Muş’taki tarihi Murat Köprüsü, yerli ve yabancı turistleri ağırlıyor
YAŞAMMUŞ (AA) Sultan Alparslan'ın Türklere Anadolu'nun kapılarını açtığı Muş'ta, Selçuklu mimarisiyle inşa edilen tarihi Murat Köprüsü, yeni tip koronavirüs (Kovid19) kısıtlamalarında kısmi normalleşmeye geçilmesiyle yerli ve yabancı turistler ağırlamaya başladı.
Murat Nehri üzerine yapılan 188 metre uzunluğunda ve 5 metre genişliğindeki 12 gözlü tarihi köprü, kente gelen ziyaretçilerin en çok gezdiği tarihi mekanların başında geliyor.
Normalleşme süreciyle yeniden yerli ve yapancı turistlere ev sahipliği yapan köprü, yeni evlenen çiftler tarafından doğal fotoğraf stüdyosu olarak kullanıyor.
Antalya'nın Kaş ilçesinden Muş'a gelen Hülya Mutlu, kentte ilk olarak tarihi Murat Köprüsü'nü gezdiğini söyledi.
Köprünün yapılan düzenlemelerle hem gece hem de gündüz ayrı güzelliğe büründüğünü anlatan Mutlu, şöyle konuştu:
"Kente gelenler en çok burayı geziyor. Yeni evlenen çiftler fotoğraf çekmeye geliyor. Çok eski bir yapı. İlk tanıştığımız kişiler 'Murat Köprüsü'ne gittiniz mi?' diye soruyor. Fotoğraf çekilmek isteyen mutlaka Murat Köprüsü'ne uğruyor."
Kent sakinlerinden Deniz Sebriz ise il dışından gelen misafirlerini Murat Köprüsü'ne getirdiğini belirtti.
13. yüzyılda inşa edilen köprünün ihtişamıyla insanları kendine hayran bıraktığını dile getiren Sebriz, "Her yıl binlerce yerli ve yabancı turist buraya geliyor. Biz de misafirlerimize burayı tanıtıyoruz." dedi.
İlginizi Çekebilir
Son 60 yılın en soğuk kışı kapıda
Prof. Dr. Doğan Yaşar, 'La Nina' dönemine girildiğini belirtip, sert bir kış yaşanacağını söyledi. Yaşar, "Son 50-60 yılın en soğuk yıllarından biri olacağını düşünüyorum. Çünkü bütün veriler de bu yönde" dedi.
Yüzde 60 geri kazanım
Sıfır Atık'ta hedef: Yüzde 60 geri kazanım
Aileler LGBT sapkınlığına karşı biraraya geldi
İstanbul'da LGBT propagandasına karşı Büyük Aile Buluşması
Dünya son 30 yılın en sıcak günlerini yaşadı
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) Sözcüsü Clare Nullis, ortalama sıcaklıkların son 30 yılın üzerinde seyrettiğini kaydederek, bunun arkasındaki en büyük itici gücün "iklim değişikliği" olduğunu belirtti.