© Müzakerat 2017 - 2021

Bunlar AK Partili Alevilerin kapısına çarpı da atar

İsa Tatlıcan'ın Sabah'taki entelektüel derinliği olan röportajlarını ilgiyle okuyorum.
İsa dün de AK Parti son kongresinde yönetime seçilen Metin Tarhan'la konuşmuştu.
Tarhan, Alevi Dernekleri Federasyonu Sözcülüğü ve Erikli Baba Cem Evi Başkanlığı görevlerinde bulunan bir avukat. Röportajında da Alevilerin siyasi tercihlerinin homojen olmadığından bahsediyor. Geçmişte Alevilerin içinde büyük bir kesimin Demokrat Parti'yi desteklediğini iddia ediyor.
Ve ekliyor: Aleviler CHP'ye mahkûm değil.

Dün röportaja CHP cephesinden gelen tepkilere baktım. Tahmin ettiğim üzere Tarhan'ı aforoz ediyorlardı.
Biri Tarhan'ı CHP'yi eleştiren bir Alevi olduğu için "düşkün" diye yaftaladıktan sonra, sokakta dolaşırken bu sıfatı mutlaka "hissedeceği" şeklinde tehditler savuruyordu...
Takacak kulp bulmakta zorlanan bir diğeri ise, Sabah'ın röportajda semah dönen vatandaşların görsellerini kullanmasının "Alevilere hakaret" olduğunu öne sürüyordu.
Seçmenin yüzde 50'sinden fazlasının oyunu alan merkezdeki bir iktidar partisinde, kendisini Alevi kimliğiyle tanımlayanların da yönetime girmesinden daha doğal bir şey olamaz değil mi?
Öyle ya Alevi vatandaşlarımız, ne yapacağı nasıl davranacağı öngörülebilir robotlar değil. Tercihlerini kendi iradeleriyle şekillendiren özgür bireyler.
Tıpkı sünni vatandaşlar gibi, aralarında solcu, sağcı, milliyetçi, ülkücü şu bucu farklı görüşleri olanlar var.
İster tarihinde Dersim Katliamı gibi izler olan ana muhalefete isterlerse muhafazakâr demokrat iktidar partisine oy atarlar. Tercihlerinin rasyonelliğini sorgulayan üçüncü şahıslara da düşse düşse "bronz madalya" düşer.
Ama beyfendilere göre CHP'ye oy verenler dışındakilerin hepsi "çakma Alevi." Öyle ki CHP'ye otomatik oy talimatı vermemiş olanların kendilerine Aleviyim demeye bile hakları olmadığını söyleyebiliyorlar.
Bu tek tipçi faşizan kafanın, 12 Eylül'e zemin hazırlamak için Çorum'da, Maraş'ta Alevi yurttaşlarımızın evlerinin, iş yerlerinin kapılarına kırmızı boyayla çarpı atan provokatör faşistlerinkinden farkı ne?

***


EVERGREEN KIYAMET ALAMETİ Mİ?

Yanlamasına karaya oturup günde onlarca ticari geminin geçiş yaptığı Süveyş Kanalı'nı tıkayan Evergreen şinketine ait gemi günlerdir dünyanın ortak gündemi.
Dün harika esprilere konu olan geminin kaptanının mahcubiyetini düşünerek kendisiyle dertlenmiştim.
Ama görüyorum iş benim derinliğimi aşmış, çok başka yerlere gelmiş.
Kimileri üzerinde Evergreen yazılı konteyner taşıyan bir tırın Çin'de trafiği saatlerce tıkamasının görüntülerini paylaşıp "bu da mı gol değil" diye soruyordu.

Acaba birileri dünya ticaretini mi sabote ediyordu?
Azımsamayacak sayıda kişi de Evergreen'in Hillary Clinton'un CIA'deki kod adı olduğunu öne sürüyordu. Kazanın çocuk ticaretini ortaya çıkartacak ipuçları barındırdığını söylüyordu.
Evergreen'in dünya ticaretinin boğazını tıkamasını, Dijital çağın kıyameti olarak tarif edilen "büyük sıfırlamanın" bir alameti olarak görenler de vardı.
Eskiden olsa güler geçerdim.
Evet, tıpkı bir yıl önce birileri çıkıp ağzımızı bezlemeden sokakta dolaşamayacağız. Seyahatler, ticaret, eğitim duracak dese yapacağım gibi...

***

 

yazının devamı için tıklayın

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER