Ekonomi, Batı ve Türkiye’nin gelecek konsepti

KONUK YAZARLAR

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri yönü hep Batı olmuştur... Kanunlarını, uygulamalarını oraya bakarak yapmıştır. Muasır medeniyetler seviyesine böyle çıkılır anlayışı bizde hâkim olmuştur.

Türkiye ekonomik olarak zorlandığı dönemde de Batı’dan borçlanmıştır. Batı bankalarına, finans kurumlarına ihtiyaç duymuştur. Çünkü para hep Batı’daydı. 

Malum pandemi tüm dünyayı sardı. Her ülke Covid-19’dan ciddi biçimde etkilendi. Batan firmalar oldu. Ekonomisi zora giren çok sayıda ülke oldu. Pandemi aşıyla aşılabilirdi. Aşıyı da Batı buldu. Tabii Çin’i göz ardı etmiyorum... 

Pandeminin geçmesi için bütün ülkelerin aşılanması lazım. Yani yoksul ülkeler de buna dâhil. O yoksul ülkeler de ancak Batı’nın devreye girmesiyle aşılanabilir...

Bütün bunlar Batı her şeyi kusursuz yapıyor demek değil. PKK ve FETÖ’ye tavırlarını biliyoruz. Yeteri kadar mücadele etmediklerini de biliyoruz. Hatta el altından destek verdikleri herkesin malumu. 

Başkan Erdoğan birkaç ay önce "yönümüz Batı'dır" demişti. "AB ile ilişkilere önem veriyoruz..." anlamında açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin gelecek konseptini de Batı’yla oluşturacağını, söylemişti...

Türkiye kimsenin es geçeceği bir ülke değildir. 83 milyonluk bir ülkeyi kimse yok sayamaz. Bölgenin en güçlü ülkesini görmezden gelerek Suriye, Irak gibi ülkelerin sorunları çözülemez. Bunu Batı da biliyor. 

Aşılama devam ettikçe normalleşme de olacak. Ekonomi de rayına oturacak. Turist geldikçe döviz meselesi de çözülecektir. Şunu unutmamak lazım ki Türkiye yabancı sermayeye ihtiyaç duyan bir ülke. Kendi kendimize yeteriz, anlayışı doğru değil. Yetmediğini görüyoruz. İhracatımızın çoğu Batı’ya. 

Sayın Erdoğan’ın yakın zamanda açıkladığı reformlar da hep daha iyiye ulaşmayı amaçlıyor. Dün AB’den Türkiye raporu geldi. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan bir raporda Türkiye ile ekonomik ilişkilerin daha da derinleştirilmesi, buna karşın AB çıkarlarını göz ardı etmeye devam etmesi hâlinde ise ekonomik yaptırım uygulanması gerektiği, dikkat çekti.

Avrupa Birliği liderleri için hazırlanan raporda Türkiye'nin 2020'de AB'nin neredeyse tüm dış politika kararlarına karşı çıktığı ancak önemli bir ortak olmaya devam ettiği belirtildi. Rapor, Türkiye ile olan Gümrük Birliği Anlaşması kapsamının daha da genişletilmesi tavsiyesinde bulunuyor.

 

yazının devamı için tıklayın