© Müzakerat 2017 - 2021

GÜNCELLEME ”Minik Leyla cinayeti” davasının sanıklarının yeniden yargılanmasına başlandı

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı adliyedeki duruşma, sanık ifadelerinin alınması, avukatların dinlenmesinin ardından ertelendi Leyla Aydemir’in ailesinin avukatı Erdoğan Tunç’un, olaya ilişkin ses kaydı Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi Sanık Yusuf Aydemir: ”15 ay boşu boşuna yattım. Gerçek suçluların bulunmasını istiyorum. O benim yeğenim, canım, ciğerimdi” DETAYLAR EKLENDİ

ERZURUM (AA) Ağrı'da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in ölümüne ilişkin "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan amca Yusuf Aydemir ile beraatine hükmedilen 6 sanığın yargılamalarına yeniden başlandı.

1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya, tahliye edilen maktulün amcası sanık Yusuf Aydemir ile tutuksuz sanıklar Y.A, B.D, H.D, M. Aydemir, M.A. Aydemir ve A.A, katıldı. Taraf avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı, Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği (UCİM) Genel Başkanı Saadet Özkan da izledi.

Maktul Leyla Aydemir'in annesi Şükran Aydemir ve babası Nihat Aydemir ise duruşmaya katılmadı.

Mahkeme başkanının, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi'nin bozma kararını okumasının ardından söz alan Leyla Aydemir'in ailesinin avukatı Erdoğan Tunç, kendisine ulaşan bir ses kaydının olduğunu ve bu ses kaydında olay günü bir görevli tarafından görüntü çekildiği yönünde ifadelerin yer aldığını belirtti.

Sanık Yusuf Aydemir ise bozma kararı sonrası tahliye edildiğini hatırlatarak, "Adalete güveniyorum. 15 ay boşu boşuna yattım. Gerçek suçluların bulunmasını istiyorum. O benim yeğenim, canım, ciğerimdi. Leyla'nın kaybolduğu gün abim Nihat'ın arabası annemizin evinin önündeydi. Orada otururken Leyla'nın arabanın etrafında dolaştığını gördüm, daha sonra da görmedim. 1015 dakika sonra da Nihat abim geldi ve kaybolduğunu söyledi. Ben yeğenimin derede cansız şekilde bulunabileceğini tahmin etmiyordum. Canlı olarak bulunması umudunu hep taşıdık." dedi.

Diğer sanıklardan M.A. Aydemir de 3 yıldır sürekli olarak adliyeye gelip gittiğini, ekonomik durumunun iyi olmaması dolayısıyla mağduriyet yaşadığını anlatarak, beraat talebinde bulundu.

Dava kapsamında yargılanan 5 sanığın ile avukat savunmalarını dinleyen mahkeme heyeti, avukat Erdoğan Tunç'un mahkemeye sunduğu ses kaydının incelenmesi amacıyla Ağrı Emniyet Müdürlüğüne gönderilmesi ve eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı adliyede yeni tip koronavirüs (Kovid19) önlemleri kapsamında tedbirler de alındı.

Ses kaydı mahkeme heyetine sunuldu

Leyla Aydemir'in ailesinin avukatı Erdoğan Tunç da duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, iki AFAD görevlisinin olduğu iddia edilen ses kaydının mahkeme heyetine sunulduğunu aktardı.

Mahkemenin ses kaydını incelemeye alınması için gerekli yazışmaları Ağrı İl Emniyet Müdürlüğü ile yapacağını belirten Tunç, şöyle konuştu:

"Yeni bir gelişme oldu. Dün elime ulaşan bir ses kaydı oldu. İhbarcı, bu ses kaydında arama kurtarma çalışmaları sırasında Leyla Aydemir'in bir kilerde saklıyken sesinin duyulduğu ve bunu gören AFAD görevlisinin telefona kayıt ettiği ancak sonrasında AFAD görevlisinin bunu sakladığını, kendisinin konuyla ilgili konuşmamayı tercih ettiğini, tehditlere maruz kaldığını iddia etti. Bunun üzerine ihbarcının ses kaydını mahkeme heyetine sundum. Çözümünün yapılarak gerekli teşhis işlemlerinin yapılması için ses kaydında iddia edildiği gibi esmer şahsın, Yusuf Aydemir olup olmadığı ve devamındaki iddiaların netliğe kavuşmasını talep ettim. Mahkeme bunun üzerine bu talebi kabul ederek İl Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazıp, ses kaydının çözümünü yapılmasını ve 8 Ekim'de yapılacak duruşmada bunların değerlendirilmesini kararlaştırdı."

Tunç, bu konun dışında esasa etki edecek farklı bir husus olmadığını ifade etti.

Kamuoyunda, Leyla Aydemir'in otopsisi hakkında bazı iddiaların dolaştığını ve bunu mahkeme heyetine ilettiğini anlatan Tunç, "İlk otopsi tutanağında geçen bazı ibarelerin İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporda yer almaması, bunlara ilişkin açıklama yapılmamış olmasını bu konuda cinsel istismarın olup, olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumundan görüş talep ettim. Mahkeme tarafına, mahkeme heyeti cinsel istismarın olmadığını İstanbul Adli Tıp Kurumunun bu konuya net olarak cevap verdiğini söyleyerek mevcut talebi reddetti." diye konuştu.

Sanık avukatı Mehmet Fatih Kaya'nın açıklamaları

Sanık M.A. Aydemir ile Y.A'nın avukatı Mehmet Fatih Kaya da duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, Leyla'nın faillerinin bulunmasına ilişkin devam eden bu yargılamada halen dosyanın birtakım hukuk ve vicdan dışı argümanlarla şekillendirilmeye çalışıldığını savundu.

Davaya ilişkin cinsel istismar iddialarının, birtakım spekülasyonlara neden olduğunu öne süren Kaya, şunları kaydetti:

"Nitekim halen Leyla'nın cinsel istismara maruz kaldığına dair olduğu söylemler geliştirilmektedir. Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi'nin 2018 yılının ekim ayının 17'sinde verdiği rapor gereğince, Leyla'nın hiçbir şekilde cinsel istismara maruz kalmadığı açıkça ortaya konulmuştur. Yaklaşık 3 yıl önce verilen bir adli tıp raporundan bağımsız ve habersiz olarak birtakım kesimlerin Leyla'nın istismara maruz kaldığı noktasında söylemlerde bulunmasını biz iyi niyetli bulmuyoruz."

UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan'ın açıklamaları

UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan, duruşma öncesi adliye binası önünde gazetecilere yaptığı açıklamada, yetki belgelerinin iptal edildiğini ve davaya bakamadıklarını hatırlattı.

Konuşurken göz yaşlarına hakim olamayan Özkan, şu ifadeleri kullandı:

"Leyla'nın anne ve babası da şikayetini geri çekti. Kim sahip çıkacak Leyla'ya. Mavi gözlü kızımız aramızda yok. 24 tanık ifadesini değiştirdi. Bugün eğer beraat çıkarsa bilin ki hepimiz bu çocuğun katiliyiz aslında. Mahkeme heyetine sesleniyorum. Bu çocuk için direnin. Her şey ortada, ifadelerin nasıl değiştiğini gördük. Leyla fotoğrafıyla adaletin sağlanması için çok şey anlattı. Annesi 6 çocuğu var diye korktu, sesini çıkaramadı. Hepimiz Leyla'nın annesiyiz, sesimizi çıkarmalıyız. Katilleri herkes çok iyi biliyor ve bir avuç köydeydi o katiller. Bugün adil karar çıkmak zorunda."

Küçük Leyla'nın cesedine 18 gün sonra ulaşılmıştı

Ağrı'da 15 Haziran 2018'de Ramazan Bayramı dolayısıyla ailesiyle dedesini ziyarete gittiği Bezirhane köyünde kaybolan 4 yaşındaki Leyla Aydemir'in bulunması için çalışma başlatılmıştı.

Bu kapsamda ekiplerce bölgedeki dere yatakları, sazlık alanlar, otla kaplı araziler, köydeki metruk yapılar, tandır evleri, ahır ve çocuğun gidebileceği bütün alanlar, kadavra köpekleri de kullanılarak aranmıştı.

Leyla Aydemir'in cesedi, kaybolduktan 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden yolun yakınında akarsu kenarındaki ağaçların arasında bulunmuş, vücudunda darp ya da yara izine rastlanmayan çocuğun cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti.

Olayın ardından minik Leyla'nın ölümüne ilişkin 7 sanık hakkında Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılmıştı. Davanın 2 Ekim 2020'de bu mahkemede görülen karar duruşmasında tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve "cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmış, diğer sanıklar Y.A, B.D, H.D, M.Aydemir, M.A.Aydemir ve A.A. ise delil yetersizliğinden beraat etmişti.

Yerel mahkeme gerekçeli kararında, amca Yusuf Aydemir'in husumetli olduğu ağabeyini tehdit maksadıyla kızını oyun oynama bahanesiyle kaçırıp sakladığı, ölümü üzerine de serin bir alanda beklettiği, aramaların gevşetilmesi ve köyde normal hayata dönülmesini fırsat bilerek de cesedini dereye attığı kanaatine varıldığını vurgulamıştı.

Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını bozmuştu

Dosyayı inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, sanığa ceza verilebilmesi için her türlü şüpheden uzak delil olması gerektiğine ve çeşitli usul eksikliklerine işaret edip "Yusuf Aydemir'in tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin ileride telafisi güç mağduriyete sebebiyet verebileceğine ve tutuklamanın bir ceza değil tedbir niteliğinde olduğuna işaret edilerek yerel mahkemenin kararını tüm sanıklar yönünden bozmuştu. Yerel mahkemenin kararını hem esas hem usulden bozan yüksek mahkeme, Yusuf Aydemir'in tahliyesine de karar vermişti.

Bu karara Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığının 4 Ocak 2021'de yaptığı itiraz da Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince reddedilmişti. Dosyayı inceleyen Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu da 1. Ceza Dairesinin bozma kararını hukuka uygun bulmuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER