Talat Aydemir, Türkeş’e 27 Mayıs’ı CHP’nin İşbirliğiyle Yapacaklarını Anlatmış
Türkiye İşçi Köylü Partisi (TKİP) başkanlık kurulu üyesi olup sonradan gazeteci kimliğiyle tanıdığımız Oral Çalışlar 12 Eylül 1980 askerî darbesinin ardından liderler ve siyasî parti temsilcilerinin bir kısmı ile birlikte 16 ay boyunca Ankara'da, Merkez Komutanlığı içindeki Ordu Dil ve İstihbarat Okulu’nda tutuklu kalmıştı.
Darbenin ardından tutukevine dönüştürülen Ordu Dil ve İstihbarat Okulu’nda eski CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, eski AP Genel Başkanı Süleyman Demirel, eski MSP Genel Başkanı Necmettin Erbakan ve eski MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş gibi siyasî parti başkanlarıyla beraber bulunmayı tam bir meslekî fırsata çeviren Oral Çalışlar sabık liderlerle konuşmalarını da ihtiva eden hatıra notlarını 1986 yılında önce Milliyet gazetesinde tefrika eder, bilahare aynı yıl içinde Liderler Hapishanesi adıyla kitaplaştırır.
Aşağıda Alparslan Türkeş ile aralarında geçen ve 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963 tarihlerinde akim kalmış darbe girişimlerinin lideri olduğu için Süvari Binbaşı Fethi Gürcan ile birlikte 1964’ün 26 Haziranını 27’sine bağlayan gece idam edilen Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir hakkındaki bir konuşmasını aktarmaktadır. (İlginçtir, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam fotoğrafları gazetelerin ilk sayfalarında boy boy yayınlandığı halde TalatAydemir ve FethiGürcan’ınkiler -asker dayanışması icabı olsa gerek- hiçbir zaman ortaya dökülmemiştir.)
Aşağıya alacağımız Türkeş’in anlattıklarının önemini Celal Bayar da, gazeteci İsmet Bozdağ’ın kendisiyle yaptığı söyleşilerinden meydana gelen Bir Darbenin Anatomisi: 27 Mayıs İhtilaliadlı kitabında şöyle vurgulamıştır:
“Daha bugün, Maocu Marksistlerden Oral Çalışlar’ın bir gazetede (!) yayınlanan hatıralarına göz atıyordum. Türkeş’in, Talat Aydemir hakkında söylediklerini okuyunca, İsmet Paşa’nın 27 Mayıs silahlı olupbittisinin içinde olduğu hakkındaki düşüncemin, ne kadar doğru olduğu bir kere daha ortaya çıktı. Türkeş, muhatabı Oral Çalışlar’a şunları anlatıyor:” dedikten sonra aşağıda aynen vereceğimiz konuşmayı naklediyor.[1]
CHP’nin 27 Mayıs darbesi ile derin bağını ifşa eden Alparslan Türkeş’in naklettiği konuşma şu şekilde geçer Çalışlar’ın kitabında:
“(1958 yılında) Bir gün Talat (Aydemir) yanıma geldi, ‘seninle konuşalım’ dedi. ‘Peki’, diyerek içeriye buyur ettim. Bir cunta kurduklarını söyledi. Ben de cuntanın ne yapacağını sordum. ‘CHP ile işbirliği içinde DP iktidarını yıkacaklarını ve CHP’yi iktidara getireceklerini’ anlattı. Özet buydu. Ben ‘Olmaz, böyle bir şeyi kabul edemem’ dedim. ‘Eğer böyle bir hareket olacaksa, bunun partiler üstü olması lazım geldiğini ve bütün milleti bağrında toplaması için çalışmanın en doğru yol olduğunu’ söyledim. Ayrıca o zaman için böyle bir hareket içinde yer almak istemediğimi, teklifi hiç duymamış olmayı tercih ettiğimi bildirdim. Bundan kimseye söz açmayacağıma da söz verdim.”[2]
Türkiye Cumhuriyetinin üçüncü Cumhurbaşkanı olan Celal Bayar, AlparslanTürkeş’in bu ifşaatı ile buraya almadığımız devamını naklettikten sonra şu oldukça sert yorumu ilave etmiştir:
“Ne kadar ibret verici bir açıklama!.. 27 Mayıs’ı yapan cunta, -Talat Aydemir’in söylediği gibi- eğer, Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidara getirmek ve Demokrat Parti’yi alaşağı etmek için kurulmuşsa, CHP’nin bundan haberi olmaması-her türlü ihtilâlin içinde- imkânsızdır! Hem orduda bir cunta, Halk Partisi’nin iktidara gelmesi için darbe yapmak hedefi ile teşkilatlanacak, hem İsmet Paşa ve partisi, bu kurulacak teşkilatın yapacağı darbenin, sosyal, ekonomik ve psikolojik zeminini hazırlamak için üniversiteleri “Devrimci Ocakları” açarak sokağa dökecek, hem de bu iki güç, birbirinden habersiz olacaklar!.. Bu mantıksızlığa hangi akıl dayanır?..”[3]
Üzerinden tam 64 yıl geçmesine rağmen kanlı 27 Mayıs darbesinin bazı sırları yeni yeni ortaya dökülmekte. Hepsinin üzerinde temerküz ettiği ana nokta ise bu veya herhangi bir darbenin,
- Dış bağlantılar (Avrupa ve ABD) olmasa yapılamayacağı,
- O ‘dış’ın içerideki uzantısı olan CHP örgütü olmadan planlanıp teşkilatlanamayacağı ve hedefine ulaştırılamayacağıdır.
Adı Tek Parti devrine ait de bir sürü günaha karışmış bulunan CHP’nin alnında darbe destekçiliği de kara bir leke gibi durmaktadır. Bu kara lekeden ancak milleti tatmin edecek bir surette ve samimi olarak tövbe ederse kurtulabilir. Aksi takdirde millet 1970’lerde CHP’nin başındaki Bülent Ecevit’e verdiği krediyi kısa bir süre sonra geri alması gibi bugünkü atmosferi de değiştirmesini bilir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel bu fırsatı değerlendirirse kendisi kazanır. Tarihiyle barışık bir Türkiye isteniyorsa işe buradan başlamasında fayda vardır. Bizden söylemesi.
[1]İsmet Bozdağ, Bir Darbenin Anatomisi: 27 Mayıs İhtilali, Emre Yayınları, İstanbul, 1991, s. 94-96.
[2]Kaynak şu: Oral Çalışlar, Liderler Hapishanesi, Kaynak Yayınları, İstanbul, 1986, s. 108-109 (kitaptaki yazılar 2 Mart 1986 tarihinden itibaren Milliyet gazetesinde tefrika edilmiştir.).
[3]Çalışlar, Liderler Hapishanesi, s. 96.
Yorum Yazın