© Müzakerat 2017 - 2021

Lafa mı bakalım, yazdıklarınıza mı?

Konuk yazar, Yücel KOÇ - Türkiye Gaazetesi

Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz…

Geçmişte Zaman, Bugün, Taraf gibi FETÖ gazetelerinin yaptığı görevi Sözcü devraldı.

Taraf ile aynı yıl, yani 2007’de basın hayatına başlayan Sözcü için bu tarih tesadüf müdür, şimdilik bilmiyoruz…

Ama bir gerçek var ki, 28 Şubat artığı, darbeci zihniyetli ne kadar sözde gazeteci varsa, o çatının altında toplandı.

Meslek hayatları tehdit ve şantajla geçen 28 Şubat gazetecileri, yarım asırlık maziye sahip medya kurumumuzu eski alışkanlıkla yine hedef almaya kalktı.

Gayeleri, 18 Ocak’ta görülecek Sözcü davası öncesi bizi susturabilmekti.

Fena yanıldılar, cevaplarını en ağır şekilde aldılar.

Almaya da devam ediyorlar.

***

Anlıyoruz, çok zordasınız…

Çünkü maziniz kara lekelerle dolu…

MİT Müsteşarı’na FETÖ kumpasında,

Gezi sokak darbesi girişiminde,

17/25 Aralık yargı darbesi teşebbüslerinde,

Hatta 15 Temmuz sonrası “Kontrollü darbe” yalanlarıyla FETÖ’nün yanındaydınız.

Erdoğan’ı ve AK Parti’yi devirebilmek için “Şimdi cemaati savunma zamanı” yazıları bile yazdınız…

FETÖ’nün uydurma tapelerini tepe tepe kullandınız.

"Bizim başaramadığımızı Fetullah’la ekibi başardı" diyerek, sevincinizi gösterdiniz.

MİT tırı kumpasına olanca coşkuyla destek verdiniz, kendi ülkenizi El-Kaide’ye destek vermekle suçladınız.

***

“Rüşvet Dolu Ayakkabı Kutusu” manşeti atan da sizdiniz...

Fetullah Gülen çok sert eleştirdi: Firavun gibi zannetmeye başlar ama…” diye başlayan hakaret ve tehditleri yayınlayan da.

FETÖ yayın organları ile birlikte ‘altın klozet’‘bilmem kaç milyonluk masa’ yalanlarını aylarca yazıp çizdiniz...

Fuat Avni gibi örgütün trollerine sözcülük ettiniz…

İntihar bombacıları için “Kendi canına kıyan insanların asil eylemi” dediniz…

Savcı Selim Kiraz’ı şehit eden katillerin skandal fotoğrafını ve Atatürk Havalimanı’nda katliam yapan DEAŞ’lı teröristin polisi vurma anını yayınladınız.

Paris saldırganı ile ilgili “2 saldırganda sahte Türk pasaportu çıktı” başlığıyla Türkiye’yi hedef yapmaya kalktınız.

***

Hollanda, Dışişleri Bakanımızın konuşmasını engelleyince, “Çavuşoğlu’na Hollanda’dan büyük şok!” başlığıyla bir tek zil takıp oynamadığınız kaldı.

Referandum öncesi; Paraguay’daki olaylar üzerinden “Parlamentoyu yakın-yıkın” mesajları verdiniz.

Devletin kız yurdunda terör propagandası yapıp öğrencileri tehdit eden PKK’lı kız uzaklaştırılınca ‘Kürtçe konuştuğu için yurttan atıldığı’ yalanıyla kışkırtma yaptınız.

Bazen o kadar iğrençleştiniz ki…

Soma’daki faciada ölen 301 madenci için “Maden kazasında ölen çocuklar, Tayyip Erdoğan’ın seçim mitinglerine parayla taşıdığı işçiler. Yani bu olan biten normaldir, hatta müstahaktır bile denebilir” dediniz.

Sakarya’da çocuklarının gözü önünde tecavüze uğrayıp vahşice katledilen Suriyeli kadın için “Kadın güzelliği ile dikkat çektiği için katilin olayı gerçekleştirmiş olabileceği” vurgusu yaptınız.

Başörtülü milletvekiline “AKP’li vekil, yarım değil tam kadın çıktı” başlığını siz attınız.

Güvenpark’taki patlamada şehit olan vatandaşlarımız için “Tesellimiz, ölenlerden biri başörtülü” diye yazdınız.

Evladının şehadet haberini alınca “Bizim ümmetimiz, milletimiz, vatanımız sağ olsun. Allah bu millete zeval vermesin. Siyonistlerle, kâfirlerle, haçlılarla cihat ederken benim oğlum şehit oldu. Bundan şeref duyuyorum” diyen babaya ağza alınmayacak hakaretler edip, şehit maaşı alacağı için sevindiğini yazabilecek alçaklıktaki kafa tipinizi ortaya koydunuz.

***

Diyorum ya…

Günahınız da, suçunuz da çok büyük, şimdi tutuştunuz…

FETÖ’nün büyük ihanetlerine var gücünüzle arka çıktığınız içindir ki savcılık hakkınızda çok ağır iki iddianame hazırladı ve patronunuz yurt dışına kaçmak zorunda kaldı.

Tarihin seyrini belirleyen bu süreçte, biz ise tam karşınızdaydık.

Devletimizin, milletimizin ve seçilmiş hükûmetimizin her daim yanında yer aldık.

Bu kavgaya girmeden önce, büyük patronunuz Ertuğrul Akbay’a da söyledim.

Hakk’ın ve hakikatin yanında durduğu için geçmişte mağdur edilen biziz, -ki hâlen bu durum devam etmekte.

Fakat tüm yaşadıklarımıza rağmen bir defa bile hiç kimse için olumsuz tek laf etmedik, sabrettik.

Sizin gibi sıkışınca yurt dışına kaçmadık, bizimle birlikte mağdur edilen insanlara borcumuzu ödemeye gayret ettik.

Bakın, karanlık darbenin kudretli paşaları tarafından “İhlas’ı batırın” talimatı verildiği, 28 Şubat iddianamesinde tafsilatlı anlatılıyor.

Merak eden internetten bulup, okuyabilir.

Aynı dönem FETÖ’nün asıl gayesinin İhlas’ı batırmak olduğunu, örgüt elebaşının en yakınındaki kişiler bütün ayrıntılarıyla itiraf ediyor.

Bu gerçekleri görmezden gelerek kurumumuzu karalamaya çalışanları, yavaş yavaş ortaya çıkan hakikatler fazlasıyla yalanlıyor.

 

 

 

Yazının tamamını  www.turkiyegazetesi.com.tr adresinden okuyabilirsiniz.
 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER