Misak-ı Milli ’in 101. Yıl Dönümü
Geçtiğimiz hafta Misak ı Mili namı diğer Ahdi Milli’nin bir açıdan resmi olarak ilan edilişinin 101. Sene-i devriyesi idi...
Bu hususta gerek Milliyetçi Hareket Partisi’nin meclis gurup toplantısında Sayın Devlet Bahçeli’nin gerekse de T.B.M.M başkanımız Prof. Dr. Sayın Mustafa Şentop un '' Misak ı Milli vurgusu gayet önemli idi.
Misak-ı Milli bizim 1. Cihan Harbi esnasında belirlenmiş asgari hudutlarımız olup harp esnasında muhafazası için kan dökülmüş ve nihayet Kurtuluş Savaşı zamanında TBMM Başkanı sıfatı ile Mustafa Kemal Paşa'nın da 1 Mayıs 1920 de yani Meclis açıldıktan sadece 1 hafta sonra Ankara da yaptığı hitabette tarif ettiği milli meşru ve en mühimi asgari haritamız, vatan coğrafyamızdır...
Meclis Reisi Mustafa Kemal Paşa o günkü adı ile Cenp yani Güney hudutlarımızı şöyle anlatır ve tarif eder...
" Bu hudut İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Carablus köprüsünün güneyinde Fırat nehrine ulaşır. Oradan Deyrizor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır."
( Mustafa Kemal Paşa 1 MAYIS 1920 TBMM )
2.Dünya Savaşı öncesinde ise Türkiye’nin sınırları tartışılmaya açılırken, Amerikalı General Mc. Artnur “Hatıralar”ında, büyük devlet adamlarından biri olarak tanıdığını ifade ettiği Atatürk’le 1933’te Ankara’da yaptığı bir röportajda şunları kaydeder: “...'Sizin Türkiye’nin geleceği hakkında tasavvurlarınız nelerdir?' diye sorduğumda, bana şunları söyledi: 'Allah nasip eder, ömrüm vefa ederse; Musul, Kerkük ve Adalar’ı geri alacağım. Selanik dahil Batı Trakya’yı Türkiye topraklarına katacağım.”
Şimdi tüm bunlardan sonra soralım...
Son Osmanlı Meclisi'nin kabul ettiği ve Mustafa Kemal Paşanın Samsun'a çıktıktan sonra Amasya Tamimi, Erzurum Kongresi ve Sivas Kongrelerinde da karar altına alınan
"Misak-ı Milli Sınırlar İçinde Vatan bir bütündür, bölünemez" hükmü göz ardı edilerek, 3 yıl sonra Lozan'da kabul edilen sınırlarımızın esas alınması ve Misak-ı Milli sınırlarımızın unutturulmaya çalışılması sadece Konjonktürün yani günün şartlarının bize bir dayatması ve kabullenmemizin icbarı değil midir?
Artık kabul edelim...
Neden anlamaktan ve dile getirmekten kaçınıyoruz ki;
Vatanımızın Lozan'da kabul edilen bir "milli sınırları" vardır, bir de ondan daha önce kabul edilen ve Milli Kurtuluş Savaşına esas teşkil eden "Misak-ı Milli" sınırları...
İşte -birileri inkâr etmeye çalışsa da- Gazi Mustafa Kemal Paşa bu büyük hedefi hayata geçirmeye çalışmıştır hep...
Bu vesile ile Misak ı Milli Hudutlarımızı tekrardan hatırlatan MHP genel başkanı Sayın Devlet Bahçeli ye ve TBMM başkanımız sayın Mustafa Şentop hocamıza teşekkür ediyorum...
Bu konıda diğer partilerimizin görüşlerinş merek ediyoruz.