Barkan ailesi, İBB’nin 150 yıllık yalıyı boşaltma kararına itiraz için yeni bir hukuki süreç başlatacak
GÜNDEMYalının hak sahiplerinden Cenk Barkan: ”İki gün içinde burayı tahliye edeceksiniz diye kapımıza icra memuru ve İBB avukatı geliyor. Biz süreyi bir hafta daha uzattırarak 16 Eylül Cuma gününe kadar süre aldık ve 16 Eylül’de buradan bizim tüm eşyalarımızı kapı dışarı ederek tahliye ettiler” ”Biz davamızdan vazgeçmiyoruz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuruyoruz. Anayasa Mahkemesinde de bireysel başvurularımız devam ediyor. Kararı veren, tensip zaptını tutan hakim bir karar yazdı ve kararın neticesini beklemeden bizi tahliye ettiler”
İSTANBUL (AA) Üsküdar'da Çengelköy sahilinde bulunan ve Barkan ailesinin ikamet ettiği 150 yıllık yalıyla ilgili süreç, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) yalıyı tahliye ettirmesiyle yeni bir aşamaya girdi.
Çengelköy sahilde 150 yıldır Barkan ailesinin ikamet ettiği yalı, 1985'de İBB Başkanı Bedrettin Dalan tarafından gezi parkı ve yürüyüş yolu yapılmak üzere üçüncü derece tarihi eser statüsünden çıkartılarak kamulaştırmak istendi. Bunun üzerine bir miktar kamulaştırma bedeli de aile adına banka hesabına yatırılırken, Barkan ailesi duruma itiraz etti. Mahkeme süreci günümüze kadar devam ederken yalının 16 Eylül'de İBB tarafından tahliye edilmesi ailenin tepkisine neden oldu.
Yalının hak sahiplerinden Cenk Barkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tahliye kararından dolayı mağdur olduklarını söyledi.
Bugüne kadar yaşanan süreci anlatan Barkan, dönemin İBB belediye başkanı Bedrettin Dalan'ın sahil şeridine kamulaştırma davası açtığını anlatarak şu bilgileri verdi:
"Bu davadaki temel gerekçe tüm sahil şeridindeki yalıları yıkmak, kamulaştırmak ve gezi yolu, gezi parkı yapmaktı. Tabii ki tarihi eser yalılar bunlar ve yıkamıyor ve diyor ki sizi tarihi eser tescilinden çıkarttım ve kamulaştırdım. Ziraat Bankasına da varisler adına 52 bin 500 lira bir para yatırıyor. Biz aile olarak bu parayı kabul etmiyoruz ve dava hakkımızı seçiyoruz. Çünkü parayı kabul etsek dava hakkımız da ortadan kalkıyor. 1995'de yeni belediye diyor ki ben safınazar ilan ettim, kamulaştırmadan vazgeçtim çünkü bu benim bütçemi aştı. Bazı yalıları kamulaştırsam da yıkamıyorum ve yeşil alan yapamıyorum, bundan dolayı safınazar ilan ediyorum deyip tüm hak sahiplerine haklarını teslim ediyor ama bize etmiyor. Çünkü biz davalığız, paraya da dokunmamışız."
Barkan, 2003'de yalının tescillenerek tarihi eser statüsüne kavuştuğunu dile getirerek "2009'da Yargıtay buranın İBB'ye ait olduğunu söylüyor, 2016 yılına kadar davalar devam ediyor ve 2016'da tekrardan burası bizim üstümüze geçiyor. 2016'da tekrar temyize gidiyorlar, 2019'un sonunda da Yargıtay tekrardan İBB'nin malı olduğunu söylüyor" dedi.
Sonraki süreçte de davaların devam ettiğini anlatan Barkan, şöyle devam etti:
"Bu aşamada bir ay önce evimize tahliye yazısı gönderiyorlar ve deniyor ki 15 gün içinde burayı boşaltın. Biz tekrar karşı dava açıyoruz ve hakim, tensip zaptı tutuyor ve 'Tüm davalar neticelenene kadar tahliyenin durdurulmasına karar veriyorum.' diyor. Fakat 28 Ağustos günü Ekrem İmamoğlu kapıya geliyor, bakıyor korumalarıyla birlikte, bize mi geldiniz, kime geldiniz derken gözden kayboluyor ve gidiyor. 30 Ağustos'ta nöbetçi mahkeme böyle bir karar verme yetkisi yokken davayı tekrar aleyhimize bozuyor. İki gün içinde burayı tahliye edeceksiniz diye kapımıza icra memuru ve İBB avukatı geliyor. Biz süreyi 1 hafta daha uzattırarak 16 Eylül Cuma gününe kadar müddet almış oluyoruz ve 16 Eylül'de buradan bizim tüm eşyalarımızı kapı dışarı ederek tahliye ettiler."
Barkan, buradaki temel gerekçenin tüm yalıların istimlak edilerek, kamulaştırılması ve yeşil alan yapılmak istenmesi olduğunu ifade ederek "Şimdi sadece bir tane binayı kamulaştırarak ne yapacaksın. Ekrem İmamoğlu'na sesleniyor ve soruyoruz. Bu bir tane yalıyı, büyükbabamın babasından kalma 150 yıllık Barkan ailesine ait yalıyı, tüm ailemiz bu yalıda doğmuş, büyüklerimiz bu yalıda ölmüş olan bu yalıyı Ekrem İmamoğlu ne yapacak? Kamu yararına ne yapacak, hepimiz merakla bekliyoruz." şeklinde konuştu.
"Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuruyoruz"
"Biz davamızdan vazgeçmiyoruz, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine de başvuruyoruz" diyen Barkan, "Anayasa Mahkemesinde de bireysel başvurularımız devam ediyor. Kararı veren, tensip zaptını tutan hakim bir karar yazdı ve kararın neticesini beklemeden bizi tahliye ettiler. Şimdi kararın neticesi ya tekrardan tahliyeyi bozmaksa ne olacak bizim burada yaşadıklarımız. Maddi manevi olarak tazminat davası açacağım." ifadelerini kullandı.
Bankaya yatırılan paraya dokunmadıklarını vurgulayan Barkan, "10 yıl boyunca işlem görmeyen paralar hazineye devroluyor. İBB'ye geri mi gitti, hazineye mi devroldu, bankada amacına aykırı bir şekilde mi kullanıldı, bunu bilmiyoruz, mahkeme kayıtlarında da var. Mahkeme kayıtları diyor ki bu paranın akıbetine ulaşılamadı. Biz almadık, İBB aldığımızı iddia ediyorsa ispatlasın. Bize hiçbir şey vermeden nasıl çıkartıyorsun? Benim annemin 3 bin 950 lira dul emekli maaşı var, bu kadını biz nereye alalım?" dedi.
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?