© Müzakerat 2017 - 2021

Barış, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin'le mümkün

Erdoğan: Barış, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin'le mümkün olabilir Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsrail ve Filistin arasındaki barışın, başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletiyle mümkün olabileceğini söyledi.

"Biz, bu coğrafyanın ve medeniyetin hancısıyız, yolcusu değil"

Körfez Savaşı döneminden kalma hesaplarını Suriye'deki terör örgütüne arka çıkarak sürdürmeye çalışanların artık ortak milli çıkarlarımızın gerektirdiği aklı selim politikalara döneceklerini umut ediyoruz. Türkiye, müttefiklik ilişkileri içinde olduğu her devletin ve kurumun hukukuna saygılıdır. Onlardan da aynı şekilde kendi hukukuna saygı göstermelerini beklemektedir. Şayet bu denge kurulamazsa herkesin kendi politikalarını belirleme ve kendi yolunu çizme opsiyonu meşru hak haline dönüşür. Biz samimiyetle müttefiklerimizle birlikte güvenli, huzurlu, müreffeh bir ortak geleceğe yürümek istiyoruz. Bu ülkeye artık dayatmalarla gizli, açık siyasi oyunlarla, sinsi ekonomik tuzaklarla istikamet çizilemeyeceğini herkesin kabul etmesi şarttır.

Hala mandacılık hayalleri görenleri, eşit ortaklık temelinde yeni bir siyasi diplomatik, ekonomik ilişki modelini özümsemeye ve gereğini yerine getirmeye davet ediyoruz. Biz tam bin yıldır bu topraklarda bedel ödeyerek yaşıyoruz. Biz, bu coğrafyanın ve medeniyetin hancısıyız, yolcusu değil. Burada yolcu durumunda olanların konumlarını bir kez daha gözden geçirmeleri ve ona göre davranmaya başlamaları kendi menfaatlerinedir.

"Türkiye, dünyanın en kırılgan bölgesinde yer alıyor"

Türkiye, etnik köken, inanç ve mezhep farklılığı, siyasi ve sosyal çıkar çatışmaları bakımından dünyanın en kırılgan bölgesinde yer alıyor. Dünyanın ilk siyaset bilimcisi ve sosyoloğu olarak kabul edilen İbn-i Haldun'un "Coğrafya kaderdir" tespiti bu tablonun en yalın ve çarpıcı ifadesidir. Tarihimizi ve coğrafyamızı, bunların bize yüklediği kaderimizi değiştiremeyeceğimize, böyle bir niyetimiz de olmadığına göre mevcut şartların el verdiği en iyi, en doğru, en güvenli yolu izlememiz şarttır.

"Sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz

Rusya-Ukrayna savaşından Kafkasya'daki çatışmalara, Balkanlar'daki gerilimlerden Akdeniz'deki çekişmelere kadar çevremizdeki tüm hadiseleri bu anlayışla değerlendiriyoruz. Son günlerde Filistin ve İsrail topraklarında yaşanan, Golan Tepelerine de yayılma eğilimi gösteren gelişmeleri yine bu yaklaşımla takip ediyoruz. Bizim hem kendi terörle mücadelemizde hem de bölgemizdeki tüm savaş ve çatışmalardaki tavrımız gayet açıktır. Sivillere yönelik hiçbir eylemi, sivil yerleşimleri hedef alan hiçbir saldırıyı doğru bulmuyoruz. Savaşın da bir ahlakı olduğuna, tarafların da buna riayet etmesi gerektiğine inanıyoruz.

"Her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma savaş değil, katliamdır"

Maalesef İsrail ve Gazze'deki çatışmalarda bu ilke çok ağır bir şekilde ihlal edilmektedir. İsrail topraklarındaki sivillerin öldürülmesine açıkça karşı çıkıyoruz. Aynı şekilde Gazze'deki masumların hiçbir ayrım gözetilmeden sürekli bombardımana maruz bırakılarak katledilmelerini de asla kabul etmiyoruz. Bir şehrin suyunu, elektriğini, giriş çıkışlarını kesip, altyapısını çökerterek, camisinden kilisesine, tüm ibadethanelerini, okullarını yıkarak, insanların en temel insani ihtiyaçlarına erişmesini engelleyerek, içinde sivillerin yaşadığı binaları bombalarla yerle yeksan ederek, velhasıl her türlü utanç verici yöntemle yürütülen bir çatışma savaş değil, katliamdır.

"İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır"

Gazze'ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırıları dünya kamuoyu nezdinde İsrail'i hiç beklemediği ve istemeyen bir konuma itebilir. Sivil yerleşimleri bombalamak, sivil insanları kasten öldürmek, bölgeye insani yardım getiren araçları engellemek, üstelik bütün bunları maharet gibi sunmaya kalkmak devlet değil, ancak örgüt refleksi olabilir.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gazze’ye yönelik orantısız ve her türlü ahlaki temelden yoksun saldırıları, dünya kamuoyu nezdinde İsrail’i hiç beklemediği ve istenmeyen konuma itebilir.https://t.co/S7DgXX0BWR pic.twitter.com/1Ki1JpRs9C

İsrail devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır. Kelimeleri, kavramları, olguları eğip bükerek insanların doğuştan gelen temel hak ve özgürlüklerine fütursuzca saldırarak, verdikleri sözleri çiğneyerek yürütülen bir siyasetin hayırlı sonuçlar doğurması beklenemez. Ne bölgenin ne de dünyanın bölgedeki çatışmaların ve insanlık trajedilerinin sürmesine tahammülü yoktur. Mesele sadece oradaki mazlum ve mağdur insanların sorunu değildir, gelinen nokta itibarıyla mesele dünyanın tamamının küresel yönetim ve güvenlik düzeninin bu konuda sorumluluk ve yetki sahibi tüm kurumların haysiyet sorunudur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail, devlet gibi değil örgüt gibi davranırsa, sonunda örgüt gibi muamele görmeye başlayacağını unutmamalıdır.https://t.co/S7DgXX0BWR pic.twitter.com/7ifQwhiVBp

Filistin meselesinin çözümsüzlüğe mahkum edilmesinin müsebbiplerinden biri de verdiği sözlerin hiçbirini yerine getirmeyen uluslararası toplumdur. Birleşmiş Milletler ve diğer kuruluşlar Filistin halkını tek başına bırakmış, ahde vefa göstermemiş, Filistinlilerin hak ve hukukunu koruyamamıştır. Biz bunu yeni söylemiyoruz. Daha önce BM kürsüsünden bu hakikatleri tüm dünyaya açıkça söyledim.

"Üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız"

Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak, arabuluculuk ve 'adaletli hakemlik' dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız.

Bölgede bugüne kadar adaletsizliğe göz yuman insanlık, son hadiselerde de iyi bir sınav vermiyor. Bölgede etki sahibi aktörlerin sükuneti tesis etme yerine yangına adeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşılıyoruz. Amerika, Avrupa ve diğer bölgelerdeki devletleri taraflar arasında hakkaniyetli, adil ve insani değere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz. İnsani yardımların kesilmesi gibi topyekûn cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır. Kullandıkları yöntemler ve sonuçları itibarıyla eleştirilmeye de desteklenmeye de ihtiyacı olan taraflar arasında körü körüne bir tarafın safında yer almak, sadece yaşanan krizi derinleştirmeye yarar. Bunun için Türkiye olarak biz tarafları itidale davet ediyoruz. Bölgedeki savaşın bir an önce durmasını, taraflar arasındaki sorunların görüşmeler yoluyla çözümünü istiyoruz.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İnsani yardımların kesilmesi gibi Filistin halkını topyekun cezalandırmayı amaçlayan fevri kararlardan herkes uzak durmalıdır.https://t.co/bMAQVruijn pic.twitter.com/pcjVJl08rK

Pazartesi gününden itibaren bu doğrultuda pek çok telefon görüşmesi gerçekleştirdim. Aralarında Filistin ve İsrail devlet başkanlarının da bulunduğu devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 8 telefon görüşmemiz oldu. Sayın Abbas ve Sayın Herzog'a aklıselimle, devlet aklıyla, suhuletle hareket etme tavsiyesinde bulundum. Dün gece Rusya Devlet Başkanı Sayın Putin ve BM Genel Sekreteri Guterres'le bu konuyu değerlendirdik. Çatışmaların derinleşmesinin ve yayılmasının önüne geçilmesi konusunda gereken desteği vermeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak arabuluculuk ve adaletli hakemlik dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız. İnşallah bu tavrımızı sonuna kadar muhafaza edeceğiz.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bölgemizi içine girdiği bu anafordan süratle çıkarmak için Türkiye olarak, arabuluculuk ve 'adaletli hakemlik' dahil üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazırız.https://t.co/bMAQVruijn pic.twitter.com/IR2plJT9Ln

 

Son dönemde tüm bölgede ülkeleriyle tesis ettiğimiz yakın diyaloğu barışın tesisi için kullanacağız. Ne Gazze'de ne İsrail'de ne Suriye'de ne Ukrayna'da artık çocuklar, siviller, masum insanlar ölmesin, daha fazla kan akmasın istiyoruz. Bu son hadiselerle birlikte 'dünya 5'ten büyüktür' ifadesiyle dile getirdiğimizin tespitinin ne kadar yerinde olduğunu bir kez daha gördük. İnşallah bundan sonra bu itirazımızı daha gür seslendireceğiz.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Bölgede etki sahibi aktörlerin sükûneti tesis etme yerine, yangına âdeta körükle giden kışkırtıcı tavrını esefle karşılıyoruz. Amerika, Avrupa ve diğer bölgelerdeki devletleri, hakkaniyetli, adil ve insani dengelere dayalı tutumlar almaya çağırıyoruz. pic.twitter.com/P8S9GiYQfi

 

Altını çizerek bir kez daha ifade etmek isterim ki bölgeye kalıcı huzur ve barış ancak meşruiyeti Birleşmiş Milletler kararlarına dayanan 1967 sınırlarında ve coğrafi bütünlüğe sahip, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasıyla ve tüm dünya tarafından tanınmasıyla gelebilir. Bunun dışında yol aramak, bunun dışında hevesler peşinde koşmak sadece daha fazla yıkım, daha fazla gözyaşı ve can kaybı demektir. Üç semavi dinin kutsal mekanlarını bünyesinde barındıran Kudüs'ün mahremiyetine, Mescid-i Aksa'nın içinde yer aldığı Harem-i Şerif'in statüsüne saygı göstermeyen hiçbir adımı ve tasarrufu kabul etmedik, etmeyeceğiz.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER