Bu Kez Sizi Yapraklar Alkışlamamış
Ekrem İmamoğlu'nun konuk olduğu Habertürk'deki programı kendisini hiç samimi bulmadığım ve bana tamamen yapmacık geldiği için özellikle izlemedim.
Evet, programı izlemedim ama sağolsun sosyal medyadan ne olmuş ne bitmiş zaten hepsini öğreniyoruz, izliyoruz.
İmamoğlu'nun “Biz bilime saygılıyız. Önünüzde saygıyla eğiliriz" dediği bilim adamları "Kanal İstanbul depremi kesinlikle tetiklemez” demiş. “Sayın İmamoğlu'nun çalıştayında olan kişiler bu konuda uzman kişiler değil” demiş.
Sürekli “Kanal için referandum yapılsın” çağrısı yapan CHP'li Belediye Başkanı'na “Peki referandumda halk istiyoruz derse ne yaparsınız?” diye sorulunca “Mücadelemize devam ederiz (Kanalı yaptırmama mücadelesi)” demiş.
Sonuç olarak ortaya çıkan tablo şu; Aslında CHP'li Belediye Başkanının Kanal İstanbul'u yaptırmak istememe nedeni Kanal İstanbul'un bir yıkım olacağına dair elinde gerçek anlamda herhangi bir bilimsel veri olması değil, İstanbul halkının kanalı isteyip istemediğini önemsemesi de değil. Kendisi Kanal İstanbul'un yapılmasını istemediği için bilimsel veri üretmeye ve halkı manipüle etmeye çalışıyor.
Erdoğan'ın “Ben istedim. Oldu” düşüncesiyle hareket ettiğini iddia edecek kadar Erdoğan'ın devlet adamlığı ve İstanbul aşkından bihaber, ama kendisi “Ben istemiyorum. Olmayacak” mantığı ile dayanaksız, mesnetsiz beyanatlar vererek, neredeyse tüm mesaisini buna harcayacak kadar hırslı ve ego sahibi.
Anladığım kadarıyla programda Ekrem İmamoğlu'nun imajı epey bir hasar almış. Bunu her zaman, her yerde hazır kıta bekleyen, çıktığı her programda ağzından çıkan her sözü cilalaya cilalaya servis eden sosyal medya trollerinin bu sefer seslerinin çok cılız kalmasından bile anlayabildim. Muhtemeldir ki yakın zamanda kendisinden ciddi hasar gören bu imajı yenilemek için kendi deyimiyle “Yaprakların bile alkışlayacağı” medyatik bir show daha görürüz…
Gördüğüm kadarıyla kendisi için imaj her şey. Güzel bir eş, janti pozlar, sürekli gündem olma arzusu... Paçalarından buram buram narsizm akan vitrin adamı...
Ancak İstanbul'un ve Türkiye'nin geleceği bir kişinin cilalanmış imajına feda edilebilecek bir konu değil.
Yazımı Kanal İstanbul için en sık yapılan eleştiriden bahsederek bağlamak istiyorum.
Muhalefetin sürekli empoze ettiği bir algı var; hâlihazırdaki İstanbul boğazı dururken hiçbir gemi yeni Kanal'a para verip geçmezmiş (!) Yanlış. İstanbul boğazından geçen gemilerin çoğu ticari gemilerdir ve onlar için vakit nakittir. Birçoğu da yine ticaret için kiralanmıştır ayrıca. Bu gemilerin saatlik ücretleri binlerce dolarla ifade edilir. Boğaz trafiğinin yoğun olmasından, pek çoğu saatlerce hatta bazen birkaç gün boğaz açığında geçiş için beklemek durumunda kalıyor. Bu da yüzbinlerce dolar ek maliyet demek. Bu gemiler, kanal yapılıp işler hale geldiğinde, beklemeden geçiş yapabilmek için zarara uğradıkları binlerce doların çok daha altında bir rakamı, seve seve ödeyip kanal’ı tercih edeceklerdir. Kimse bu konuda endişe etmesin.
İyilikle ve sağlıcakla kalın.
Yorum Yazın