Uyanık Kardeş Bu Yazı Sana
Pandemi gölgesinde Ramazan ayını yaşıyoruz. Bir bakıma hoşuma gidiyor bu kendine dönük yaşam. İnsanın hırslarına, sahtekarlıklarına, vahşiliklerine, dejenereliklerine dönüp bakma fırsatı veriyor. Tabii ki kişinin bu duygularının önce farkında olması gerek. Hemen her yazımda söylüyorum; bu dünyaya en çok zarar veren hatta tek zarar veren canlısı insanoğlu. Akıllılık sandığımız aptallıklarımız, uyanıklık sandığımız üçkağıtçılığımız, her yaptığımız yanlışa uygun bir kulp bulma yeteneğimiz bizi yanlışa/günaha sürükleyen en baş duygular.
1 Mayıs’ta bir arkadaşım sosyal medyada paylaşım yapmış. Okur okumaz bunu sizlere yazmak üzere not aldım. İşte yukarıdaki paragrafta yapmaya çalıştığım giriş bu nedenleydi. Yazı aslında birçok şeyi özetlemiş ve bunları yapmazsak emeğe/insana/hayata saygı gösterirsin demiş:
Tanıdık doktor bize bedava bakıversin.
Arkadaşın restoranı bizden hesap almasın.
Tanıdık kuaför fönü bedava çeksin.
Falancanın selamıyla gidelim bize ürünü gelişinden veriversin.
Herkes bana bir şeyler hediye etsin.
Aman o da parayı başkasından kazanıversin.
Ne olacak ki, onda para çok, birazını bize versin.
Köylünün tarlasına uğradık, bir avuç çilek yedik, bizden parasını istedi. Aaaa ne ayıp.
Sen yaz bir şeyler, bize yolla, beğenirsek basarız.
Kitabın korsanını aldık, orijinali gibi haa, çok güzel basmışlar….
Bu örnekler uzar gider. Ucuza, bedavaya getirmeye, birilerinin emeklerine basa basa o emeğe sahip olmaya bayılıyoruz.
Ben epeydir emlak danışmanlığı yapıyorum. Evini satmak isteyeni bulup, doğru fiyatı belirlettirip, birçok reklam hazırlayıp satışa çıkarana kadar verdiğim emeğin yanında ofis kirası, internet ilanı bedeli, her ay iş ile ilgili eğitim paraları, mülke her isteyeni göstermek için araba amortismanı ve mazotu, gelir vergisi, telefon gideri derken uzayıp giden emek ve para harcıyorum. Geçen ay bunca zamandır biriktirdiğim datamın içinden 1 gün içinde satmayı başardığım evin sahibi sadece 1 günde işlemi gerçekleştirdiğim için devletin belirlediği üstelik fatura keseceğim bedeli ödemem dedi. Mantığa bakar mısınız? İşte bu ahlaken ayıp, iş olarak etik değil ve dinen günahtır.
Diyeceğim o ki; hazır eve kapanmış, şeytanlarınızla başbaşa kalmışken biraz oturup hayatınızın muhakemesini yapın. Yani “İnsan” olmaya çalışın. “İnsan” olmanın olgunluğunu bulmaya çalışın. Okuyun. Ahlak kitaplarını, hangi dine inanıyorsanız dininizin kitabını, Mevlana’yı okuyun…
Ve ben yine de biliyorum ki bu yazım sadece bunları yapmayan, farkındalığı yüksek, dürüst insanları etkileyecek.
Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Yorum Yazın