© Müzakerat 2017 - 2021

Gülse Birsel, ”Brand Week Istanbul”a konuk oldu:

”Biz Türklerin de en iyi yaptığı şeylerden birisi kriz yönetimi. Kriz anında hemen yeni duruma adapte olarak, bir çözüm bulmak ve bir yerden işi yürütmek, bunu dünyada en iyi yapabilen milletiz” ”Koronavirüsü çok uzun süren, koşulları çok çetin bir kış mevsimi olarak görmek lazım. Bunun sonu var ve bir noktada bu mevsim değişecek. O zamana kadar maskelerimize, mesafemize, daha az sosyalleşmeye, evde daha çok vakit geçirmeye adapte olup, bir şekilde bu süreci atlatmak zorundayız”

İSTANBUL (AA) Oyuncu ve aynı zamanda senarist Gülse Birsel, bu yıl "Çizginin Dışındakiler" temasıyla düzenlenen, iş ve marka dünyasının yanı sıra ünlü isimlerin bir araya geldiği "Brand Week Istanbul"a konuk oldu.

Yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında bu yıl online olarak gerçekleştirilen etkinlik, "brandweekistanbul.com"dan canlı olarak yayınlandı.

"Brand Week Istanbul"un "Inspiration Hall" bölümünde "Değişen Dünyada İletişim ve Sağlık Bilinci" başlıklı söyleşiye katılan ünlü oyuncu, Bayer Gıda Takviyeleri Grup Marka Müdürü Tuğçe Naz Güngör'ün sorularını yanıtladı.

"İlginç bir tecrübeydi"

Birsel, Kovid19 önlemleri kapsamında karantina döneminde Jet Sosyete'nin son bölümlerini evlerinden çektiklerini hatırlatarak, "Zordu. İlk defa bulduğumuz bir formüldü ve aslında biz de bunun nasıl bir şey olduğunu yolda öğrendik. Çünkü dünyada o güne kadar yapılmış bir şey değildi. Herkes kendinin yönetmeni, kuaförü, makyözü, sanat yönetmeni olmak zorundaydı. Karşında oyuncu yok ve bir telefon ekranına oynuyorsun. Kendi kendinin kameramanısın, oradaki kadrajı kendin ayarlıyorsun yani. İlginç bir tecrübeydi." dedi.

Buldukları bu dizi çekimi formülünden sonra Türkiye'deki meslektaşlarının da benzer işler ürettiğini belirten Birsel, şöyle devam etti:

"Burada hikaye aslında adapte olmak. Biz Türklerin de en iyi yaptığı şeylerden birisi kriz yönetimi. Kriz anında hemen yeni duruma adapte olarak, bir çözüm bulmak ve bir yerden işi yürütmek, bunu dünyada en iyi yapabilen milletiz. Yani gerçekten setler iptal oldu ve bir hafta sonra herkes evlerden kendini çekiyordu. Yayını da aksatmadan seyircilerle buluşmayı başardık. Yani anahtar kelime adaptasyon ve bunu sadece bizim sektörde uygulamamak gerek. Koronavirüsü de çok uzun süren, koşulları çok çetin bir kış mevsimi olarak görmek lazım. Bunun sonu var ve bir noktada bu mevsim değişecek. O zamana kadar maskelerimize, mesafemize, daha az sosyalleşmeye, evde daha çok vakit geçirmeye adapte olup, bir şekilde bu süreci atlatmak zorundayız."

"İnsanlar komedinin kendilerine iyi geldiğini anladılar"

Ünlü oyuncu, pandemi döneminde fiziksel sağlık kadar psikolojik sağlığı da korumanın önemli olduğunun altını çizerek, "Bence herkes buna dikkat ediyor ve zihinsel sağlığının, psikolojinin ne kadar önemli olduğunu da fark etti. Ben şunu da fark ettim, pandemide yayınladığımız Jet Sosyete bölümleri her zamankinden çok seyredildi, konuşuldu ve paylaşıldı. Çünkü bütün karakterlerin de karantina olduğu bir dönem ve seyirci kendinden bir şey buluyordu. Bir yandan da komediye ilgi arttı. Sadece Jet Sosyete çok seyredilmekle kalmadı. 'Avrupa Yakası', 'Yalan Dünya' gibi yıllar önce bitmiş dizilerimin de hem internette hem de televizyondaki tekrarları gerçekten rekor kırdı. İnsanlar komedinin kendilerine iyi geldiğini anladılar. Bir yandan da 'psikolojik sağlık ne kadar önemli bir şeymiş' diye, psikiyatriye ve psikolojiye ilgi duymaya başladılar. Şu anda televizyonlarda en yüksek reytingleri alan dizilerin birkaç tanesi vakalar üzerine yazılmış, kitaplardan uyarlanan senaryolar. Mesela Gülseren Budayıcıoğlu'nın kitapları..." diye konuştu.

Pandemiden sonraki dönemde tiyatro ve sinema sektörünün gidişatı yönünde ümitli olmaktan başka bir çarenin olmadığını ile getiren Gülse Birsel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu an pek çok arkadaşım maalesef işsiz. Tiyatro, sinema kolektif sanatlar olduğu için şu an durum biraz karanlık. Bundan sonra ne olur konusunda birkaç ihtimal var. İnsanlar evlerinde sinema seyretmeye çok alıştılar. Orta üst sınıf da bu konuda hatta bazı yatırımlar yaptı. Kimisi televizyonunu büyüttü, kimisi dijital platformlardan üyelik aldı. Yani evdeki konforlu eğlenceye ulaşma biçimine biraz insanlar alışmış olabilir. Benim korkum bu. Tiyatro için değil. Tiyatroda daha canlı bir gösteri seyrettiğiniz için onun farklı bir duygusu var. Ama pandemi sinemaya biraz kalıcı bir zarar vermiş olabilir ya da en azından pandemi bittikten sonra birkaç yıl daha alışkanlığın geri dönmesi sürebilir. Umarım öyle değildir ve şöyle bir fark yaratır. İnsanlar dijital platformlara üye olduğu için, dünya sinemasından farklı örnekler izledikleri için belki daha seçici bir seyirci oluşur. Çok evde vakit geçirdiğimiz için dizi ve sinemayı tüketme açısından belki daha farklı bir alışkanlık oluşur. Yine umarım ki pandemiden sonra insanlar daha çok gösteri seyretmeye, tiyatro, sinema, dizi ne olursa daha güzel hikayeler izlemeye alışmış olurlar. Gösteri dünyası açısından belki böyle güzel bir şey olur. Bu benim ümidim."

 

 

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER