Bakan Gül, Elazığ’da ”Mağdur Odaklı Adalet Buluşmaları Toplantısı”nda konuştu:
GÜNDEM”Bize göre devletin esası da temeli de insanın her alanda eşit ve adil bir muamele görmesi ve mağduriyetinin giderilmesidir. Bir devleti ayakta tutacak olan yegane şey mağdurun elinden tutma, mağdurun gözyaşını silme ve adaleti tesis etmedir, insanı yaşatmaktır” ”Bu yıl hukuk davalarında adli yardım için 153 milyon lira harcama yaptık. Ceza soruşturmalarında avukat görevlendirmeleri için 444 milyon lira ödeme yapıldı. 2021’de adli yardımdan 850 bin vatandaşımız istifade etti”
ELAZIĞ (AA) Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Bize göre devletin esası da temeli de insanın her alanda eşit ve adil bir muamele görmesi ve mağduriyetinin giderilmesidir. Bir devleti ayakta tutacak olan yegane şey mağdurun elinden tutma, mağdurun gözyaşını silme ve adaleti tesis etmedir, insanı yaşatmaktır." dedi.
Bakan Gül, Elazığ'da bir otelde düzenlenen "Mağdur Odaklı Adalet Buluşmaları Toplantısı"nda, kentte olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, toplantının anlamının çok değerli olduğunu söyledi.
Ceza adalet sistemine yönelik çok yoğun çalışma sürdürdüklerini belirten Gül, bugün burada bu sistemin ana sütunlarından olan mağdur odaklı anlayışı konuşacaklarını, fikir alışverişinde bulunacaklarını kaydetti.
Bu toplantıdan önemli sonuçların ortaya çıkacağına inandığını vurgulayan Gül, vatandaşı derdiyle baş başa bırakmayan, adliyede kendisiyle baş başa bırakmayan bir sistemi inşa etmek için çalıştıklarını anlattı.
Gül, "Bize göre devletin esası da temeli de insanın her alanda eşit ve adil bir muamele görmesi ve mağduriyetinin giderilmesidir. Bir devleti ayakta tutacak olan yegane şey mağdurun elinden tutma, mağdurun gözyaşını silme ve adaleti tesis etmedir, insanı yaşatmaktır. İnsan yaşarsa devlet yaşar. Tüm bu çalışmalarda işte bu uygulamaları yerinde görmek, birlikte müzakere etmek, daha iyi olması için neler yapılması gerekiyorsa onları ince ince çalışmak üzere bu toplantıları icra ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin yolunun hangi inançtan, düşünceden, yaşam tarzından, etnik kökenden olursa olsun her insanı eşit, haklarıyla saygın gören ve onun hakkını, hukukunu en güçlü bir şekilde koruyan ve geliştiren bir yol olduğuna inandıklarını dile getiren Gül, bu anlamda yollarının insanı ve hukukunu, hakkını korumak ve geliştirmek olduğunu aktardı.
Bakan Gül, şöyle devam etti:
"Daha önce yaşanan mağduriyet vakaları, vesayet girişimleri, aktivizmler, mağrurluk bizim için hiçbir zaman ölçü olamaz. Onlar da yaptı, daha önce böyle oldu diyemeyiz. Onların yaptığı şeye bizler de benzersek o zaman oradan hiçbir farkımız olmaz. Düşmana benzediğimiz zaman yenilmiş oluruz. O yüzden düşmana ne zaman benzersek kaybedeceğimizi unutmadan daha önce bu topraklarda hangi yanlış varsa o yanlışları bir daha tekrarlamamak hepimizin ortak görevidir. Bir topluluğa olan kin, olumsuz bakış hiçbir zaman bizleri adaletten ayırmamalı. Bir insana, düşüncesine, yaşam tarzına, inancına, bir topluluğa olan farklı bakış açısı bizi adaletten ayırmaması gerekiyor. Bu bakış açısı bizim temel rotamızdır."
Bu anlayışla emin adımlarla yollarına devam ettiklerini anlatan Gül, bir vatandaşın hukuka aykırı muameleyle baş başa kaldığında da mağduriyetinin giderileceğine inanması gerektiğini bildirdi.
Bunun için durmadan devletin tüm kurumlarıyla çalışmaya devam ettiklerine işaret eden Gül, insanların bir korkuya, kedere ve suça maruz kaldığında bu hukuksuzluğun hızlı ve adil şekilde yargı tarafından hesabının sorulmasını beklediğini belirtti.
"Adliyenin kapısı vatandaş için daima huzur ve güven vermelidir"
Yargı adaletinin insanın sığınacağı en son liman, en son çare olduğuna vurgu yapan Gül, Edirne'den Kars'a kadar 84 milyon vatandaşın bu hakkına kavuşacağına yönelik hiçbir şüpheyi taşımaması gerektiğini dile getirdi.
Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Unutmayın ki sizler, vatandaşımız için devletin güler yüzü, insanı tutan, yaşatan o kıymetli elisiniz. Polisiyle, mübaşiriyle, zabıt katibiyle, hakimiyle, savcısıyla, jandarmasıyla, öğretmeniyle bütün kurum ve kurum görevlileri olarak sizler vatandaşla kucaklaşan kurumlarsınız. Vatandaş size bu gözle bakıyor, mağduriyetini giderecek kurum ve kişiler olarak bakıyor. Vatandaşımızla daima kucaklaşmak, samimiyeti ve özveriyi ortaya koymak sizin en temel vazifenizdir. Bu konuda da adliyenin kapısı vatandaş için daima huzur ve güven vermelidir. Başıma ne gelirse gelsin burada devlet, adalet var ve ben adalete kavuşacağım inancını verebiliyorsak o zaman hukuk devletini inşa etmişiz demektir."
Ceza adaletinin hep sanık odaklı yoğunlaştığını, bunun doğru ve önemli olduğunu belirten Gül, savunma hakkının da kutsal, ancak mağdur hakkının özellikle son zamanlarda yoğun şekilde gündeme gelen önemli bir başlık olduğunu vurguladı.
Mağduru bu anlamda merkeze alan mağdur odaklı çalışmaların da kıymetli olduğunu bildiren Gül, mağdur odaklı onarıcı adalet yaklaşımlarını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kamuoyuna açıkladığı yargı reformu strateji belgeleriyle paylaştıklarını, bunları da adım adım 2023'e kadar başarıyla uygulamaya devam ettiklerini kaydetti.
Mağdurlara yönelik çalışmada 41 bin görüşme yapıldı
Mağdurlara davaya katılma ve soruşturma aşamaları hakkında bilgi alabilme hakkını sağladıklarını ifade eden Gül, adli görüşme odaları kurduklarını, uzmanlar marifetiyle burada ifadelerin alındığını aktardı.
Bu uygulamayla 41 bin görüşmenin bugüne kadar gerçekleştirildiği bilgisini paylaşan Gül, Elazığ adli görüşme odasında da 141 görüşmenin yapıldığını anlattı.
"Bu rakamların her biri bir klasik sayı değildir, bir insan hikayesidir. Elazığ'da 141 insanın hayatına dokunulmuş, o mağdurların elinden tutulmuş ve uzmanlar marifetiyle yargısal süreçte destek verilmiş. Hukuki bilgilendirme anlamında da Elazığ adliyemizde 372 vatandaşımıza rehberlik yapılmış. 'Gel kardeşim ne sorunun var, nasıl yardımcı olabilirim?' diye bu çalışmalar yapıldı." diyen Gül, personelin büyük bir motivasyon ve heyecanla bunları yaptığını belirtti.
Bir diğer yeniliklerinin de yaklaşık 5 aydır başlayan uygulama olduğunu söyleyen Gül, şöyle konuştu:
"Bir konudan dolayı mağdur olan bir kişi şikayet ettiği zaman şikayetinin sonucunda savcılık, adliye ne işlem yapmış ona onun sonucu gelmiyordu, duruşmanın bilgisi geliyordu. Vatandaşımıza sonucunu bildiren bir uygulamayı da başlattık. Yani vatandaşımızın şikayet edip artık sonuçtan bihaber kaldığı bir uygulamaya son verdik. Şikayet ettim ve devlet bunu araştırdı. Devlet adeta vatandaşa hesap veren, sonucu bildiren anlayış ve yaklaşımla bu uygulamayı başlattık. Vatandaşımız da itiraz edecekse, savunmasını yapacaksa, davaya müdahil nasıl olacaksa tüm bu süreçle ilgili yakından yapılan çalışmaları da yine soruşturma aşamasındaki çalışmalardan bizzat bilgi sahibi oluyor. Bu vatandaşa verdiğimiz değer anlamında da çok önemli bir düzenleme olarak karışımıza çıktı. Bunların uygulamalarını ayrıca geliştirmeye devam ediyoruz. Temel yaklaşım bu anlamda vatandaş, 'devlet benim meselemle ilgileniyor', duygusunu verilmesidir."
Maddi imkansızlık yaşayan vatandaşlara destek
Adli yardımla ilgili maddi imkansızlık yaşayan vatandaşların yanında olmaya devam ettiklerini dile getiren Gül, Cumhurbaşkanının liderliğindeki Türkiye'nin sosyal devlet anlayışıyla da bütün dünyaya model ülke olduğunu vurguladı.
Bunun adli anlamda da örneklerinden birinin adli yardım konusunda ödeme gücünden yoksun vatandaşların yanında olmak olduğuna işaret eden Gül, "Bu yıl hukuk davalarında adli yardım için 153 milyon lira harcama yaptık. Ceza soruşturmalarında avukat görevlendirmeleri için 444 milyon lira ödeme yapıldı. 2021'de adli yardımdan tam olarak 850 bin vatandaşımız istifade etti." diye konuştu.
Bunları gelecek dönemde daha da artıracaklarını anlatan Gül, özellikle adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlüklerinin kurulmasıyla bu anlamda çok önemli uygulamalar yaptıklarını söyledi.
Bakan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Vatandaşımız zaten suçtan mağdur olmuş. Kadın şiddete maruz kalmış. Yaşlı ve engelli bir suça maruz kalmış. Bir de onu duruşma salonunun içinde failiyle yüz yüze getirerek tekrar o travmayı yaşatmayalım istedik. O fail orada hakimin savcının huzurunda olsun ve yargılamaya devam edilsin. Ama suçun mağduru bir daha o kişinin yüzünü görmesin, o yaşadığı travmayı bir daha yaşamasın ve örselemeyelim diye düzenlemeyi başlattık. Uzmanlar marifetiyle yine yargısal süreci takip ediyor ve konu neyse orada çok daha uygun ortamlarda bu çalışmaları hep birlikte yapıyoruz. Özellikle soruşturma savcılarımızın adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri, adli gözlem odalarıyla yakından çalışmalarını çok önemli ve kıymetli buluyoruz. Bunu çok önemsiyoruz. Belki bir mağdur için 10 dakika zaman ayıracağız ama o insan için çok önemli ve değerlidir. Suça maruz kalmış mağdur için kendisini değerli hissetmesidir. Evet ben bir suça maruz kaldım ama devletim yanımda. Bütün kurumlar benim yanımda diye hissetmesi çok önemli ve değerlidir. Bunun yerini hiçbir şey tutmaz. Bu duyguyu vermek en büyük görevimizdir."
400 yeni uzman göreve başladı
"Yargılamalar biter. Yargılamalarda beraat eder, mahkum olur, itirazlar yapılır. Ama asıl olan vatandaşımız. Bu iş ve işlemlerde mutmain olmuş mudur? İşin temel meselesi budur. Yoksa vatandaş adliyeye gidiyor ve meramını anlatamadan boynu bükük şekilde dönüyor mu?" ifadelerini kullanan Gül, o yüzden Türk milleti adına karar veren yargı mensuplarının en temel görevinin milletin mağduriyetini ve meramını en iyi şekilde dinlemek ve onun mağduriyetini gidermek olduğuna işaret etti.
Bunun anayasal bir görev, milletin de en haklı ve en temel beklentisi olduğunu kaydeden Gül, şunları dile getirdi:
"Bu konuda da sadece karar çıkarmak değil, adalet yerini buldu dedirtmek. Bu anlamda çok değerli ve kıymetlidir. Gerekçe tarafları tatmin ediyor mu? Bu konuda davayı kaybeden neden kaybettiğini anlamış mı? İyi bir gerekçe yazılmış mı? Bütün mesele bu konudaki hassasiyeti de hep birlikte daha güçlü bir şekilde göstereceğinize inancımız tamdır. Elazığ'da ve tüm Türkiye'de personel sayımızı artırıyoruz. Adli destek hizmetlerimizin artması yönünde ve daha verimli olması yönünde ve 2021 Ekim ayı başında 400 yeni uzmanımız göreve başladı. 200 kişilik yeni uzman alım ilanımıza da çıkmış olduk. Elazığ'da da sayılarımızı artırmış olacağız. Tüm bu çalışmalarda tüm kurumlarımız iş birliğiyle masa etrafında meseleleri konuşacaklar. Çocukların mağduriyetini önlemek, şiddete uğramış kadınların, engellilerin mağduriyetini nasıl gideririz, Elazığ örneğinde ve tüm Türkiye temelinde yeni önerileri de alacağız.
Özellikle çocuklara yönelik son yargı paketinde de önemli düzenleme oldu. Çocukların teslimi, boşanmış aileler, elbette boşanabilir ama faturasını çocukların çektiği çok acı örnekleri yaşıyorduk. Çocuk üzerinden o ilişkinin travmaya dönüşmesine gönlümüz hiç razı olmadı. Cumhurbaşkanımızın yıllardır bu anlamda vermiş olduğu talimatlar, yaklaşımlar ve hedefler de bu anlamda yasalaşmış oldu. Çocuğunu görmek için anne ya da baba gidip bir de para yatırıyor. Devlete diyor ki ben çocuğumu göreceğim. Bin lirasını yatırıyor masrafıyla beraber ve çocuğunu görüyor. Sonraki haftalarda bir daha oluyor. Adeta çocuğunu görmekten vazgeçen ve bu yaklaşıma insan kendi çocuğunu görmek için para öder mi? Biz bu uygulamaya 5. yargı paketiyle son verdik. Derhal yürürlüğe girdi ve şuan kimse çocuğunu görmek için devlete bir ödeme yapmıyor."
Çocuk teslimiyle ilgili düzenleme
Çocuk teslimiyle ilgili de çok önemli bir düzenleme yapıldığını, konu çocuk olunca çocuğun üstün yararı için geçiş süreciyle tüm ilgili kurumlarla çalışmalar yapıldığını kaydeden Gül, 2022'den itibaren ilgili tüm birimlerle uygun çocuk teslim merkezlerinde bu çalışmaların yapılacağını bildirdi.
Bu konuda Elazığ'ın da pilot uygulamada hızlıca başlayacakları illerden biri olacağını belirten Gül, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Böylece bir hayır duası almak ve çocuğun elinden tutmak hepimizin en değerli ve kıymetli kazancıdır. Hukuk istatistik meselesi değildir. Sayı değildir. Şu kadar kişi hakkında şu oldu bu oldu değil. Bir kişi hakkında haksız bir işlem olduysa onun vebali hepimizi sarar. Bir suçlu hakkında masumiyet şeklinde bir sonuç olursa o da hepimizin. Bir suçlunun cezasız kalmaması bir masumun da cezalandırılmaması en temel beklentidir. Dolayısıyla hukuk, adalet bir istatistikten değil, adalet hakkın tecelli etmesinden ibarettir. Bu çerçevede bu toplantıda yine mağdurun elinden tutmak için Elazığ özelinden ve Türkiye genelinde neler yapılabilir, iyi uygulama örneklerini paylaşarak ve Türkiye'ye dair çok önemli önerileri de dinleyeceğimiz toplantı olacak."
Elazığ Valisi Ömer Toraman da bir konuşma yaptı.
Toplantıya, Adalet Bakan Yardımcısı Uğurhan Kuş, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, İl Emniyet Müdürü Celal Sel, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Ali Yıldız, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Ömer Karişit, Elazığ Baro Başkanı Mustafa Yentür, AK Parti İl Başkanı Şerafettin Yıldırım, birim amirleri ve avukatlar katıldı.
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?