Kalp doktoru gibi ilk önce tıkalı damarları açtık
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Hizmet üretemeyen bir yapıdan, şehir ve insan etkileşimini verimli hale getirebilmek için bu salondaki arkadaşlarımızın emeği ve gayretleriyle, öncelikle, teşbihte hata olmaz ama bir kalp doktoru gibi ilk önce tıkalı damarları açtık Çukur açan değil, çukur kapatan, verdiği vergi kendisine hizmet olarak dönen bir yönetim, her vatandaşımızın en tabii hakkıdır. Bu itibarla hizmet gasbına da müsaade edemezdik ve etmedik İki yıl boyunca Yüksekova Havalimanının yapılması bunlar yüzünden akamete uğradı. Yüksekova Havalimanın açılacağı haftası ve sonrası esnafa teker teker Sakın uçağa binmeyeceksiniz. diye tehdit mektupları bıraktılar. İlk önce de uçağa kim bindi biliyor musunuz? Tehdit mektuplarını bırakanların Türkiyedeki uşağı Pervin Buldan. VİP kullanarak bindi
ANKARA (AA) İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yaptıkları görevlendirmelerden ciddi bir verim aldıklarını belirterek, "Hizmet üretemeyen bir yapıdan, şehir ve insan etkileşimini verimli hale getirebilmek için, bu salondaki arkadaşlarımızın emeği ve gayretleriyle, öncelikle, teşbihte hata olmaz ama bir 'kalp doktoru' gibi ilk önce tıkalı damarları açtık." dedi.
Soylu, Cermodern'de düzenlenen "Projem Türkiye Yarışması Ödül Töreni"nde, konuştu. Sokağa adım attıklarından itibaren, şehirle ve onu yönetenlerle muhatap olduklarını ifade eden Soylu, bu durumun sadece bir işe gidip gelme, trafikte zaman geçirme ilişkisi olmadığını söyledi.
Şehrin insanla bütünleşmesine engel olan, dokusunu zedeleyen yönetimlerin sadece şehrin inşa ve ihyasına değil, medeniyet temellerine de zarar verdiğini ifade eden Soylu, "Biz çukur eylemlerini yaşadık. Dikkat edin, Diyarbakır Ulucami'yi, Dört Ayaklı Minare'yi tahrip ettiler. Arkadaşlarımızdan Allah razı olsun, tekrar onardılar ancak emin olun ki bunlar rastgele seçilmiş hedefler değildir. Sur'u, Şırnak'ı, Cizre'yi, Hakkari'yi yakıp yıkmaya niyet edenler, buraların ne anlama geldiğini bilmiyor değildir." diye konuştu.
Soylu, belediyeleri illegal yapıların kontrolüne verip adeta felç edenlerin ve hizmet ürettirmeyenlerin terör örgütünü güçlendirdiklerini ve şehirleri de kimliksizleştirmek istediklerini vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Biz teröristle her zaman mücadele ederdik ama şehirlerimizin ruhunu kaybetmeyi göze alamazdık ve onun için buna müsaade etmedik. Çukur açan değil, çukur kapatan, verdiği vergi kendisine hizmet olarak dönen bir yönetim, her vatandaşımızın en tabii hakkıdır. Bu itibarla hizmet gasbına da müsaade edemezdik ve etmedik. Hatırlar mısınız, bir aralar 'Özyönetim' diye bir zırvalık çıkarmışlardı. Yerel yönetimden nereye ulaşmak istemişlerdi, nasıl bir hedefe varmak istemişlerdi hatırlıyorsunuz. İşte şehir, belediye böyle önemli bir şeydir. Doğu ve Güneydoğu'daki yerel yönetimler hamlemizin bir şifresi de kurulmak istenilen bu kanalla alakalıdır. Bugün bir şeylere itirazımızın, ikazımızın sebebi de bununla ilgilidir. 'Bunları şımartmayın, bakın bunlara moral vermeyin, küçük hesaplar için buralardan tehlikeli bir koridor açılmasına müsaade etmeyin.' dememizdeki asıl sebep budur."
"Yaptığımız görevlendirmelerden çok ciddi bir verim aldık"
Belediye başkanı adayı olmadığını ama hiçbir seçimde bu kadar büyük bir gayreti ortaya koymadığını aktaran Süleyman Soylu, burada korumaya çalıştıkları şeyin ülkenin geleceğiyle ilgili olduğunu dile getirdi.
"Şehirler üzerinden Türkiye'nin geleceğini tahakküm altına almaya çalışan bir anlayışa karşı bu gayreti ortaya koyuyoruz. Benim vicdanım rahattır. Bu milletin bir evladı ve bir Bakanı olarak yapmam gereken neyse, ben bugün onu yapıyorum." ifadesini kullanan Süleyman Soylu, sözlerini şöyle devam etti:
"Yaptığımız görevlendirmelerden çok ciddi bir verim aldığımızı da burada ayrıca ifade etmek isterim. Hizmet üretemeyen bir yapıdan, şehir ve insan etkileşimini verimli hale getirebilmek için, bu salondaki arkadaşlarımızın emeği ve gayretleriyle, öncelikle, teşbihte hata olmaz ama bir 'kalp doktoru' gibi ilk önce tıkalı damarları açtık. Bir yandan terörle mücadelede kolluk noktasında sonuç alıyoruz, öte yandan merkezi yönetim ve yerel yönetimler eliyle terörizmle mücadele ediyoruz. Terörü besleyen unsurlarla, ideolojik, sosyal, kültürel ve ekonomik etkenlerle de mücadele ediyoruz.
Bunu da en çok çocuklarımız için yaptık. Daha iyi bir şehirde yaşamayı hak eden, yetim veya öksüz olarak değil, aile saadeti içinde yaşamayı, iyi okullarda okumayı hakeden, geleceğimiz olan çocuklarımız için yaptık. Bu dönüşümü, huzur ve refahı hakeden milletimiz için yaptık. Avrupalı küçücük kasabaların bile sadece turizm geliriyle ihya olduğu bir dünyada, akşam hava karardıktan sonra sokağa çıkamayan vatandaşlarımız için yaptık. Çocuğunun okuldan dönüşünü 'Acaba yolunu kesmişler midir, terör örgütü musallat olmuş mudur?' diye korkuyla bekleyen anneler için bu dönüşümü yaptık. Bunu milletin hakkı için, kamu kaynaklarının kamuya harcanması için doğu ile batı arasında hizmet farkının olmaması, her insanımızın değerli olduğunu hissedebilmesi için yaptık."
"Sizin yüzünüzden babaannemi geri gönderemiyorum"
Doğu ve Güneydoğu bölgesinde otellerde boş yer olmadığını ifade eden Soylu, "Doğu Ekspresi'nde yer bulamıyoruz.' diyorlar. Hatta sosyal medyada birisi espri yapmış 'Babaannem yanıma geldi, uçağa binmekten korkuyor, Doğu Ekspresi'nde de yer yok, sizin yüzünüzden babaannemi geri gönderemiyorum.' diyor. Şaka bir yana, anlaşılıyor ki yaptığımız yaklaşık 7,5 milyar liralık yatırımdan o bölgenin insanları sadece günlük hayatlarında istifade etmedi. Aynı zamanda bölge de cazibe merkezine dönüştü. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bugün kabuğunu kırmıştır." değerlendirmesini yaptı.
Görevlendirme yapılan illerde yaklaşık 10 bin kilometre sıcak asfalt, 18 bin kilometre stabilize yol, 19 içme suyu arıtma tesisi, 23 atıksu arıtma tesisinin yanı sıra, 128 kütüphane ve 172 kadın kültür merkezi, 2 bin 644 aile çay bahçesi ve çocuk parkı yaptıklarını aktaran Soylu, "Her şeyden önce şehirlerde insanlar nefes alsın istedik. Munzur Çayı'nın kenarındaki tesislere lütfen bir gidin. Gondol sefası yapıp selfi çekmek için Venedik'e değil, lütfen Tunceli'ye buyrun." dedi.
Süleyman Soylu, daha önce belediye toplu ulaşım hizmeti almayan 380 mahallesine ilk kez toplu ulaşım sağladıklarına dikkati çekti.
"İlk uçağa binen Pervin Buldan'dır"
Yüksekova Havalimanı'na 507 kez saldırıldığını ve 8 şehit verildiğini anımsatan Soylu, şöyle konuştu:
"İki yıl boyunca Yüksekova Havalimanın yapılması bunlar yüzünden akamete uğradı. Yüksekova Havalimanın açılacağı haftası ve sonrası esnafa teker teker 'Sakın uçağa binmeyeceksiniz.' diye tehdit mektupları bıraktılar. İlk önce de uçağa kim bindi biliyor musunuz? Tehdit mektuplarını bırakanların Türkiye'deki uşağı Pervin Buldan. VİP kullanarak bindi. Ben bunlara karakterden, haysiyetten yoksun diyorum da yanlış mı ediyorum."
Bakan Soylu, konuşmanın ardından yarışmada dereceye girenlere ödülleri tarafından verildi.
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın