Lebalep

AK Parti'nin 13.5 milyon üyesi var. Bu, ülke seçmeninin neredeyse üçte biri AK Parti üyesi demektir. Gençlik teşkilatı 1 milyonu aşmış. Sadece delege sayısı 1.500. Her başlıkta Türkiye'nin en kalabalık örgütlülüğüne sahip bir partinin büyük kongresinde sosyal mesafeye ne kadar uyulabilirse, o kadar uyuldu. Kongre salonuna PCR testi negatif çıkmayan kimse alınmadı. Maskeler hep yüzlerdeydi.
Siz İstanbul Sözleşmesi'ni savunacağım diye binlerce kişi iç içe protesto yaptığınızda, rektöre karşı durmak için dipdibe yürüdüğünüzde, Nevruz kutlayacağım diye el ele halay çektiğinizde, CHP örgütleri olarak kapalı restoranları keyfi biçimde açtırıp yemekler verdiğinizde sıkıntı yok ama ülkenin en geniş kesimli partisi kongresini yapınca mı sıkıntı oluyor?
Esas sıkıntı, sokakta iki saniye maskesini çenesine indirmiş vatandaşın peşine takılan polisimiz ve onları kameralarla izleyip, sıradan vatandaşı korku müziği efektiyle adi suçlu gibi yansıtan medyadadır. Bu akıl dışı uygulamaları da gözden geçirmenin vakti geldi, geçiyor.

AVRUPA'YA MEYDAN OKUYAN SULTAN

Fransız devlet kanalı France 5'in, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde yükselen Türkiye'yi anlatmak için yaptığı belgeselin başlığı buydu. Toplamda 1.5 saat süren belgeselde, Türkiye'nin tezlerini anlatan tek kişiydim ve ayrılan süre 4.5 dakika idi.
Geride kalan kısımlarda ise Cumhurbaşkanı Macron, eski Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Fransız uzmanların anlatımıyla Türkiye gücü yükseldikçe tehdidi de artan bir devlet olarak ele alındı. Hatta Macron, bir önceki Fransız seçimlerine müdahale ettiğimizi ve bundan sonrakine de etmeye çalışacağımızı iddia etti. Anlayacağınız bu sefer "dış güçler" biz olduk.
Fakat bunun latifeye gelecek yanı yok. Zira Fransız devleti, ülkelerinde örgütlü bile olmayan ülkücüleri "bozkurtlar" diyerek illegal göstermeye çalışıp, ayrıca Diyanet'in irtibatlı olduğu camiler ve Avrupa Milli Görüş'ü de sanki radikal unsurlarmış gibi ele alıyor.