CHP MYK toplantısı
Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak: "Salgına darbe vurmak için en kesin ve en katı yöntem, yurttaşlarımızın sokağa çıkışının bir süreliğine ertelenmesiydi ancak salgınla mücadelede bu en etkili tedbir, bazı siyasi kaygılarla geciktirildi" "Sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, belediye başkanlarına haber verilmedi, Bilim Kurulu üyelerine haber verilmedi, 'ben yaptım, oldu' anlayışıyla süreç yönetildi" "(İnfaz düzenlemesi) Adaletle akılla hakla hukukla vicdanla hareket etmeyerek milletin içine sinmeyecek olan bir yasayı sürekli zorluyorsunuz. Bu yaklaşımlardan bir an önce vazgeçin"
ANKARA (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Salgına darbe vurmak için en kesin ve en katı yöntem, yurttaşlarımızın sokağa çıkışının bir süreliğine ertelenmesiydi ancak salgınla mücadelede bu en etkili tedbir, bazı siyasi kaygılarla geciktirildi." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında video konferans aracılığıyla gerçekleştirildi.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan Öztrak, koronavirüs salgınıyla mücadelenin hem dünyada hem Türkiye'de sürdüğünü belirtti.
Virüsün Türkiye'de teşhisinden bu yana 34 gün geçtiğini, Türkiye'nin vaka sayısı hızla artan ülkeler arasında olduğunu dile getiren Özrtak, hayatını kaybedenlerin sayısının ise 1198'e yükseldiğini söyledi.
Öztrak, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır, hastalara acil şifa diledi.
Alınan önlemlere mutlaka uyulması gerektiğine işaret eden Öztrak, bilinmezin çok olduğu bir salgınla mücadele ederken iki stratejik silahın elden bırakılamayacağını ifade etti.
Bunların "kesintisiz ihtiyat" ve "zamanında önlem" olduğunu dile getiren Öztrak, salgınla mücadelenin gayriciddiliği ve süfliliği kaldırmadığını kaydetti.
Öztrak, ne yaptığını bilen iktidarların krizlerde liyakatli, ehil kadrolarla çalıştığını, krizle tek bir kişinin aklıyla değil ortak akılla mücadele ettiğini vurguladı.
Parti olarak virüs dünya gündemine girdiğinden beri salgınla mücadele sürecinde, bilimin ve aklın ışığında atılan her adımı desteklediklerini, katkı verdiklerini dile getiren Öztrak, gecikmelere, yetersizliklere dikkati çektiklerini anlattı.
Yeni tedbirler önerdiklerini, mücadelede kesin, katı ve yaygın tedbirlere ihtiyaç duyulduğunun altını çizdiklerini aktaran Öztrak, şöyle devam etti:
"Salgına darbe vurmak için en kesin ve en katı yöntem, yurttaşlarımızın sokağa çıkışının bir süreliğine ertelenmesiydi. Bu sadece bizim değil, Bilim Kurulu üyelerinin de görüşüydü ancak salgınla mücadelede bu en etkili tedbir, bazı siyasi kaygılarla geciktirildi. Sarayın bazı eski danışmanlarının, 'ekonomi zarar görebilir, bu da zaten yıpranmış iktidarı daha da yıpratır' tavsiyesi, insan hayatının önüne geçti. Nihayet bu hafta sonunda 31 şehrimizde 48 saatliğine, genel bir sokağa çıkmama tedbiri uygulandı ancak doğru bir karar yanlış biçimde, yanlış zamanda, yanlış bir iletişimle uygulanınca hayati bir yanlışa neden oldu."
"En sağduyulu mesaj Genel Başkanımızdan geldi"
Faik Öztrak, tüm sağlık çalışanlarının olağanüstü gayretleri, günlerdir evden çıkmayan vatandaşların olağanüstü fedakarlıklarının bir kalemde silindiğini kaydetti.
Öztrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun dün bakanlık görevinden ayrıldığını açıklamasına ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Gece yarısı, 'şahsım' sözcüğü artık alametifarikası olan Erdoğan tarafından istifası geri çevrildi. Tek taraflı bir irade beyanı olan istifanın Anayasada yapılan bir düzenlemeyle şahsın kabulüne tabi olduğunu görüyoruz. Müellifi saray olan tam bir orta oyunu oynandı dün. Tüm bakanlar ucube rejimde istifa olmayacağını, azil olacağını bir kere daha gördüler. Artık başta İçişleri Bakanı olmak üzere, bakanların tek adamın rızası olmadan istifa ehliyeti dahi olmadığı açık seçik görüldü."
Sokağa çıkma yasağı kararının alınmasıyla memlekette kargaşa çıktığını, milletin ekmek kuyruğunda kavgaya tutuştuğunu, fabrikaların ne yapacağını şaşırdığını, işçiler, şoförlerin ortada kaldığını savunan Öztrak, "İktidarın tek adamından bir tek laf çıkmadı. O gece milleti rahatlatan, sakinleştiren, en sağduyulu mesaj yine Sayın Genel Başkanımızdan geldi." dedi.
Bir gazetenin yazarının yasak kararının alındığı gece sokağa çıkan vatandaşlara "ayı" ifadesini kullandığını anımsatan Öztrak, bu gazete ve kişi hakkında neler yapılacağını merak ettiğini bildirdi.
İktidarın milletin ne yediğini ne içtiğini, halinin ne olduğunu bilmediğini savunan Öztrak, memlekette her üç çalışandan birinin 2 bin 324 liralık asgari ücretle geçindiğini, dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 2 bin 345 lira, yoksulluk sınırının 7 bin 639 lira olduğunu belirtti, ülkede 8 milyon 564 bin kişinin işsiz olduğunu kaydetti.
"48 saatlik sokağa çıkma yasağı, 48 saat önceden ilan edilir"
Ortak aklın tek akıldan üstün olduğunu ancak iktidarın ortak akla gitme niyeti bulunmadığını anlatan Öztrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, belediye başkanlarına haber verilmedi, Bilim Kurulu üyelerine haber verilmedi, 'ben yaptım, oldu' anlayışıyla süreç yönetildi. Halbuki bu karar konuşularak, istişareyle alınsaydı ne yurttaşlarımızın sağlığı tehlikeye girerdi ne de milyarlarca liralık zarara neden olunurdu. 48 saatlik sokağa çıkma yasağı, 48 saat önceden ilan edilir, işçiye, işverene, esnafa, çiftçiye hazırlık yapması için süre tanınmış olurdu. Bu iktidar ülkemizi yönetemiyor. Tek adam rejimi ülkemizi oradan oraya savuruyor. Bugün yaşadığımız sorunların, kaos ve kargaşanın ve ülkenin oradan oraya savrulmasının sebebi tek adam parti devleti rejimidir."
"Aile Yardımları Sigortasını bir an önce Meclis'e getirin"
Salgının ekonomiyi de tehdit ettiğine dikkati çeken CHP Sözcüsü Öztrak, küresel bir krizle karşı karşıya kalındığının altını çizdi.
Bu yıl ödenecek dış borcun 172 milyar dolar, 9 Nisan itibarıyla Merkez Bankası kasasındaki net rezervlerin ise 16 milyar dolar olduğu bilgisini veren Öztrak, "İşte bu nedenle kasayı boşaltmış olan, dövizleri tüketmiş olan saray iktidarı, ABD Merkez Bankası başta olmak üzere pek çok gelişmiş ülke merkez bankasının kapısını çalıp swap anlaşması yapmaya uğraşıyor. Aslında bu iflasın ilanıdır. Maalesef bir kere daha borç alan emir alacaktır." şeklinde konuştu.
Gelişmiş ekonomilerin, krizin üç ay, altı ay, bir yıl sürmesi durumuna göre alternatif senaryolar hazırladığını, buna göre tedbir almaya uğraştığını dile getiren Öztrak, Türkiye'deki ekonomi yönetiminin ise bu işi hafife aldığını öne sürdü.
İşsiz sayılarının bu krizde artacağını belirten Öztrak, çalışanın, çalıştıranın, esnafın, çiftçinin bankaların insafına terk edilmemesi gerektiğini söyledi.
Öztrak, "Saray bundan önce yaptığı gibi ihtiyaç sahiplerinin kredilerini yüksek faizle erteleyerek, tuzu kuru olan şirketlere kredi açarak, risk almak istemeyen bankalarla bu işi çözemez. Cirosu ve nakit akışı bozulmuş firmaları sadece kredilerle yüzdüremezsiniz. Kredi değil, sermaye vereceksiniz." ifadesini kullandı.
Bütçe harcamalarının yönünün vatandaşa çevrilmesi gerektiğine değinen Öztrak, bu yıl köprü geçiş garantilerinin ötelenmesi halinde yaklaşık 8 milyon aileye 1000'er lira destek verilebileceğini dile getirdi.
Öztrak, ayrıca Aile Yardımları Sigortası'nın da bir an önce Meclis'e getirilmesi gerektiğini kaydetti.
"Ciddi bir ekonomik programa ihtiyaç var"
İstihdam üzerinden yapılan vergi ve diğer kesintilerden vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Öztrak, "TÜRKEN Vakfı başta olmak üzere, Kızılay üzerinden vergi ödemeden yurt dışına para gönderenleri karşınıza alın, o paraların yurda getirilmesini sağlayın. Türkiye'de inşaatlar durmuş, siz Türkiye'den giden paralarla yurt dışında gökdelen dikeceksiniz. Buna kimsenin hakkı yoktur. Bu konuyla ilgili bir araştırma önergesini de TBMM'ye en kısa sürede veriyoruz." diye konuştu.
Türkiye'de ekonomi yönetiminde bütüncül, teknik kapasitesi yüksek bir hazırlığı göremediklerini ifade eden Öztrak, ekonomi bürokrasisinde bir kriz masasının bile kurulmadığını söyledi.
Kurumlar arasında koordinasyonu sağlayan, tüm sosyal kesimlerle istişare ve diyalog mekanizmalarını işleten bir bürokratik altyapıya acilen ihtiyaç bulunduğunun altını çizen Öztrak, ciddi bir ekonomik programa ihtiyaç olduğunu belirtti.
Öztrak, infaz düzenlemesinin adaletle, hukukla ve vicdanla bağdaşmadığını iddia etti. "Sokağa çıkma yasağının olduğu günde alelacele çıkarılması gereken yasa bu mudur?" sorusunu yönelten Öztrak, "kader mahkumlarının" salıverilmesine değil bunun adaleti, aklı, mantığı, vicdanı esas almadan yapılmasına karşı olduklarını ifade etti.
"Tamamen tesadüfen gerçekleşmiş bir olayla karşı karşıyayız"
Öztrak, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"İzmir'de belediye tarafından yardım dağıtıldı. Dağıtan kişilerin yeleklerinde 'Tunç Soyer Gönüllüleri' yazması tepki çekti. Değerlendirmeniz nedir?" sorusuna Öztrak, "Bu süreçte Belediye Başkanımız Sayın Soyer bir çağrı yapmış, bu yardımların dağıtılmasına herkes destek versin diye. Bu çerçevede seçimde kendisiyle birlikte çalışan ve o dönemde kendilerine bu yeleklerin dağıtıldığı birtakım gönüllüler de bu dağıtım hareketine katılmak üzere gelmişler. Dolayısıyla burada organize olarak yapılan bir şey yok. Tamamen tesadüfen gerçekleşmiş bir olayla karşı karşıyayız."
"Bazı CHP'li belediyelerin hafta sonu sokağa çıkma yasağında ekmek dağıtımı gibi yardımları yaparken beraberinde Sözcü gazetesini dağıttıkları da iddia edildi. Nasıl değerlendirirsiniz?" sorusu üzerine Öztrak, Sözcü gazetesinin bedava dağıtılmak üzere CHP'li belediyelere verildiğini, belediyelerin de dağıttığını söyledi.
Öztrak, "Bize kim elindeki gazeteleri getirip 'bedava olarak dağıtın' diye verirse belediyelerimiz de bu gazeteleri dağıtmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar, yapacaklardır." ifadesini kullandı.
"Vatandaşlara doğrudan nakit yardımı yapılmalı"
Bir başka soru üzerine Öztrak, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizin üstesinden yeni krediler sağlanarak ya da kredilere takla attırılarak gelinemeyeceğini kaydetti.
Nakit sorunu bulunduğuna işaret eden Öztrak, bunun aşılması için de hem şirketlere sermaye verilmesi hem de vatandaşlara doğrudan nakit yardımı yapılması gerektiğini belirtti.
Öztrak, "Hazine ve Maliye Bakanlığının oturup da bankaları 'şuna şunu verin buna bunu verin' diye zorlamak yerine Hazinenin kesesinin ağzını açması lazım. Yandaşlara bütçeden verdiği paraları kısması lazım, vatandaştan aldığı vergileri, vatandaşın ödeyeceği vergileri ertelemesi, vazgeçmesi lazım." şeklinde konuştu.
"MİT kanunu kapsamına giren bazı suçların düzenlemesine gidildi. CHP olarak bu konu ile ilgili görüşünüz nedir?" sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
"Gece yarısı bir önerge ile Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülmekte olan bu yasadan, infaz yasasından, yararlanmayacak suçlar arasına devlet istihbarat hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu kapsamına giren suçlardan mahkum olanları ekliyorsunuz. Niçin ekliyorsunuz? Şu anda bu suçlardan tutuklu olan gazeteci arkadaşlar var. İnadına, tamamen ısmarlama elbise dikerek böyle bir düzenlemeyi yapıyorsunuz. Ondan sonra da gidiyorsunuz sağda solda diyorsunuz ki 'Cumhuriyet Halk Partisi kader mahkumlarını dışarı çıkartmayı istemiyor.' Kader mahkumlarını dışarıya çıkartma niyetinde olmayan sizsiniz. Adaletle, akılla, hakla, hukukla, vicdanla hareket etmeyerek milletin içine sinmeyecek olan bir yasayı sürekli zorluyorsunuz. Bu yaklaşımlardan bir an önce vazgeçin. Krizi kendi siyasi ihtiraslarınızın önünü açabilmek için fırsat olarak kullanmayın."
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın