© Müzakerat 2017 - 2021

CHP MYK toplandı

Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak: Sayın Bahçelinin çıkıp milletin iradesini beğenmemesi tam bir kibir örneğidir. Kimse kusura bakmasın, milletin iradesini beğenmeyenlerin, milletin iradesini elinin tersiyle bir kenara itmeye çalışanların ne hale geldikleri 23 Haziran seçimlerinde görülmüştür. Ama öyle anlaşılıyor ki bazıları bundan ders almamak konusunda ısrar etmektedir (S400 alımı) Savunma konusundaki yetkililerin ülkenin savunması için ihtiyaç duyulduğunu söylediği her şeyin yapılması gerekir. Ülkenin, milletin savunmasından herhangi bir taviz verilmesini biz CHP olarak kabul edemeyiz Eğer Sayın Çelik, BM raporundaki ifadelerden memnunsa, esas kendileri Genel Başkanımızdan özür dilemelidir. Çünkü, Sayın Genel Başkanımız iktidara Viyana Sözleşmesinin verdiği imkanları neden kullanmadıklarını sormuştur, konsolosun gidişine neden izin verildiğini sormuştur Büyükşehir belediye başkanlarının yetkileri bellidir. Şimdi iktidar, bakanlıkları eliyle bu yetkileri sınırlandırmaya kalkarsa bunun adı milletin verdiği yetkinin iktidar eliyle engellenmesidir

ANKARA (AA) CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, "Sayın Bahçeli'nin çıkıp milletin iradesini beğenmemesi tam bir kibir örneğidir. Kimse kusura bakmasın, milletin iradesini beğenmeyenlerin, milletin iradesini elinin tersiyle bir kenara itmeye çalışanların ne hale geldikleri 23 Haziran seçimlerinde görülmüştür. Ama öyle anlaşılıyor ki bazıları bundan ders almamak konusunda ısrar etmektedir." dedi.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.

Toplantıya ilişkin açıklamalarda bulunan Öztrak, Zeytin Dalı Harekat bölgesinde, terör örgütü PKK/YPG'li teröristlerle çıkan çatışmada 1 askerin şehit olduğunu, 5 askerin yaralandığını belirterek, şehit askere rahmet, yaralılara da acil şifa dileğinde bulundu.

Yenilenen İstanbul seçimlerine değinen Öztrak, "Milletimiz 23 Haziran'da demokrasiye olan bağlılığını tüm dünyaya ilan etmiştir." ifadesini kullandı.

"Bu seçimler millet iradesinin gasp edilemeyeceğini açıkça göstermiştir." diyen Öztrak, seçimin kazananının İstanbulluların vicdanı olduğunu söyledi.

Öztrak, "Artık seçimler bitmiştir, ülkemizin yakıcı sorunların çözüm beklemektedir. Seçim ortamın gerginliğinden bir an önce çıkmalıdır. Kuşkusuz burada en önemli görev hükümete düşmektedir. CHP'li belediyeler 7 temel ilke çerçevesinde hizmetlerini yürüteceklerdir. CHP'li belediyeler herkesi kucaklayacak ve belediyecilik halk için yapılacaktır. Her kuruşun hesabı verilecektir. CHP'li belediyelerde her iş ehline verilecektir, adaletli bir yönetim anlayış hakim olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

"Bizim başkanlara genelge engeli çıkarmamalıdır"

AK Parti belediyelerinin 25 yıldır kullandığı yetkilerin bakanlık genelgeleriyle CHP'li belediyelerden alındığını savunan Öztrak, şöyle devam etti:

"Bugünlere tüzüklerle, genelgelerle çarpışarak geldik diyenler bugün bizim başkanlara genelge engeli çıkarmamalıdır. Belediye başkanlığı bir temsil makamı değil, hizmet makamıdır. Hizmet etme yetkisi vatandaşlarımız tarafından verilmiştir. Belediye başkanlarımızı çalıştırmamak için atılacak her adım millete yapılmış saygısızlıktır."

Seçimlerin bitmesiyle zamların yağmur gibi yağmaya başladığını ileri süren Öztrak, motorine, şekere ve çaya zam yapıldığını söyledi.

"Seçim meydanlarında milletin kafasına 'keyif çayı' diyerek atılan çaylar, şimdi zamlarla millette ne keyif ne de ağızlarda tat bırakmıştır." diyen Öztrak, son zamla çiftçinin traktör deposunu 552 liraya değil, 571 liraya dolduracağını açıkladı.

Önümüzdeki günlerde de zam yağmurlarının süreceğinin anlaşıldığını öne süren Faik Öztrak, şöyle konuştu:

"Seçim tartışmalarının sıcağında damada ve TÜİK'e sorduğumuz sorular henüz cevaplanmamıştır. Elini TÜİK verilerine uzatanlara söylüyorum, ne yaparsanız yapın hakikatlerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Fiyat endeksleriyle oynamak aynı zamanda emeklinin, memurun, işçinin ve enflasyona endeksli olarak geliri hesaplanan tüm kesimlerin hakkını yemektir. Bu hakkı yiyenler, ne bu dünyada ne öbür dünyada hesap veremezler."

Tüm bunların yanında Türkiye'nin bölgesel olarak da önemli sorunları olduğunun altını çizen Öztrak, ülkeyi "Suriye bataklığına sürükleyen iktidarın" hala net bir çözümü olmadığını ileri sürdü.

Türkiye'nin S400 ile F35 arasında bir tercihe zorlandığını, ambargolarla tehdit edildiğini vurgulayan Öztrak, iktidarın çözüm için umudunu G20 toplantılarına bağladığını, ABD Başkanı Trump'la yapılacak görüşmeden bir sonuç çıkmasını beklediğini savundu.

BM'nin Kaşıkçı cinayeti raporu

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in dünkü basın toplantısında, BM'nin Kaşıkçı Cinayeti Raporu'nu objektif bulduklarını belirterek, bu nedenle Genel Başkan Kılıçdaroğlu'ndan geçmişte sarfettiği sözler nedeniyle özür beklediklerini söylediğini aktaran Öztrak, şöyle devam etti:

"Madem Sayın Çelik ve iktidar bu raporlardan memnundur, bu durumda ben raporda yer alan bazı hususların altını çizmek istiyorum. Bir; raporda Türkiye'nin bu süreçte sorumluluklarını yeterince yerine getirmediğine dair ifadeler vardır. Rapor, cinayete ilişkin hem Türkiye'nin hem de Suudi Arabistan'ın yürüttüğü soruşturmaların uluslararası standartları karşılamadığını söylemektedir. Yine BM Raporu, Türkiye'nin bu cinayeti öğrendiği anda konsolosluk binasına girebileceğini, Suudi Arabistan'ın İstanbul Konsolosu hakkında işlem yapabileceğini, bunların dışında konsolosluk araç ve binalarında arama yapabileceğini, Viyana Sözleşmesi'nin buna izin verdiğini ifade etmektedir. Peki AK Parti ne yapmıştır? Suudi Konsolosun ülkesine dönmesine göz yummuş, dokunulmazlığı olmamasına rağmen konutunu aramamış, aramak için 2 hafta Suudi Arabistan'dan izin beklemiştir. Bu süre zarfında da suç mahallinin temizlenmesine imkan tanınmıştır. Eğer Sayın Çelik, BM raporundaki ifadelerden memnunsa, esas kendileri Genel Başkanımızdan özür dilemelidir. Çünkü, Sayın Genel Başkanımız, iktidara Viyana Sözleşmesi'nin verdiği imkanları neden kullanmadıklarını sormuştur. Konsolosun gidişine neden izin verildiğini sormuştur."

Yine Çelik'e seslenen Öztrak, raporda bulunan ve dikkati çeken iki değerlendirmeyi Genel Başkanına ve yetkili kurullarına okuması tavsiyesinde bulundu. Öztrak, şunları söyledi:

"Birincisi, BM raportörü Türkiye'nin yürüttüğü soruşturmaya suç mahallini kontrol eden Suudi Arabistan'ın gölgesi dışında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da gölgesinin düştüğünü belirtmektedir. Sayın Çelik buna katılıyor mu? Erdoğan'ın konuyla ilgili açıklamalarının soruşturmanın bağımsızlığını etkilediği de söylenmektedir aynı raporda. Bunları ilgili kurullarda okusun ondan sonra bunlara katılıp katılmadığını söylesin. Bugüne kadar bu konuda üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeyen AK Parti iktidarı, bundan sonra gerekli adımları atmaya BM Genel Sekreterine olayı soruşturmak için resmi talepte bulunarak başlamalıdır."

Dış politikaya yönelik eleştirilerini sürdüren Öztrak, liyakat vurgusunda bulundu. Öztrak, "Bir yerde liyakatsiz kişilerin gölgesi uzuyorsa, orada güneş batıyor demektir." dedi.

Soruları yanıtladı

Faik Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugünkü grup toplantısında söylediği "Bize göre İstanbul ehline emanet edilmemiştir" sözleri sorulan Öztrak, şöyle konuştu:

"İstanbul'da milli irade kararını vermiştir. Millet, 'İstanbul'un büyükşehir belediye başkanlığı Ekrem İmamoğlu eliyle yürütülecek.' demiştir. Sayın Bahçeli'nin çıkıp milletin iradesini beğenmemesi tam bir kibir örneğidir. Kimse kusura bakmasın, milletin iradesini beğenmeyenlerin, milletin iradesini elinin tersiyle bir kenara itmeye çalışanların ne hale geldikleri 23 Haziran seçimlerinde görülmüştür. Ama öyle anlaşılıyor ki bazıları bundan ders almamak konusunda ısrar etmektedir. Bu nasıl bir elitist davranıştır, bu nasıl milleti hor görmektir? Ekrem İmamoğlu mazbatasını alıp, o mazbata masada iktidar ve onun yandaşı hakimler tarafından gasp edilmeden önce yapmış oldukları yapacakların teminatıdır. İstanbulluların Ekrem İmamoğlu'yla hayat şartları ucuzlayacak, İstanbul'un rantı İstanbulluların olacaktır."

Yine terörist ele başının mektubuna ilişkin Ömer Çelik ve Bahçeli'nin açıklamalarına ilişkin soruya Öztrak, şu karşılığını verdi:

"Allah kimseyi ne Sayın Çelik'in ne de Bahçeli'nin durumuna düşürmesin. Sayın Çelik'i dün dikkatle izledim. Efendim dilekçe verilmişti, kim olursa olsun TRT'ye dilekçe veren herkes oraya çıkıyormuş da, Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılması sonucunda gerçekler ortaya çıkmış da... Çok açık söyleyeyim, 31 Mart'tan önce ülkenin her yerinde 'beka, beka' diye dolaşanlar, 31 Mart'tan sonra terörist dediklerinin himmetine sığınmak durumunda kalmışlardır. Terörist dediklerinin mesajlarını televizyonlarda dillendirmek durumunda kalmışlardır. Milletimiz de bunu görmüş kararını vermiştir. Ben Sayın Çelik'in açıklamalarını izledim. Gerçekten çaresizlik içinde yapılmış açıklamalardı. Ne demek yani, dilekçe veren herkes TRT'ye mi çıkıyor? TRT televizyonlarında daha önce bas bas terörist dedikleri insanları konuşturmak suretiyle birtakım sıkıntılar ortaya çıkıyormuş. Bu ne demek? O zaman siz diğer televizyonlarda bu tür konuşmalar yapıldığında neden onlar hakkında hemen soruşturma açıyorsunuz? Bırakın gerçekler ortaya çıksın orda da. Çok açık söyleyeyim. İstanbul seçimlerinden sonra iktidarın ve onun ortağının durumları hazindir, bir an önce toparlansınlar. Bu konuları bıraksınlar, millete vadettiklerini yapmaya baksınlar."

Öztrak, Türkiye'nin S400 alımı ile CHP'nin tavrı ile ilgili soruyu ise, "CHP'nin Türkiye'nin savunmasıyla ilgili görüşleri açıktır. Savunma konusundaki yetkililerin ülkenin savunması için ihtiyaç duyulduğunu söylediği her şeyin yapılması gerekir. Ülkenin, milletin savunmasından herhangi bir taviz verilmesini biz CHP olarak kabul edemeyiz." diye yanıtladı.

Ticaret Bakanlığı’nın 20 Mayıs 2019’da yayımladığı genelge ile belediye şirketlerindeki atama yetkisinin belediye başkanlarının yerine belediye meclislerine devredilmesi sorulan CHP Sözcüsü Öztrak, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Büyükşehir belediye başkanlarının yetkileri bellidir. Şimdi iktidar, bakanlıkları eliyle bu yetkileri sınırlandırmaya kalkarsa bunun adı milletin verdiği yetkinin iktidar eliyle engellenmesidir, milletin sesinin duyulmamasına devam edilmesidir. 23 Haziran bence bir dönüm noktasıdır. 31 Mart'ta çok büyük bir mağduriyet yaratılmıştır. Milletin vermiş olduğu yetki hiçe sayılmıştır. Milletin iradesi küçümsenmektedir, millet küçümsenmektedir. Bu uygulamalar devam ederse, her şey milletin gözü önünde olmaktadır, millet bunun faturasını keser. Bırakınız herkes işini yapsın. Millete Japonya ve Çin dönüşü sürprizler olacakmış. Niye dönüşü bekliyorsunuz, milletin sürprize ihtiyacı yok. Milletin biran önce bu sıkıntılardan çıkmaya ihtiyacı var. Millet hizmet bekliyor, siz kimsenin elini tutmayın. Milletin verdiği yetkiyi gasp etmeye çalışanlar bunun hüsranını her zaman yaşayacaktır."



İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER