Tunuslu muhalefet liderine göre toplumsal krizi atlatmanın yolu ”geniş katılımlı diyalog”
GÜNDEM Emel Partisi Siyasi Komite Başkanı Ahmed Necib eşŞabbi: ”Diyalog bir seçenek değil, daha çok bir kaderdir. İçinde bulunduğumuz gibi ağır siyasi kriz yaşayan ya da iç savaşa sahne olan tüm toplumların çıkış yolu budur” ”Toplumdaki tüm siyasi tarafları ve bileşenleri dışlamak diyalog sürecini tıkıyor”
TUNUS (AA) MEHMET AKİF TURAN / ADEL THABTI Tunus'taki Emel Partisi Siyasi Komite Başkanı Ahmed Necib eşŞabbi, ülkede artan siyasi ve ekonomik krizin toplumsal patlamaya yol açabileceği uyarısında bulunarak, çıkış yolunun ancak geniş katılımlı ulusal diyalogla mümkün olabileceğini söyledi.
Tunus'un devrik lideri Zeynel Abidin bin Ali'nin önde gelen muhaliflerinden biri olan Şabbi, AA muhabirine, mevcut yönetimin ülkedeki ekonomik ve siyasi krize karşı izlediği tutumu değerlendirdi.
Şabbi, "Toplumsal kriz tırmanıyor, toplumsal bir patlama kaçınılmaz, bunun belirtilerine de şahit oluyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Kays Said'in parlamentoyu feshettiği 25 Temmuz kararlarını ve devamında yaşananları "macera" olarak nitelendiren Şabbi, "Bu maceranın bu kadar uzun süreceğini beklemiyordum. Alınan kararlar benzeri görülmemiş sosyal yankılara neden oldu." diye konuştu.
"Siyasi kriz, ekonomik krizi körüklüyor"
Ülkede yaşanan siyasi krizin ekonomik krizi körüklediğini belirten Şabbi, şunları kaydetti:
"Mevcut yönetim ekonomik krize çözüm bulamadığı taktirde kaybetmeye mahkum. Piyasada birtakım temel gıda maddesi bulunamıyor, devletin mali imkanları yetersiz kaldığı için çalışanların ücretleri geç ödeniyor. İç ve dış borçlar artmaya devam ediyor. Bu macera, finansal olarak uluslararası alanda abluka ile karşı karşıya."
Cumhurbaşkanı Said'in verdiği mesajlarda yatırımcıları cesaretlendirmediğini belirten Şabbi, "Yurt dışından ülkemize yatırımcı çekmemiz gerekirken verdiğimiz mesajlar ile mevcut yatırımcıları da kaybediyoruz." dedi.
Şabbi, Cumhurbaşkanı Said'in yönetim felsefesinin halk dışında tüm siyasi tarafları, meslek sendikalarını ve medyayı dışlamak olduğuna işaret ederek, "Geleceğin inşası için başvurulan yol, referandum. Referandum öncesinde başlatılan ulusal diyalogda bir orta yol sağlanamadı, tam tersine toplumdaki tüm bileşenler dışlandı. Toplumdaki tüm siyasi tarafları ve bileşenleri dışlamak diyalog sürecini tıkıyor." ifadelerini kullandı.
"Toplumsal birliktelik kalmadı"
Mevcut yönetimin devam etmesini halkın siyasilere güveninin kaybetmesine bağlayan Şabbi, "Halk, Cumhurbaşkanı Said'i bir umut olarak görüyor. Bu yüzden ne yazık ki kamuoyu, Cumhurbaşkanı'nın ülkeyi yanlış yönetmesi ile yaşanan krizler arasında bir bağlantı kuramıyor. Yanlış yönetim, sağlık, eğitim başta olmak üzere temel hizmetlerin tümünü krize sürüklemekte." şeklinde konuştu.
Şabbi, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Said'in, bugüne kadar yönetimini devam ettirebilmesinin bir diğer nedeni ise toplumsal birlikteliğin yok olması. Sendikalar, meslek kuruluşları ve diğer birçok STK, ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklarla ilgilenmek yerine daha çok kendi iç çekişmeleri ile uğraşıyor. Siyasilerin başarısızlıkları, ekonomi politikalarında ve diplomatik alandaki başarısızlıklarla mücadelede bir tembellik ve gevşeklik söz konusu. Ülke maalesef böyle bir paradoksa sürüklemiş durumda."
"Tunus'un kalkınması için güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor"
Cumhurbaşkanı Said'in 25 Temmuz kararlarına karşı duran muhalefetin kendi içinde ikiye ayrıldığını belirten Şabbi, şunları kaydetti:
"25 Temmuz muhalefet için de bir dönüm noktası teşkil etti. 25 Temmuz öncesi iktidar partilerini (Nahda Hareketi ve Tunus'un Kalbi Partisi) istemeyen birtakım siyasi partiler Said'e destek verdi. Fakat daha sonra bunun bir hata olduğunu anlayarak Said'e verdikleri desteği geri çektiler. Bu yüzden şu an Said'e muhalif olan kesim de kendi içinde parçalanmış durumda."
Şabbi, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
"Said'e sonradan muhalif olan birinci kesim mevcut durumlarına bakmaksızın 'darbeye' karşı birleşmek yerine, ulusal cephe oluşturmaya yönelik adımları sabote ettiler. Said'e baştan beri muhalefet eden ikinci kesim ise, tüm siyasi rekabetlerini demokrasinin tekrar tesis edilmesinden sonraya saklıyor. Ben de şahsi olarak bu fikirdeyim; siyasi ayrılıkları bir kenara bırakarak Tunus'un kalkınması için güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor."
"Diyalog bir seçenek değil, daha çok bir kaderdir"
Tunus'ta son derece acil sosyal ve ekonomik problemler bulunduğuna dikkati çeken Şabbi, "Ekonominin düzeltilmeye ihtiyacı var, herhangi bir siyasi değişiklik olmadan bunun gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. Anayasal sistemde ve seçim sisteminde reform yaparak tekrar eski hale dönmenin önüne geçmeliyiz." diye konuştu.
Tunus'un ekonomik ve sosyal kalkınma için bir program belirlemesi gerektiğini vurgulayan Şabbi, "Ülkede kimseyi dışlamadan geniş katılımlı ulusal bir diyalog süreci ile oluşturulacak program bizi bu krizden çekip kurtarabilir. Bu süreç, Tunusluların güvenini kazanmış yetenekli bir ekip tarafından yürütülmeli." dedi.
Şabbi, şu ifadeleri kullandı:
"Diyalog bir seçenek değil, daha çok bir kaderdir. İçinde bulunduğumuz gibi ağır siyasi kriz yaşayan ya da iç savaşa sahne olan tüm toplumların çıkış yolu budur."
Uluslararası toplumun Tunus'a bakışı
Tunus'un dünyanın umut bağladığı Akdeniz'in güneyinde temsili demokrasinin kurulmasını vadeden "Arap Baharı'nı sabote ettiğini" savunan Şabbi, "Tunus'un demokrasi deneyimini destekleyen uluslararası toplum, Tunus'a karşı hep iyimser oldu, bu deneyimin başarıya ulaşmasını umut etti. Şu an bu deneyimin başarıya ulaşması tehdit altında. Uluslararası toplum da Tunus'un demokrasi deneyiminin tehdit altında olduğu görüşünde." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Said'in aldığı kararların ardından Batı'nın tepkisini de değerlendiren Şabbi, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği, G7 ülkeleri, ABD, Almanya, Japonya ve Kanada gibi ülkeler tek tek Tunus'un demokrasisi adına korkularını dile getirdiler. Tunus'un geçtiği bu ağır sınavdan ve uluslararası izolasyondan sorumlu olan, kendisini yürütme otoritesinin başı olarak ilan eden, Anayasa'nın hükümlerine aykırı şekilde hükümet oluşturan ve bakan atayan Said'dir."
Şabbi, sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Uluslararası izolasyonu kırmanın ve yaşadığımız krizden çıkmanın çözümü; refah, ilerleme, büyüme ve medeni dünyayı yakalamak olarak gördüğümüz demokrasiye yeniden dönmektir."
İlginizi Çekebilir
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?
Yetkisiz çakar ve ruhsatsız silaha cezalar arttırıldı
Yetkisiz çakar kullanımına ve ateşli silahlara yönelik cezaların artırılmasını da içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Cumhur İttifakı'nda görüş ayrılığı yok
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti'dir, Türk milletinin özüdür. Yedi düvel topuyla tüfeğiyle üzerimize gelse bile ilke ve irademizden milim taviz vermedik, vermeyeceğiz" dedi.