Kıssadan Hisse
Zaman zaman ya okuduğum bir yerden ya da izlediğim bir filmden öyle güzel anekdotlar veya hikayeler yakalıyorum ki anlatamam. Her seferinde size yazayım diye unutmamaya çalışıyorum ama unutuyorum. Bu sefer hikâye aklımda kaldı ve hemen unutmadan yazayım dedim.
Her bu yüce şahsiyetlere ait hikayelerde olduğu gibi bunda da herkesin çıkaracağı bir kıssadan hisse vardır diye düşünüyorum. Buyurun alın kendi hissenizi:
Bir adamcağız kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektâş-i Veli'nin dergahına kurban olarak bağışlamak ister. (O zamanlar dergahlar aynı zamanda aşevi işlevi görüyordu.) Durumu Hacı Bektâş-i Veli ‘ye anlatır ve Hacı Bektâş-i Veli helal değildir diye bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevi dergahına gider ve aynı durumu Mevlâna'ya anlatır, Mevlâna ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektâş-i Veli ‘ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlâna'ya bunun sebebini sorar. Mevlâna şöyle der: - Biz bir karga isek Hacı Bektâş-i Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir.
Adam üşenmez kalkar Hacı Bektâş-i Veli dergâhına gider ve Hacı Bektâş-i Veli'ye, Mevlâna’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektâş-i Veli'ye sorar. Hacı Bektâş-i Veli de şöyle der: - Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlâna’nın gönlü okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir.
İşte böyle…
Gönlü zengin, yüce gönüllü insanlardan olmak nasip olsun bizlere de.
Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Yorum Yazın