Trakya Üniversitesinden Prof. Elipek’in müsilaj temizleme önerisi
Trakya Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Elipek’in müsilaj temizleme önerisi ”Önerim özellikle arıtma tesislerinden çıkan suların yapay sulak alanlarda bitkiler tarafından tutulmasını sağlamak. Bazı bitkiler ağır metalleri ve metalleri bünyesinde tutarlar ve bu sayede suyu temizlerler”
EDİRNE (AA) Trakya Üniversitesi (TÜ) Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Belgin Elipek'in müsilajla mücadele için "arıtma tesislerinden çıkan suların yapay sulak alanlarda bitkiler tarafından tutulmasını" önerdi.
Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi, Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı da olan Elipek, TÜ Rektörlük toplantı salonunda basın toplantısı düzenledi.
Elipek, son zamanlarda Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilaj (deniz salyası) ve alınması gereken önlemlerle ilgili bir araya geldiklerini söyledi.
Marmara Denizi'nde müsilaja sebep olan olayın orada bulunan fitoplanktonik organizmaların bir ürünü olduğunu vurgulayan Elipek, müsilajın organizmaların yapmış olduğu doğal bir madde olduğunu aktardı.
"Deniz sularında sıcaklı artışı en büyük etken"
Küresel iklim değişikliğine bağlı olarak deniz sularında sıcaklıkların artasının müsilajın oluşmasından en büyük etkin olduğunu aktaran Elipek şunları kaydetti:
"Deniz suyu sıcaklıkları son 40 yılda Marmara Denizi'nde 2,5 derece artmış durumda. Belki bizim için 2,5 derece çok önemli bir sıcaklık değil belki ama fitoplankton için çok önemli bir sıcaklık. Onlar sıcaklıkla birlikte çoğalmaya başlıyorlar. Tabii çoğalmaları için gerekli olan şey besin elementleri. Bunlarda azot, fosfor, demir, karbon gibi maddeler. Bizlerde insanoğlu olarak denizlerimize bu tür maddeleri deşarj edersek bunlar yapı gereği su sıcaklığının artmasıyla beraber çok hızlı bir şekilde çoğalmaya başlıyorlar ve müsilaj dediğimiz yapıyı oluşturuyorlar.
Müsilaj aslında yazın başlarında başlayıp 23 ay kadar sürüp daha sonra da sudaki yararlı bakteriler tarafından parçalanarak tekrar ekosisteme geri kazandırılan bir süreç. Fakat son zamanlarda yararlı bakteriler de bu müsilajı parçalamak için yeterli oksijeni bulamıyor. Denizlerin kirlenmesi ve suya verilen toksik maddeler nedeniyle de bu yararlı bakterilerin azalması denizlerin kendi kendini temizleme görevini yapmasını engelliyor. Son zamanlarda görüyoruz ki hem suyun yüzeyinde hep dip kısımda çökerek çok büyük ekolojik problemlere yol açıyor."
"Marmara Denizi'nin iki şansı var; ya kurtaracağız, ya ölecek"
İklim değişikliğinin dünyanın en büyük problemi olduğunu dile getiren Elipek, buna karşı insanların bir problem yokmuşçasına klasik alışkanlıklarını da devam ettirdiğini söyledi.
Çevre temizliği konusunda herkesin kişisel olarak üzerine düzen görevi yapması gerektiğini vurgulayan Elipek "Özellikle Marmara Denizi, 'Marmara bataklığı'na dönüşmeden oraya verilen atık deşarjının kesinlikle kontrol altına alınması ya da kesilmesi gerekiyor. Marmara Denizi'nin iki şansı var; ya kurtaracağız, ya ölecek. Buna hepimizin gerekli önemi vermesi gerekiyor." dedi.
Müsilajı temizleme önerisi
Arıtma tesislerinde fiziksel, ileri biyolojik arıtma gibi birtakım arıtımların yapıldığını aktaran Elipek, müsilajın temizlenmesi için arıtma tesisinden çıkan suların özellikle ağır metaller ve toksik maddeleri tutan bitkileri içeren yapay sulak alanlardan geçirilmesi önerisinde bulundu.
Bitkilerin bir süre suyun içinde bulunan zararlı elementleri tutabildiğini aktaran Elipek, "Benim önerim özellikle arıtma tesislerinden çıkan suların, yapay sulak alanlarda bitkiler tarafından tutulmasını sağlamak. Bazı bitkiler ağır metalleri ve metalleri bünyesinde tutarlar ve bu sayede suyu temizlerler. Biz bitkiler sayesinde kimyasal arıtmadan da geçirirsek atık suları bu bizim için çok yararlı olur. "dedi.
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Türkyılmaz da üniversite olarak çevre konusunda yaptıkları çalışmaları anlattı.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın