Türkiye Suriye’de Mezhepçilik mi Yapıyor?
Kurmay akıl olarak gördüğümüz ve her zaman takdir ettiğimiz emekli Amiral Sayın Cem Gürdeniz’den bugün bir talihsiz yazı geldi.
İçinde çok doğru tespitler olmasına rağmen Türkiye Cumhuriyetinin, İdlip’de mezhepçi bir politika güttüğünü söylemek kurmay akla yakışmadı!
Sayın Cem Gürdeniz keşke Aydınlık Gazetesindeki makalesinin son satırlarını biraz detaylandırsa idi...
Türkiye, ne mezhepçiliği yapmış İdlip ve Suriye’de?
Somut misaller verebilse idi?
Aynı hatayı emekli Tuğgeneral Sayın Nejat Eslen’de yapmaktadır.
Türkiye’nin Suriye’de “İdeolojik veya mezhepçi” politikaları hangileridir söyleseler de bilsek...
Gerek Sayın Cem Gürdeniz’in gerekse, Sayın Nejat Eslen’in söylediği şu manaya mı geliyor aslında?
“Türkiye;
Esed rejiminin İdlip’i aynı Halep, Hama veya Humus gibi varil bombaları ile dümdüz ederek teröristlerden(!) temizlenmesine göz yummalı ve Hatay hududuna dayanacak en az bir milyon Suriyeli muhaciri de mülteci olarak sınırdan içeri almalıdır. Artık 4 milyon değil en az 5 milyon Suriyelinin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel ağırlıklarını ve sorunlarını da taşımalıdır.” Bunu mu demek istiyorlar?
Bunu mu istiyorsunuz gerçekten?
Acaba başka bir netice beklenebilir mi yazdıklarından?
Türkiye Suriye’de ki iç savaşın devamından fayda mı görmektedir?
Türkiye içerdeki 4 milyon Suriyeli muhacirin 5 hatta 6 milyon olmasını mı istemektedir?
Ülkemizin bundan ne gibi menfaati vardır?
Türkiye gözlem noktalarını bıraksa İdlip’ i kurbanlık koyun gibi Suriye rejimine terk etse; İdlip’ de on binlerce ölü ve yaralı olmayacağının yukarıda bahsettiğim yüzbinlerce hatta milyonlarca İdlip' linin Hatay kapılarına dayanmayacağının garantisini kim verebilir Türkiye’ye?
''Türkiye Suriye’de veya İdlip’ de mezhepçilik yapıyor'' demek bühtandır kendi ülkemize!
Bir de “Türkiye Suriye’de ya da Libya’da, seküler yönetim tarzına destek vermelidir” demesinler mi?
Yani gülmemek için insan kendisini zor tutuyor?
Ve bunu diyenler bir de Avrasyacılıktan ya da İran ile iyi geçinmekten bahsedenler değil mi?
Tam trajikomik oluyor varılan nokta...
Şimdi Sayın Gürdeniz ve Eslen’e sormak isteriz?
Türkiye İran’a da rejim ihraç etsin mi?
İran da molla şeriat rejimi var malum!
Onların Batıcı bir darbe ile devrilmesi ve yerine Laik seküler bir rejim kurulmasına çalışsın mı?
Hani CHP, Libya’da seküler Hafter’i destekliyor ya?
O Hafter ki Türkiye’ye karşı Cihad ilan etti geçtiğimiz haftalarda...
Yahu bu kadar ideolojik körlük olur mu?
Mısır’a gidip 2010 yılında İhvan’ı Müslimiyn’in gözünün içine baka baka laikliği tavsiye eden adama Suriye’de laik Esed’i destekle tavsiyesinde bulunuyorlar!
Çok ayıp!
Şunu deseniz anlayacağız...
Ki biz de bu görüşteyiz.
Evet, Türkiye Suriye rejimi ile direk görüşmelidir.
Geçtiğimiz ay istihbarat şeflerinin Moskova’daki temasları devam etmeli hatta derinleşmelidir!
Türkiye buna hiç bir zaman karşı değil.
Ama İdlip’ deki milyonlar adeta kuzu gibi vahşi rejimin kollarına bırakılamaz…
Kuzu kurda teslim edilmemelidir…
İdlip’ deki milyonlarca sivilin can güvenliği garanti edilmeden, Türkiye’ye yönelik Doğu Fırat ötesindeki tehditler bertaraf olmadan, Türkiye ne İdlip’ den ne de Suriye’nin diğer bölgelerinden çekilmez... Çekilmemelidir…
Türkiye’nin Suriye için yürüttüğü dış politikayı beğenmeyebilirsiniz?
Eleştirebilirsiniz!
Nitekim 2016 Mayıs’ına kadar olan Suriye politikamızın, yanlış olduğunu söyleyenler haklı çıktığı gibi şimdi de haklı çıkacak olanlar vardır.
Ama Türkiye ne 2011-2016 arası ne şimdi yani 2020 yılında asla mezhepçi veya ideolojik politika gütmemiştir.
Bu Türkiye’ ye yapılan büyük bir haksızlık hatta bühtandır.
Muhalefet, basın, gazeteciler, akademisyenler vs tabi ki tenkit edecekler hükümeti!
Bu en tabii hakları, ama iftira atmadan haksızlık etmeden olmalıdır bu...
Bu açıdan ülkemizin hariciye siyaseti eleştirilsin ama insaflıca yapılsın bu eleştiriler.
Yorum Yazın