Eski Dünya Yeni Düzen
Elimde arkadaşıma yollayacağım kargo ile sırada bekliyorum. Kargo şirketi içeri almıyor herkesi. Yeni kurallara uygun olarak giriyor herkes. Ben de bekliyorum. Üşüyorum. Hatta titriyorum. Hasta olacağım diyorum, ödüm patlıyor. Nezle, grip olmak değil korkutan. Hastaneye, doktora gitmeye korkuyorum. Oysa daha bir yıl önce azıcık burnum aksa sağlık ocağına giderdim, bir de üstüne bir iki test yaptırır genel durumuma bakardım.
Kargomu verdim çıktım. Ellerimi yolda kolonyaladım. Geçen sene olsa bu kokuyu hiç sevmezdim. Bana hastaneyi çağrıştırırdı.
3 kilometre yol yürümem gerekiyordu alışverişe gitmek için. Arabamı almadım. Dolmuşa da binmedim. Halsizdim ama yürüdüm. Geçen sene olsa yüz metre bile yürümezdim.
Karnım acıktı. Börekçiden börek aldım. Oturamadım. Yasaktı. Geçen sene olsa oturup bir de içecek söyleyip bir güzel yerdim.
Bu sayfayı doldurup taşacak kadar “geçen sene olsa…” diye yazabilirim. Yazmayacağım.
***
Annem aradı yazımı yazarken. 80 yaşına gelecek neredeyse. Karşı komşusu ve üst kat komşusu korona olmuş. Alışveriş yapması lazım. Dışarı çıkamıyor. Telefonuna whatsapp hattını yüklemesini söylemişler marketten. Nasıl yapacağım dedi. Adım adım anlattım. Neyse ki bu işleri zor da olsa başarıyor. Kuzenler İzmir’de. Ateşli yatıyorlar koronadan. Ne haldeler bilmiyorum ana-kız. Uzak insanlardan yakınlara geldi hastalık. Korkunun ecele faydası yok biliyorum ve eskiden isyan ettiğim birçok şey için şimdi kendime kızıyorum. Yeni normale alışmak kâbus gibi…
***
Bu dünya grip, kolera, veba, aids gibi salgınlarla başa çıkmayı başardı. Kiminden alt yapı, kanalizasyon düzeni ile kurtuldu kiminden önlemler belirlendi ölümler engellendi.
Bu meret zengini fakiri, köylüyü şehirliyi, ünlüyü ünsüzü, dejenereyi düzgünü ayırmadan öldürüyor. Herkesin düşmanı.
İnancım yine kurtulacağımız yönünde. Lakin kurtulursak her şeyin eskisi gibi olmayacağı kesin. Ne psikolojimiz ne ekonomimiz ne sosyal hayatımız eskisi gibi olmayacak. Salgın sonrası yaşanacak siyasi, ekonomik ve sosyolojik sorunlar toplumların daha agresif ve karamsar ruh haline bürünmesine neden olacak. Daha düne kadar yazdığım yazıların bile bugün tam tersini yazıyorum. Dijital/Sanal hayatı bırakın derken anneme sanaldan sipariş vermeyi öğretmeye çalışıyorum. Arkadaşlarımla buluşmak yerine zoom ile ekrandan buluşmalar planlıyorum. Satın alma şeklim neredeyse %100’e yakın cep telefonu uygulamalarından.
Bu yazıyı yazmadan bu virüsün hayatımızda yaptığı değişiklerin yazıldığı makalelere göz atmak istedim. Genelde Nisan ayında yazılanlar çıktı önüme. Ve hepsi de şu anki hayat şartlarına göre oldukça iyimser, basit ve temelsiz… O günlerde yazılanlar pembeyse şu an gerçekler gri… Dilerim siyaha dönmez.
Bu yazımın karamsarlığının farkındayım ama bilin ki umutsuz değilim. İnanıyorum ki yeniden güzel günler olacak.
Aşk’ınız daim, kötülükler ve telaşlar sizden uzak olsun da işleriniz rast gelsin...
Yorum Yazın