Kendisini ve annesini tehdit eden biyolojik babasını öldüren sanık hakim karşısında

İSTANBUL (AA) Bahçelievler'de uzun yıllar kendisine ve annesine şiddet gösteren, ailesini tehdit eden biyolojik babasını öldürdüğü gerekçesiyle hakkında dava açılan sanığın "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 18 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.

Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Haydar Mert K. ile avukatı katıldı.

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Haydar Mert K., biyolojik babası olan, maddi ve manevi hiç destek görmediği maktul Yusuf Cemal Sezgin'in annesi ve kendisine yıllarca işkence ettiğini dile getirerek, şunları anlattı:

"Annemin dişlerini kırdı. Kardeşimi defalarca darbetti. Bu sebeple sürekli adres değiştiriyorduk. Hayatı paramparçaydı, bizim hayatımızı da paramparça etti. Ne zaman görüşsek sonu ya hastanede ya da karakolda bitiyordu. Son zamanlarda konuşmak için bir araya geldik. Bana uyuşturucu kullanmadığını, düzeldiğini söylüyordu. Dükkanı açacağını söylüyordu ve benden yardım istiyordu. Kıyafetlerini yıkamam için bana getiriyordu. Teklifini kabul ettim. Ancak dükkanda cezaevindeki arkadaşlarıyla uyuşturucu içtiğini görünce kendisinden uzaklaştım."

Maktulün kendisini, annesini, eşini ve çocuğunu tehdit ettiğini söyleyen sanık Haydar Mert K., tehditler yüzünden eşini ve çocuğunu alarak annesinin evine taşındığını, maktulün kendisine içinde silahının da olduğu eşyalarını bıraktığını, olaydan önceki gece taciz mesajı yolladığını ve bu mesajda da kendisini sabah dükkana çağırdığını yazdığını belirtti.

Sanık Haydar Mert K., mesajdan sonra korktuğunu dile getirerek, "Korktuğum için önce kendi evime giderek babamın emanet verdiği eşyalarını topladım. Bunların içinde silah da vardı. Dükkana taksiyle gittim. Araçtan indim. Yan dükkanın sahibiyle selamlaştım ve konuştum. Maktul bana küfür etmeye başladı. Ben de silahı alarak hedef gözetmeksizin sıktım. Silahı Halıcıoğlu Köprüsü'nden aşağı atarak polise teslim oldum. Babam çocukluğumda sol gözüme vurarak görme kaybı yaşamama neden olmuştur. Ben o gün ona onunla bir daha görüşmeyeceğimi söylemeye gidiyordum. İletişimi kesmek için eşyalarını götürüyordum." diye konuştu.

"Oğlum aslında 4 kişinin canını kurtardı"

Duruşmada tanık olarak dinlenilen sanığın annesi Songül Çapan, maktul Yusuf Cemal Sezgin'in kendisini çalışırken minibüsüyle kaçırdığını, ilk 3 yıl ailesini görmediğini ve maktulün kendisine sürekli şiddet uyguladığını anlattı.

Tanık Çapan, maktulün işkenceyi çok sevdiğini söyleyerek, şunları aktardı:

"Anlatsam inanamayacağınız şeyler yaşadım. Beni domuz bağıyla bağlayıp 13 gün boyunca banyoda kilitli tuttu. Çekiçle dişlerimi kırdı. Penseyle etlerimi sıkıştırdı. Suç makinesiydi. Hırsızlık yaptığı evlerdeki kadınlara tecavüz ettiğini duydum. Sürekli içeri girip çıkardı. Hapisten hiç çıkamasın diye dua ederdim. Bana karşı takıntılıydı. Yıllar önce içinde uyuşturucu olan sigarayı içip benimle Mert'in yüzüne üfledi, çocuğum kafasını kaldıramıyordu. İkimizde aptal gibi olmuştuk. Bulanık görürdük, kusardık. Ona yapmamasını söylediğim için bizi darbetti."

Bir gün maktulden kaçmak için yazmalarını birbirine bağlayarak çocuğuyla beraber ikinci kattan aşağıya atladığını, bu sebeple bacaklarının kırıldığını anlatan tanık Çapan, maktulün bir kere cezaevinden kaçtığını, bu sırada evin telefon kablosunu kesip dışarıyla bağlantılarını kestiğini belirtti.

Tanık Çapan, başına gelen olaylarla ilgili olarak şunları söyledi:

"Benimle tekrar görüşebilmek için çocuğumu sıkıştırmaya başlamış. Çocuğunu eşiyle ve kızıyla tehdit etmiş o yüzden yanıma yerleştiler. Maktul oğlumu 'Annene yaptıklarımı hatırlıyor musun? Onları eşine ve kızına da yaparım.' diyerek tehdit etmiş. Olaydan önceki gece Mert'e mesajlar gönderdi, arayıp durdu. Ben oğluma 'Görmezden gel.' dedim. Çocuğum ağladı. Hazırlandığını görseydim kapıyı kilitlerdim, izin vermezdim gitmesine. Ama ben uyuyakalmışım o da gitmiş. Oğlum aslında 4 kişinin canını kurtardı. Adalet varsa işlemesini istiyorum."

Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Duruşma çıkışında konuşan anne Songül Çapan, maktulün hiçbir zaman evlatlarına babalık yapmadığını ifade ederek, "Biz 20 yıl boyunca işkenceye maruz kaldık. Akla hayale gelmeyecek dizi veya bir sinema filmi yapılsa 'Yok artık bu kadar da değildir.' denilecek şeyler yaşadık. Ben bu dünyada bir adalet varsa bunun oğlum içinde tecelli etmesini istiyorum. Benim oğlum 4 kadının hayatını kurtardı." dedi.

İddianameden

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 31 Ekim 2020'de Bahçelievler'deki 43 yaşındaki maktul Yusuf Cemal Sezgin'in 19 yaşındaki sanık Haydar Mert K. tarafından silahla öldürüldüğü belirtiliyor.

İddianamede, maktulün sanığın biyolojik babası olduğu ancak nüfus kaydında baba olarak gözükmediği anlatılarak, sanığın kaydının annesi üzerinde olduğu aktarılıyor.

İddianamede, maktulün sanığı kendi nüfusuna kayıt ettirmediği gibi doğduğu günden olay tarihine kadar maddi ve manevi hiçbir şekilde babalık görevini yerine getirmediğine vurgu yapılarak, bu sebeple resmi kayıtlar ve dosya içerisindeki tüm deliller değerlendirildiğinde maktulü sanığın babası olarak kabul etmenin hukuken ve vicdanen imkanının olmadığı kaydediliyor.

Maktul Yusuf Cemal Sezgin'in soruşturma kapsamında kanaat oluşturması açısından sabıka kaydına bakıldığına yer verilen iddianamede, maktulün sabıka kaydının iki sayfa olduğu aktarılıyor.

İddianamede, maktulün sabıka kayıtlarının hırsızlık, içmek için uyuşturucu bulundurmak, uyuşturucu ticareti, yaralama gibi yüz kızartıcı pek çok suçtan ibaret olduğu belirtilerek, maktulün cezaevi dışında olduğu süre içerisinde sanığın annesine yönelik pek çok kez şiddet uyguladığı, bu şiddetin çoğu kez eziyet boyutlarına vardığı anlatılıyor.

Maktul Yusuf Cemal Sezgin'in öldürülmeden kısa bir süre önce iş yeri açtığı, bu iş yerinde sanığın da çalıştığı ancak bir süre sonra ayrıldığı kaydedilen iddianamede, maktulün sanığın yanında sürekli olarak uyuşturucu kullandığı, annesiyle bir araya gelmek istediğini söylediği ancak annenin bu isteği reddettiği ve maktulün sanığı tehdit etmeye başladığı aktarılıyor.

Maktulün doğduğu tarihten itibaren sanığın kendisi, annesi, kardeşi ve son zamanlarda eşi ve çocuğuna yönelik yoğun, süreklilik arz eden haksız ağır tahrik oluşturacak eylemler gerçekleştirdiği belirtilen iddianamede, sanık Haydar Mert K.'nin "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.