve 29 kişinin ölümüne neden olan saldırı sonrasında siyasi partilerin imzaladığı teröre karşı ortak bildiri metnine bile imza atmayan bir partidir.
Bu ülkede FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerinin militanları için kimse af dilemesin.
Yorum Yazın