Küresel Dayatma-I
Tüm dünyada, özellikle son yıllarda eşcinselliği "cinsel tercih" gibi gören dünya görüşü hızla yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Toplumu kendi tasarımları olan rol modele göre şekillendirmeyi amaçlayan, söz konusu anomali durumunu topluma yaymak için ciddi lobi faaliyetleri yürüten, toplumda yaygınlaştırmak için her türlü yolu deneyen, dizilerden yarışma programlarına, kliplerden haber bültenlerine, tartışma ve eğlence programlarına kadar her alanı zorlayan, toplumun bilinçaltında eşcinselliği doğal bir seçim olarak kabul ettirmeye çalışan küresel, finansmanı güçlü belli bir kesim var.
Eşcinsellik bir ‘cinsel tercih’ değil cinsel sapkınlıktır. İnsan hakları başlığı altında bu sapkınlığı yaygınlaştırarak legalleştirme çabası, ağır bir toplumsal yükümlülüktür. Medya ve bazı sivil toplum kuruluşları yardımıyla, yıllar içinde bu sapıklık telkininin dozu yavaş yavaş artırılarak, bu ahlâksızlık insanlara benimsetilmeye çalışılıyor.
UNICEF'in hazırladığı 2019-2030 Kapsayıcı Eğitim stratejisi planının ana hedefi 2030 yılına kadar tüm üye ülkelerde toplumsal cinsiyete dayalı eğitim projesini tamamlamak. Raporda üye ülkelere, önümüzdeki süreçte çocukların cinsel kimlik ve cinsel yönelimlerinin dikkate alınması öneriliyor. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği için kolaylaştırıcı bir okul ortamı hazırlamaları, cinsiyet ile ilgili sosyal normların dönüştürülmesi ve bu konuda ebeveyn, öğretmen eğitimleri gerçekleştirmeleri görevi veriliyor.
UNICEF'in, 2020 yılında Soros’a ait Açık Toplum Vakfı’nın desteğiyle hazırladığı bu raporun hedefi LGBT’yi meşrulaştırmak. Talepleri, kadını paravan yapan fakat asıl amacı toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında cinsiyetsizleştirmeyi dayatan, aileyi ve devletimizi yok etmek olan iptal ettiğimiz İstanbul Sözleşmesi'nin talepleri ile aynı. (1)
Çocuklara yönelik olarak kurulan LGBT tuzakları gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Son olarak Milat Gazetesi’nin ortaya çıkardığı AB tarafından fonlanan başta Tarlabaşı Toplum Merkezi olmak üzere bazı STK ve derneklerin Suriyeli çocukları LGBT yapmaya çalıştıkları ifşa oldu. CHP'li kimi belediyeler de bastırdığı kitaplarla çocuk atölyelerinde çocuklara cinsiyetsizlik eğitimi veriyor. (2)
Deccalî güçler, Allah’sız, dinsiz, sapkın, cinsiyetsiz bir dünyayı hedefliyor. “Illuminati’nin savunduğu simyacı kaos teorisinin temel prensibi, ortada gözüken iki’nin sonuçta bir haline gelecek olmasıdır. Erkeksi ve kadınsı özellikler tek bir özellik haline gelecektir; Hermafrodit…” (3)
Karşımızda plânlı, organize, kararlı bir cinsiyetsizleştirme, aile ve toplumu ifsad yapılanması çabası var. Bu proje öncelikle gençleri ‘ele geçirme’ üzerine. Tehlikeyi net görelim artık ve bu aldatmacalarla değerlerimizden taviz vermeyelim. İslamofobi bile Müslümanların eşcinselliği kabul etmesi için şantaj aracı gibi kullanılıyor. Hatta kimi çevreler İslamofobinin ancak Müslümanların eşcinselliği ve haklarını savundukları takdirde biteceğini iddia ediyorlar.
Kur’an’a göre eşcinselliğin yanlışlığını anlatmak Müslümanın sorumluluğudur. Elbette insanların evlerinin dört duvarı arasında ne yaptığını kimseyi ilgilendirmez. Ancak Kur’an’da açıkça lanetlenmiş olan eşcinselliğin reklamının yapılmasına, özellikle çocuklarımıza normal bir durummuş gibi empoze edilmeye çalışılmasına seyirci kalamayız. Bu sapıklığa, ‘sahip çıkılması gereken bir insan hakları sorunu’ gibi bakmak, sözde modern olmak adına peşlerinden gitmek, topluma, özellikle de çocuklara ve gençlere zarar vermektir.
Eşcinsel hareket uluslararası lobi gücü yüksek bir ideoloji olarak legalleştirilmeye ve dogmatik bir hareket olarak hızla yaygınlaştırılmaya devam ettikçe, Allah’ın izniyle bu konuda yazmaya devam edeceğiz. Gençleri hatta çocukları bekleyen bu önemli tehlikeye dikkat çekilen her paylaşım, ‘homofobi' ve nefret suçu ithamları olarak linç yiyor olsa da… Hayat tarzından dolayı bir insana şiddet uygulanmasını asla kabul ediyor değiliz. “Neden eşcinsellere özgürlük tanımıyorsunuz?", "Rahatça yaşamalarına neden karışıyorsunuz?" gibi sinsi üsluplarla ve ‘Hümanizm’ maskesi altında sapkınlığın meşrulaştırılması ve telkin edilme çabasına karşıyız. LGBT ve eşcinsellik sapkınlığını, "cinsel tercih" ve “toplumsal cinsiyet eşitliği” vs başlıkları altında normalleştirme politikasına karşıyız. Yaygın olanın sapkın olmayacağı dayatılmaya çalışılıyor; sapkınlığın yaygın olması onu doğru yapmayacak.
Din hoşgörüdür ancak inanan insanların, inançları gereği Allah Katında çirkin görülen her şeye karşı duruş sergilemeleri, doğruları anlatmaları, uyarmaları sorumlulukları gereğidir. İlahi dinler eşcinselliği bir bozulma, sapma, ahlâk dışı tutum, sapkınlık ve günah olarak kabul ediyor. İnsanlık tarihi boyunca bu sapkınlıkları yaşayan kavimler, kutsal kitaplara göre "çirkin ve utanmaz" davranışlar sergiledikleri, saptıkları ve saptırdıkları gerekçesiyle helâk edilmişlerdir.
Cinsel sapkınlık içinde olan kişiler toplum tarafından kabul görmek ve eylemlerini haklı çıkarmak için kendilerince “östrojen hormonlarının yüksek seviyelerde olduğunu” veya “genetik olarak bu yaratılışta doğduklarını” iddia ederler. Oysa bu iddialar bilimsel açıdan kesinlikle doğru değildir.
Geçtiğimiz Haziran ayında Yeni Şafak’ın açtığı LGBT dosyasında kitaplarda, filmlerde, sokaklarda ve her alanda propagandalarını yaparak çocuklara dahi cinsiyetsizliği dayatan LGBT aktivizminin bu ve benzer iddiaları, alanında uzman ve cesur bilim adamlarının verdiği röportajlarda bilimsel açıklamalarıyla yalanlandı. Bu röportajlardan bazı bölümleri gelecek haftaki yazımda paylaşmak istiyorum.
Dipnotlar:
(1)https://www.aydinlik.com.tr/
(2) Illuminati-Entrika Çemberi (Texe Marrs)
Yorum Yazın