© Müzakerat 2017 - 2021

TÜGVAnın Etimesgut Temsilciliği açıldı

Türkiye Gençlik Vakfı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan: Türkiye o kadar kıymetli bir ülke ki ve sadece coğrafi değil, tarihi, mayası itibarıyla o kadar önemli ki herkesin gözleri bizim üzerimizde. Herkesin bizimle bir derdi var. Onun için bu ülkeye sahip çıkacak, zamanı gelince gereken neyse onu yapacak dirayette, cesarette, cesamette gençlerin yetişmesi gerekiyor Son 16 yılda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ülkenin ekonomik imkanları yükseldi elbette ama bu ülkenin ilk defa Cumhuriyet tarihinde artık kendi kendine karar alabildiğini, dünyanın önemli güçleriyle pazarlık masasına oturup, milletinin, ülkesinin hukukunu koruyabildiğini görüyoruz

ANKARA (AA) Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, "Türkiye o kadar kıymetli bir ülke ki ve sadece coğrafi değil, tarihi, mayası itibarıyla o kadar önemli ki herkesin gözleri bizim üzerimizde. Herkesin bizimle bir derdi var. Onun için bu ülkeye sahip çıkacak, zamanı gelince gereken neyse onu yapacak dirayette, cesarette, cesamette gençlerin yetişmesi gerekiyor." dedi.

TÜGVA Etimesgut Temsilciliği açılışında konuşan Erdoğan, TÜGVA'nın 420 ilçeye ulaşan teşkilatlanmasına ve çalışmalarına bir yenisini daha eklediklerini söyledi.

TÜGVA'da Aydın Ünal'ın koordinasyonunda yazarlık çalışması yapıldığını belirten Erdoğan, Kur'anı Kerim'deki ilk emrin "oku" olduğunu anımsattı.

Erdoğan, bu ayetin devamına bakıldığında okumanın yaradılışla, kalemle olan irtibatının kurulmasının istendiğini, Allah'ın kerem sahibi olduğunu, bu kapsamda okumanın sadece bir yazıyı okumaktan ibaret olmadığını, yaradılışa bütün alıcılar açılarak bakılması gerektiğini söyledi.

Okumanın içinde dinlemenin, izlemenin, anlamının da bulunduğuna işaret eden Erdoğan, "Elbette okuyacağız. Sadece kitap okumayacağız, bu devir neyi gerektiriyorsa izlemek gereken şeyi de izleyeceğiz, okumak gereken şeyi de okuyacağız, dinlememiz gereken şeyi de dinleyeceğiz." diye konuştu.

Mevlana'nın Mesnevi'sinin de "dinle" diye başladığına dikkati çeken Erdoğan, bunun "oku" emrinin bir karşılığı, devamı niteliğinde olduğunu vurguladı.

"İmam Hatip yıllarımızda ağabeylerimizin çok söylediği bir söz vardı; 'Söz gümüşse sükut altındır' derlerdi, dinlemeyi vurgulamak için." ifadelerini kullanan Bilal Erdoğan çok konuşmanın değil, çok dinlemenin insana çok şey kazandıracağını dile getirdi.

Erdoğan, bir de "Sözü altın olanın sükutu intihardır." sözünün bulunduğunu aktararak, söyleyecek önemli şeyleri bulunanların susmasının "intihar" olduğunun altını çizdi.

"Alıcılarımızı neyle meşgul ettiğimizi iyi seçmemiz lazım"

Günümüzde birçok kişinin gençlerin okumamasından şikayet ettiğini söyleyen Bilal Erdoğan, bütün alıcıları açık olan gençlerin çevrelerini izleyip takip ettiğini, sosyal medyayı kullandıklarını kaydetti.

Hazreti Muhammed'in "Duyduğunu başkasına iletmek, bir kişiye günah olarak yeter." sözünü hatırlatan Erdoğan, "Öyle bir devirde yaşıyoruz, diyorum ki bu hadisi şerif bir müjde. Yani, ey insanoğlu günah çukuruna saplanmak istiyorsan çok fazla arama, zaten bu işi epey yapıyorsun." şeklinde konuştu.

Sosyal medyadaki bilgi kirliliğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"Alıcılarımızı neyle kirlettiğimizi, neyle meşgul ettiğimizi iyi seçmemiz lazım. Eğer seçici olmazsak Peygamber Efendimizin ikaz ettiği meselede duvara toslamış oluruz. O da nedir? Sosyal medya. Bir yerden bir şey gelir, onu başka bir yere aktarıyorsunuz. Aslı astarı nedir acaba? Geçenlerde Çanakkale'de bir kitabın yasaklanmasıyla ilgili bir mesele çıktı. Hemen bir gürültü, hemen herkes onu yayma telaşını düşüyor. Bir durun, aslını öğrenelim diyen çıkıyor mu? Çıkmıyor. Geçen akşam yine bir şey çıkıyor, herkes yayıyor. Bir durun sakin olun, nedir bunun aslı acaba? Bir incelesek mi? 'Hayır incelemeyeceğiz.' Bu devir bunun devri. Yani bu devir, hep birlikte bu günah bize yetiyor nasıl olsa, o zaman bu günahla hayatımızı geçirelim gibi. Ondan sakınmak lazım."

"Sorunların temelinde yalan, iftira var"

Ayette "Fasıklardan biri size bir haber getirdiği zaman onu araştırın." denildiğini anımsatan Erdoğan, "Fasık nedir? Sosyal medya fasık değilse, fasık kimdir? Oradan bir şey geliyor, yazanın nereden aldığı belli değil." dedi.

Gençlerden, hayatlarını kurarken, geleceklerini planlarken alıcılarını nelere açtıklarına dikkat etmelerini, değerli, faydalı şeyleri izlemelerini, okumalarını, yazmalarını ve anlatmalarını isteyen Erdoğan, Türkiye'de Allah'ın emri gereği insanlara hakkı ve sabrı tavsiye edecek insanlara ihtiyaç olduğunu söyledi.

Bilal Erdoğan, bugün kitap yazacak, film çekecek, çizgi filmler, animasyonlar yapacak insanlara da ihtiyaç duyulduğunu, zamanın iletişim imkanlarıyla başka insanlara bu ilahi mesajın, unutulmaya yüz tutmuş sırların anlatılması gerektiğini ifade etti.

"Duyduğunu başkasına iletmek, bir kişiye günah olarak yeter." hadisinin, şu anda dünyanın hastalıklarının temelinde yattığını değerlendiren Erdoğan, bugün dünyadaki toplumsal bütün sorunların temelini teşkil eden meselelerin yalan, iftira, dedikodu olduğunu kaydetti.

"420 ilçede çalışmalar yapılıyor"

TÜGVA'nın yazarlık atölyesi çalışmasının daha çok yazmaya, bunun iki katı kadar okumaya sevk etmesi temennisinde bulunan Erdoğan, "15 Temmuz önemli bir kırılmaydı. 15 Temmuz'da gençlerin sokakta olması birçok gençliği geride kalmışlara ümit verdi. 'Gençler çok kötü, gençler şöyle beter, felaket durumdalar, neler yapıyorlar?' Büyüklerin arasındaki gençlerle ilgili konuşmalar böyle ama hem 15 Temmuz bunun böyle olmadığını gösterdi hem de bugün TÜGVA'nın Etimesgut Temsilciliğinde bir yazarlık atölyesiyle ilgili buluşmuş durumda olduğumuza göre demek ki çok iyi şeyler oluyor." şeklinde konuştu.

Erdoğan, 420 ilçede bu ve benzeri çalışmaların yapıldığını, bu ilçelerin sayısının her geçen sene arttığını, geçen yaz 100 bine yakın gencin TÜGVA'nın yaz okullarına, kamplarına katıldığını, bugüne kadar etkinliklerde fiilen görev almış kişi sayısının 500 bine dayandığını anlattı.

İletişim çağı denilen bu zamanın birçok toplumsal, psikolojik, psikososyal sıkıntıya sebep olduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:

"Allah korusun bu tür fitneler bir milleti zelil eder. Biz inşallah zilleti görmüş, geride bırakmışızdır Türk milleti olarak. Çünkü bu son 16 yılda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde bu ülkenin ekonomik imkanları yükseldi elbette ama bu ülkenin ilk defa Cumhuriyet tarihinde artık kendi kendine karar alabildiğini, dünyanın önemli güçleriyle pazarlık masasına oturup, milletinin, ülkesinin hukukunu koruyabildiğini görüyoruz. Daha dün ABD Başkanı'nın Güvenlik Danışmanı Türkiye'deydi. Layık olduğunu buldu, layık olduğuyla karşılandı. Niye? 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanımızın hayatına kastedildiğinde 'Tayyip Erdoğan için hiç gözyaşı dökmem, ne hali varsa görsün' nevinden konuşmuş bir adam bu. Yani ne yüzle Türkiye'ye geldi o ayrı mesele ama tabii ki ülkesini temsil ederek geldi. Biz de Türkiye'nin menfaatlerinin gereğini kendine neyse bildirmiş olduk. Artık Türkiye böyle."

"Bunları hikaye gibi düşünmeyin"

Erdoğan, Türkiye'de gençlerin artık özgüvenle yetiştiğini vurgulayarak, "Bir kişi neler yapabilir biz bunları 15 Temmuz'da da gördük, Recep Tayyip Erdoğan'da da gördük, Adnan Menderes'te de gördük, çok insanda gördük, bunu 20. yüzyılda yaşadık." diye konuştu.

Rahmetli Celaleddin Ökten'in, imam hatiplerin açılması için Ankara ve İstanbul arasında mekik dokuduğunu anlatan Erdoğan, şunları ifade etti:

"Çünkü camilerde cenaze namazı kıldıracak insan bulunamıyor. Bunlar çok geçmişte kalmış gibi geliyor ama inanın Türkiye'de camide yine cenaze namazı kıldıracak imamı kaldırmayacak zihniyet var. O zihniyet hala canlı, hala yaşıyor. Çünkü o zihniyetin temsilcileri dönüp de 'Çok yanlış işler yaptık ey milletim' diyebilmiş değiller. 'Çok yanlış işler yaptık, bu milletin kodlarıyla, ayarlarıyla oynamaya çalıştık, bu milletin değerlerini ortadan kaldırmaya çalıştık' deyip de milletten özür dilemiş değiller o geleneğin temsilcileri. Bunları hikaye gibi düşünmeyin. Türkiye'de hala bunu kollayan insanların olduğunu unutmayın ama işte o bir insan, imam hatiplerin kuruluşu için mücadele etti ve bugün ülkede yeniden işte namazdı, ezandı, başörtüsüydü bunları tartışmıyoruz. İnanın 1951'de imam hatiplerin açılmasına izin verilirken şu şart ile izin veriyorlar, Kur'anı Kerim ve Arapça dersleri Latin harfleriyle yapılmak şartıyla. Bu ülkede neler yaşanmış, neler vuku bulmuş bunları asla unutmayın. Bunların bir daha olmayacağını asla düşünmeyin. 'İşte 15 Temmuz'u atlattık, bir daha Türkiye'de darbe olmaz.' Böyle bir şey yok. Ben diyorum ki '2D' deprem, darbe..."

"Allah hepimizi denetliyor"

Türkiye'nin coğrafyası ve bulunduğu mevki itibarıyla yüzlerce yıl bunlarla boğuştuğunu belirten Erdoğan, "Türkiye o kadar kıymetli bir ülke ki ve sadece coğrafi değil, tarihi, mayası itibarıyla o kadar önemli ki herkesin gözleri bizim üzerimizde. Herkesin bizimle bir derdi var, herkesin buradan çıkarmak istediği bir menfaati var. Onun için bu ülkeye sahip çıkacak, zamanı gelince gereken neyse onu yapacak dirayette, cesarette, cesamette gençlerin yetişmesi gerekiyor." değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, 21. yüzyıla damgasını Türkiye'nin vuracağını, ülkenin geleceğinde gençlerin söz sahibi olacağını söyledi.

Konuşmasının sonunda bir imam hatip öğrencisinin, "Ben siyaset yapmak istiyorum, bunun için neler yapmalıyım?" sorusunu yönelttiği Bilal Erdoğan, "İşte sapa sağlam TÜGVA'dasınız. Başka bir şeye ihtiyacınız yok." yanıtını verdi.

Siyasetin makam, mevki için yapılmaması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, "Kendinizi denetleyin arkadaşlar çünkü Allah hepimizi denetliyor, denetleyecek, hesabını soracak. Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekmek zorundayız. İnşallah TÜGVA bizlere bu şuuru kazandıracak." ifadelerini kullandı.

Diğer konuşmalar

AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin de gençlikle ilgili atılacak her adımın ve teşebbüsün her türlü teşekküre ve takdire layık olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, çok çetin bir bölgesel ve küresel rekabet içerisinde olduğunu belirten Şahin, "Bu rekabet içerisinde bizim en büyük avantajımız sizlersiniz, genç nüfusumuz. Belki çok büyük doğal kaynaklarımız, yer altı zenginliklerimiz yok ama çok dinamik, iyi yetişmiş bir nüfusa sahibiz." diye konuştu.

Gençlerin ayaklarını yere sağlam basarak, hayatın zorluklarıyla mücadele edebilen ve kendi kararını kendisi verebilen bir meslek sahibi olmaları gerektiğini vurgulayan Şahin, şunları söyledi:

"Kendi uzmanlık alanıyla, kendi çalışma alanıyla ilgili olarak, fikri merak edilen ve düşüncesi sorulan bir genç olarak bu topraklara ve ülkemize neler katabileceğimizin farkında olmamız lazım. Maalesef bu topraklarda bu genç nüfusumuzun enerjisi çok uzun yıllar boyunca heba edildi. Özellikle 1960'lı ve 1970'li yıllar boyunca, zenginliğimiz olan farklılıklarımız genç kardeşlerimize, o zamanın gençlerine bir kavga unsuru, bir çatışma unsuru olarak dayatıldı."

Türkiye'de 2000'li yıllardan itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde çok ciddi paradigma değişimi yaşandığını aktaran Şahin, "Artık bu ülkenin gençliğinin enerjisi ve birikimi bu ülkenin gelişmesi, kalkınması ve ilerlenmesi için harcanmaya başlandı." ifadelerini kullandı.

Sertifikalar verildi

Şahin, TÜGVA'ya verdiği katkı ve emek dolayısıyla eski AK Parti Milletvekili Aydın Ünal'a teşekkür etti.

TÜGVA Genel Başkanı Enes Eminoğlu da Türkiye'nin 81 ilinde ve 420 ilçesinde teşkilatlanma çalışmalarını tamamladıklarını anlattı.

Konuşmaların ardından, Ünal tarafından verilen eğitimle TÜGVA Etimesgut Temsilciliğinde "Metin Yazarlığı Eğitimi"ni tamamlayan gençler sertifikalarını aldı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER