İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kütüphane Müdürü Mehmet Yılmaz kütüphanelerin önemini anlattı:
GÜNDEM”İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi için kütüphane çok önemli. Çünkü öğrencilerini gerçekten çok iyi şekilde yetiştirmek istiyor. İyi yetişebilmesi için de çok iyi bir kütüphane imkanı olması gerektiğini düşünüyor” ”29 Mayıs Üniversitesi, öğrenci başına düşen en fazla basılı kitabın olduğu üniversite olarak her yıl birinci sırada yer alıyor. Bunu YÖK’ün kendi sayfasında, resmi raporlardan görmemiz mümkün. Bugün itibariyle 105 bin basılı kitabımız var. 210 bin elektronik kitabımız, 4 milyon tezimiz var. 1200 yazma nadir eserimiz var” ”Üniversitelerin temelde iki misyonu var; eğitim, öğretim faaliyetleriyle araştırma faaliyetleri. Kütüphaneler de bu iki ana temeli destekleyen en önemli kurumlar. Biz hem eğitim öğretimi hem de araştırma geliştirme faaliyetlerini destekliyoruz. Çünkü bilgi olmadan her ikisi de olmuyor. Bilginin merkezi de kaynağı da kütüphaneler”
İSTANBUL (AA) SAADET FİRDEVS APARI İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kütüphane Müdürü Mehmet Yılmaz, "Üniversitelerde kütüphaneler artık tercih edilebilme sebebidir. İyi kütüphanesi olan üniversite daha çok tercih edilebilir. Doğrusu da bu." dedi.
57. Kütüphane Haftası kapsamında kütüphanelerin işlevi ve önemi hakkında AA muhabirine açıklamada bulunan Yılmaz, İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi için kütüphanenin çok önemli olduğunu belirterek, "Kampüse baktığınız zaman, kampüs içerisinde en önemli binanın kütüphane binası olduğunu hatta kampüste sizi kütüphanenin karşıladığını hissedebilirsiniz. Giriş binamızın da çok önemli bir yeri var kütüphanemiz açısından. Bu bize şu mesajı veriyor. İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi için kütüphane çok önemli. Çünkü öğrencilerini gerçekten çok iyi şekilde yetiştirmek istiyor. İyi yetişebilmesi için de çok iyi bir kütüphane imkanı olması gerektiğini düşünüyor." diye konuştu.
Yılmaz, binanın mimarisinin de kütüphaneye uygun bir şekilde tasarlandığını aktararak, "Kütüphane binamızın imkanları son derece geniş. 10 bin 500 metrekare kapalı alan, 1500 kişinin aynı anda oturabilme imkanı, 1 milyon cilt kitap alabilecek kapasitesi mevcut. 8 adet grup çalışma odası, mescitlerimiz, kafeteryamız, bilgisayar odamız var. Öğrencilerimizin kampüsün dışına, diğer kafeteryalara veya başka sosyal alanlara geçmeden kütüphanenin kendi içerisinde ders çalışabilecekleri hem de ihtiyaçlarını görebilecekleri imkanlara sahip. Tabii kütüphaneler sadece binalardan oluşmuyor. İyi bir kütüphane binası tabii ki çok önemli ama binaların içinin çok iyi, koleksiyonlarının zengin olması gerekiyor. Bu anlamda da iddialı olduğumuzu söyleyebilirim." ifadelerini kullandı.
"Öğrenci başına düşen en fazla basılı kitabın olduğu üniversite"
Yüksek Öğretim Kurumu'nun (YÖK) son üç yıldır vakıf üniversiteleri arasında araştırmalar yaptığını ve verileri alıp değerlendirdiğini anlatan Mehmet Yılmaz, şunları kaydetti:
"29 Mayıs Üniversitesi, öğrenci başına düşen en fazla basılı kitabın olduğu üniversite olarak her yıl birinci sırada yer alıyor. Bunu YÖK'ün kendi sayfasında, resmi raporlardan görmemiz mümkün. Bugün itibariyle 105 bin basılı kitabımız var. 210 bin elektronik kitabımız, 4 milyon tezimiz var. 1200 yazma nadir eserimiz var. Tabii ki basılı koleksiyonlar bizim raflarda gördüğümüz kitaplar, dergiler. Teknolojinin gelişmesi kütüphaneciliği de çok ciddi anlamda etkiledi. Pandemide gördük ki artık sadece basılı kaynaklar yetmiyor ve daha yeni kaynaklara, bilgi taşıyıcılarına ihtiyaç var. Bu anlamda teknolojik olarak mesleğimizi etkileyen en önemli bilgi taşıyıcıları veri tabanları, elektronik kaynaklar dediğimiz dijital yayıncılığın çok çeşitli ürünleri var. Kütüphanemizin bu anlamda da zengin bir koleksiyonu var. Çünkü artık yüz yüze eğitim yok. Hatta normal hayatımızda bile birçok şeyi online olarak yaşıyoruz. Onun için online kaynakların da zengin olması, eğitim öğretimin ve araştırma faaliyetlerinin eksiksiz bir şekilde yürüyebilmesi gerekiyor. 42 adet veri tabanımız var. Bu veri tabanları içinde, binlerce dergiyle milyonlarca makale var. Elektronik kaynak anlamında da kütüphanemizin ciddi bir zenginliğinin olduğunu kısaca söyleyebilirim."
Yılmaz, Kütüphane Haftası'nın kütüphanecilik mesleği açısından önemli olduğunun altını çizerek, "Bu haftada birçok etkinlik yapılıyor. Seminerler, söyleşiler, sergiler... Mesleki anlamda hem sorunların dile getirilmesi hem yeniliklerin, güncel gelişmelerin anlatılması, meslektaşlar arasında bir sosyal dayanışma, anlaşmanın test edilmesi anlamında da gerçekten çok büyük bir faydası var Kütüphane Haftası'nın. Üniversite kütüphanelerinin öğrencilere katkısına gelince, üniversitelerin temelde iki misyonu var; eğitim, öğretim faaliyetleriyle araştırma faaliyetleri. Kütüphaneler de bu iki ana temeli destekleyen en önemli kurumlar. Biz hem eğitim öğretimi hem de araştırma geliştirme faaliyetlerini destekliyoruz. Çünkü bilgi olmadan her ikisi de olmuyor. Bilginin merkezi de kaynağı da kütüphaneler." açıklamasını yaptı.
"Kütüphane sadece kitaplardan oluşmuyor"
Kütüphaneler için artık bilgi merkezi kavramının kullanıldığını söyleyen Yılmaz, şu bilgileri verdi:
"Kütüphane sadece kitaplardan oluşan bir ortam değil. Bilginin taşındığı her türlü materyali, datayı, veriyi sunabilen ve onları bünyesinde bulundurabilen kurumlar olarak değerlendirilip bilgi merkezleri olarak adlandırılabiliyor. Bu da yeni bir terminolojik terim. Öğrencilerimizin gelişmesinde tabii ki eğitim öğretimlerini desteklemelerini, kendilerini aldıkları eğitim alanında ciddi anlamda güçlendirmelerini istiyoruz. 29 Mayıs Üniversitesinin zaten hiçbir ticari kaygısı yok. Tamamen öğrencilerinin iyi bir şekilde yetişmesi temel hedefi. Buradaki temel, daha çok akademik alanda ve nitelikli bir insan gücü yetiştirmek anlamında. Devamında ülke üniversitelerine ve araştırma merkezi kurumlarına bu anlamda yetişmiş insan hazırlamak istiyor. Böyle bir iddiası olan kurumun kütüphanesinin iddialı olması gerekiyor. Biz de bu iddiayı gerçekleştirmeye gayret ediyoruz. Bizim kütüphanemiz de öğrencilerimizin eğitim öğretimdeki ihtiyaçlarını, kendi dersleriyle ilgili ana ve yardımcı kaynaklar, onların donanımlarını arttırabilecek birçok alanda malzeme hazırlıyor."
Mehmet Yılmaz, üniversite öğrencilerinin okumalarının sadece okudukları alanla sınırlı kalmaması gerektiğini vurgulayarak, "Bir psikoloji öğrencisi, psikoloji kaynaklarının yanında tarih kitabı da edebiyat da sanat da okumalı. Hepsinden istifade etmeli. Kütüphane, öğrencilerimize bunların hepsini bir arada sunuyor. Hepsinden istifade edebilme ve hepsinden kendilerine bir şeyler kazanabilmeyi sağlamak istiyor. Bu, işin eğitim öğretim tarafı. Bir de işin sosyal tarafı var. Kütüphaneler artık sadece ders yapılan, ödev hazırlanan, kitap okunan yerler değil, artık sosyal yaşam alanları da olan bir işlevi de var. Konferanslar, seminerler, yazar söyleşileri, sergiler gibi birçok sosyal etkinlik oluyor. Etkinliklerde öğrencilerimizin sosyal anlamda da gelişmesine gayret ediyoruz. Kimisi sergi gezmekten hoşlanır, kimisi yazar söyleşilerinden, kimisi konferanslar, seminerlerden hoşlanır. Kim hangi alana kendini yakın hissediyorsa bu alanda gelişmesi için, eğitim öğretimin yanında sosyal anlamda da onların gelişmesine destek olmaya çaba sarf ediyoruz." dedi.
"Üniversitelerde tercihlerinde kütüphaneler çok önemli"
29 Mayıs Üniversitesi'nin 2010'dan beri faaliyet gösterdiğini ve son 2 yıldır yeni bir kampüse geçtiklerini kaydeden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık üniversite tercihlerinde kütüphaneler çok önemli. Hele 29 Mayıs öğrencileri için gerçekten çok önemli olduğunu görüyorum ve hissediyorum. Bilirsiniz artık üniversite tercihlerinden önce tanıtım günleri olur. Öğrenciler kendi gitmek istedikleri okullara gider bakar, hangi imkanları var diye. 29 Mayıs'ın öğrencileri kampüse gelir, hangi hocalardan ders alacağına, hangi imkanlarla okuyacağına bakar. Ama mutlaka kütüphanesini görür. Hangi kaynakları okuyabileceği, hangi alanda eğitim yapacaksa o alanda ne kadar kaynağı var, kendini ne kadar geliştirebilir, kütüphanesi ne kadar zengin diye gelir bakar. Hatta kendi kanaat getiremediği zaman bize gelir sorar. Bilgi alır ve bilinçli bir şekilde tercih eder. Onun için üniversitelerde kütüphaneler artık tercih edilebilme sebebidir. İyi kütüphanesi olan üniversite daha çok tercih edilebilir. Doğrusu da bu. Olması gereken de bu zaten. Anadolu'nun birçok büyük şehrinde de eskiden fıskiyeli havuzlar olurdu kampüslerde şimdi artık çok güzel kütüphane binaları var. Tabii ki temennimiz, bu güzel binaların sadece bina olarak kalmaması. İçinin muhteviyat ve koleksiyon olarak zenginleşmesi ve hizmet kalitesinin de artması gerekiyor. Bina, koleksiyon ve hizmet anlayışı da eğer bir bütünlük olabilirse gerçekten üniversitelerimiz ülkemizin hem gelişmesine hem de eğitim öğretim kalitesinin artmasına ciddi anlamda katkı sağlayacaktır."
Yılmaz, öğrencilerin derslerden sonra en çok vakit geçirdikleri alanın kütüphane olduğunun altını çizerek, "Çünkü bizim öğrencimiz bilinçli bir tercih yapıyor. Çünkü belli bir hedefi, amacı var. O amaca yönelik, akademik ağırlıklı bir tercihle geliyor. Onun için kütüphane sadece sınav zamanlarında kalabalıklaşan bir ortam değil. Normal zamanlarda da sabah gelip derslerinden boş kalan zamanını kütüphanede geçiren bir öğrenci profilimiz var." değerlendirmesinde bulundu.
Kütüphaneye üniversite dışından da üye aldıklarına dikkati çeken Mehmet Yılmaz, "Lisansüstü yani yüksek lisans ve doktora yapan araştırmacılar bize üye olarak gelip çalışmalarını yapabiliyor. Onları da buradaki kaynaklardan yararlandırmak istiyoruz ve bunu çok önemsiyoruz. Çünkü bu da bizim toplumumuza karşı toplumsal sorumluluğumuz. Ciddi de bir ilgi var. Gerçekten ortam olarak da çok beğeniliyor. İddialı bir mimarimiz olduğunu söyleyebiliriz. Çalışma ortamımız çok rahat. Kaynaklarımızın ve koleksiyonumuzun güçlü olduğunu fark eden, dışarıdan araştırmacılar da kütüphanemizi kullanmaya gayret ediyor." dedi.
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?