Sosyal Medya Ve Ruh Sağlığımız
Geçmiş yazılarıma baktığımda hep sanal dünyaya karşı çıkmışım. Doğayla ilgilenin, sevdiklerinize dokunun, onlarla yüz yüze konuşun, birlikte vakit geçirin deyip durmuşum. Şimdi Pandemi şartları nedeniyle dediklerimi geri alıyorum. En azından bir kısmını… Ama yine de gününüzü sosyal medyada onu bunu dikizleyerek, başkalarının hayatına özenerek, millete laf yetiştirerek geçirin demiyorum.
Ne yazık ki artık modern dünyamızda neredeyse tüm akraba ve arkadaşlarımızla sanal olarak sohbet etme veya mesajlaşma imkânına sahibiz. Peki, bu bizi tatmin ediyor mu? Etmiyor. Herkesin ortak düşüncesi, bu kadar rahat haberleşmelere rağmen derin yalnızlık hissi duymaları yönünde. Çünkü bu iletişim ile anlam ifade eden paylaşımlar / insani hisler olamıyor.
Her an her şeylerimizin bilinmesi belki de o anımızı değersiz kılıyor veya kendimizi kendimiz izin verdiği halde gözetlenmiş hissettiriyor. Buna en güzel örneği aylardır görüşmediğim bir arkadaşımla telefonda konuşurken yaşadım. Ona heyecanla hayatımdaki değişiklikleri anlatmaya tam başlayacakken bana benim ona söylemek istediğim şeyi söyleyip konuyu bitirdi. Ne anlatacak hevesim kalmıştı ne de onu o kişiye söyleyerek onu özel hissettirmenin keyfi… Çünkü sosyal medyamdan anlatacağım her şeyi görmüş ve yorumlamıştı. Yani söz bitmiş, konuşacak bir şey kalmamıştı.
Bilim insanlarının söylediğine göre biriyle yüz yüze konuşurken oksitosin adlı bir hormon salgılanırmış. Bu hormon (serotonin ve dopamin ile birlikte) kendimizi mutlu hissetmemizden sorumlu hormonmuş. Demem o ki; yüz yüze iletişim şart.
Bu kadar yasağa rağmen bu dediğimi yapmanın zorluğunu ve riskini biliyorum tabii. O yüzden en azından yüz yüze gibi olabilecek görüntülü aramalar ile bunu gerçekleştirebilirsiniz. Ama lütfen bunu da aklınıza estiği zamanlarda yapıp karşınızdakinin mahremiyetini ihlal etmeyin. Artık hem telefonla hem görüntülü aramaların da bir adabı olduğunu unutmayın.
Sonuç olarak tavsiyem, sosyal medyanızı kontrollü kullanın, orası show merkeziniz değil siz de showman değilsiniz. Mahremiyet iyidir. Gün gelir ne kadar doğru yapmışım dersiniz. Öte yandan iletişimlerinizde bu mahremiyet işe yarar. Özelinizi bırakın sadece özel insanlar bilsin. Ve son olarak içinizdeki insani duyguları yitirmemek ve boşluğa düşüp kendinizi yalnız hissetmemek için sevdiklerinizi aramaktan geri durmayın. Dokunmak, yüz yüze temas ve birlikte oturup sıcak bir sohbet artık elimizin altından alındı ve bize tek kalan şey sesimiz ve ekrandaki görüntümüz…
Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Yorum Yazın