Lübnan’da 73 yıldır mülteci hayatı yaşayan Filistinliler, kimliklerini müzikle korumaya çalışıyor
GÜNDEMKeman Grubu Koordinatörü Nur Ebu Raya: ”Müzik, kamplarda günlük yaşamımızda karşılaştığımız sorunlarla başa çıkmanın yollarından biri. İcra ettiğimiz sanat, İsrail işgaline karşı bir tür direniş ve topraklarımız dışında olmamıza rağmen Filistinli olarak kalacağımızın ve ne olursa olsun davamıza sahip çıkacağımızın dışarı yansıyan bir biçimidir”
BEYRUT (AA) MAHMUT GELDİ Lübnan'daki Filistinli mülteciler, onlarca yıldır her türlü altyapı hizmetinden ve imkanlardan yoksun bir şekilde yaşadıkları kamplarda, icra ettikleri müzikle kimlik ve kültürlerini yaşatmaya ve gelecek nesillere aktarmaya gayret ediyor.
İsrail'in tarihi Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan ettiği 1948 yılında komşu ülkelere göçe zorlanan ve halihazırda sayıları yüz binlere ulaşan Filistinliler, 73 yılı aşkın süredir Birleşmiş Milletlerin (BM) tahsis ettiği dar alanlara kurulan kamplarda imkansızlıklar içinde mülteci hayatı yaşıyor.
Lübnan ise Filistinli mültecilerin birçok temel insani ve ekonomik haktan yoksun olarak yaşadığı ülkelerin başında geliyor.
Başkent Beyrut'taki Burc elBaracine ve SabraŞatilla mülteci kamplarında 2008 yılından bu yana faaliyet gösteren "Keman Grubu", gençlerin müzikteki yeteneklerini ortaya çıkararak Filistin davasına sahip çıkmaya ve Filistin kimliği ile kültürünü gelecek nesillere taşımaya çalışıyor.
Beyrut'taki kamplarda Filistinli gençlere müzik eğitimi veren grup, "Filistin davası için direniş yollarından biri" olarak tanımladığı çalışmalarını, uluslararası hayır kuruluşları ile bazı hayırseverlerden gelen bağışlarla sürdürüyor.
Kamplardaki gençleri müzikle buluşturuyorlar
Çalışmaları hakkında AA muhabirine bilgi veren Keman Grubu Koordinatörü Nur Ebu Raya, Lübnan'daki mülteci kamplarında yaşayan Filistinli gençlerin yeteneklerini ortaya çıkardıklarını söyledi.
Keman Grubu'nun çalışmaları sayesinde yetenekli pek çok Filistinli gencin müzikle buluştuğunu dile getiren Ebu Raya, "Bizler bu gençlere müzik aletleri ve eğitmen sağlayarak yeteneklerini sergilemelerine imkan tanıyoruz." dedi.
Beyrut'taki Burc elBaracne ile SabraŞatilla mülteci kamplarında 15 öğrenciyle başlattıkları müzik eğitimi çalışmalarını şu anda 65 kişiyle sürdürdüklerini kaydeden Ebu Raya, "Eğitim programımız, haftada iki gün olarak yıl boyunca devam ediyor. Öğrencilerimizin bir kısmı hocalık yapacak şekilde yetişmiş durumda." diye konuştu.
Mülteci kamplarındaki kurslarında kemanın yanı sıra ud, ney ve Orta Doğu ile Kuzey Afrika'da yaygın olarak kullanılan kanun, piyano, viyolonsel, davul ve def eğitimi verdiklerini aktaran Ebu Raya, dünyaya gözlerini kamplarda açan ve zorlu bir hayat mücadelesi veren gençleri 12 yıldır çok değerli müzik hocalarıyla buluşturduklarını belirtti.
Kampların suç ve kaosla değil sanatla anılmasını istiyorlar
Mülteci kamplarının suç ve kaosla anılmasından rahatsız olduklarını vurgulayan Ebu Raya, yaptıkları çalışmalarla kampların güzel yönlerini de gün yüzüne çıkardıklarını söyledi.
Ebu Raya, şöyle konuştu:
"İnsanların bir kesimi, mültecilerin kaldığı kampları sadece yasa dışı olaylar ve kaosun hakim olduğu yerler olarak biliyor. Müzik ise Filistinlilerin sesini diğer insanlara ulaştırıyor. Bizim hedefimiz Filistin mirasını canlandırmak. Bilindiği üzere Siyonist düşmanın (İsrail) hedefi, kimliğimizin yanı sıra mirasımızı ve kültürümüzü de çalmak."
"İcra ettiğimiz sanat, İsrail işgaline karşı bir tür direniş"
Müzik çalışmalarıyla kamplarda imkansızlıklarla boğuşan gençleri sanatla buluşturmanın yanı sıra Filistin mirasını da yaşattıklarını vurgulayan Ebu Raya, "Müzik ayrıca, kamplarda günlük yaşamımızda karşılaştığımız sorunlarla başa çıkmanın yollarından biri. İcra ettiğimiz sanat, İsrail işgaline karşı bir tür direniş ve topraklarımız dışında olmamıza rağmen Filistinli olarak kalacağımızın ve ne olursa olsun davamıza sahip çıkacağımızın dışarı yansıyan bir biçimidir." diye konuştu.
Filistin kültürünü ve tarihini anlatan şarkılar seslendiriliyor
Keman Grubu'nun Filistin mirasını korumayı ve davasına sahip çıkmayı hedeflediğini yineleyen Ebu Raya, Filistin kültürünü gelecek nesillere aktarmaya gayret ettiklerini söyledi.
Lübnan'da hem mülteci kamplarında hem de dışında pek çok etkinlikte yer aldıklarını anlatan Ebu Raya, katıldıkları konserlerde Filistin kültürünü yansıtan geleneksel kıyafetlerle özellikle Filistin kültürünü ve tarihini anlatan şarkılar seslendirdiklerini vurguladı.
Ebu Raya ayrıca Keman Grubu olarak 2019 yılında Beyrut Yunus Emre Enstitüsü (YEE) Merkezi tarafından İstanbul ve Samsun'da organize edilen festivallerde Filistin'i temsilen yer aldıklarını aktardı.
Kamplardaki gençlerin müziğe ilgisi büyük
Keman Grubu'ndaki müzik hocalarından Ali Muhammed Abdo, "Mülteci kamplarındaki Filistinli gençler, müziğe çok meraklı. Özellikle de Filistin mirasını simgeleyen sanata ilgi duyuyorlar." dedi.
Filistin mirasına olan bu ilginin kamplardaki sosyal hayat ve gençlerin yetiştiği ortamdan kaynaklandığına işaret eden Abdo, bu gençlerin kamplarda Filistin şarkıları dinleyerek büyüdüğünü dile getirdi.
Keman Grubu olarak programlarına dahil ettikleri yetenekli gençleri belli bir seviyeye getirdikten sonra sanatın tüm yönlerini tecrübe etmeleri için yönlendirdiklerini anlatan Abdo, belli bir eğitim görerek etkinliklerde kalabalıklardan alkış alan gençlerin doğal olarak önlerini de görebildiğini aktardı.
Gençleri Filistin kültürü başta olmak üzere "Şam bölgesi" olarak bilinen SuriyeLübnanÜrdün'ün tarihi şarkı ve enstrümanlarıyla tanıştırmak istediklerini belirten Abdo, kamplarda verdikleri müzik eğitimlerini Filistin'deki bir merkezle iş birliği halinde sürdürdüklerini kaydetti.
"Filistin'i temsil eden grupla Türkiye'deki festivallerde yer aldık"
Beyrut'taki Burc elBaracine Kampı sakinlerinden 24 yaşındaki Ahmed elAsvad, 16 yaşındayken boş zamanlarını değerlendirmek için ney üflemeye başladığı, Keman Grubu'nun Filistin'den getirdiği sanatçıları dinledikten sonra da hep onlardan biri olma hayali kurduğunu anlattı.
Ney üflemeye verdiği yoğun emekler neticesinde konser ve etkinliklerde Filistin'i temsil eden gruba dahil olmayı başardığını dile getiren Asvad, şunları söyledi:
"Yeni tip koronavirüs (Kovid19) salgınından önce Filistin'i temsil eden grupla Türkiye'ye gittik, hem İstanbul'da hem de Samsun'da bazı festivallerde yer aldık. Lübnan'da Filistinli mültecilerin kaldığı kamplardan dışarıya gerçekleştirdiğim ilk seyahat olması hasebiyle bu benim için unutulmaz bir deneyimdi."
"Türkiye'de Filistin şarkılarına ilgi muhteşemdi"
YEE'nin organize ettiği Türkiye'deki festivallere katılmanın kamplardaki birçok genci sanata teşvik ettiğini belirten Asvad, "Türkiye'de Filistin şarkılarına ilgi muhteşemdi. Filistin kamplarının dışında Filistin davasına bu kadar bağlı ve Filistin'e bu kadar sevgi gösteren insanlar olduğunu bilmiyordum." dedi.
LübnanFilistin Diyalog Komitesi tarafından, Filistin Merkez İstatistik Bürosu ve Lübnan Merkez İstatistik İdaresinin desteğiyle 2017'de hazırlanan rapora göre, Lübnan'daki 12 kampta 174 bin 422 Filistinli mülteci yaşıyor.
İlginizi Çekebilir
Yetkisiz çakar ve ruhsatsız silaha cezalar arttırıldı
Yetkisiz çakar kullanımına ve ateşli silahlara yönelik cezaların artırılmasını da içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Cumhur İttifakı'nda görüş ayrılığı yok
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Cumhur İttifakı Türkiye Cumhuriyeti'dir, Türk milletinin özüdür. Yedi düvel topuyla tüfeğiyle üzerimize gelse bile ilke ve irademizden milim taviz vermedik, vermeyeceğiz" dedi.
66 ilde FETÖ'ye Kıskaç operasyonu
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 66 ilde FETÖ’ye yönelik düzenlenen 'Kıskaç-30' operasyonlarında 459 şüphelinin yakalandığını açıkladı.
Yenidoğan çetesi için hesap vakti
İstanbul'da, haksız kazanç elde etmek için bebek acil hastaların ölümlüne neden oldukları iddia edilen 'Yenidoğan çetesi' davasının ilk duruşması dün görüldü. Kimlik tespiti yapılan sanıkların savunmalarına bugün devam edilecek.