Adı gündemden düşmeyen ''aşı'nın insanlığı bir çok hastalıktan kurtardığı mazisi
GÜNDEMYeni tip koronavirüs salgınıyla yeniden gündeme gelen aşılar, insanlığın birçok hastalıktan kurtulmasını sağladı, bu alanda tarihteki ilk çalışmalar çiçek hastalığıyla başladı.
Kovid-19 salgını, tüm dünyanın gözünü aşı geliştirme çalışmalarına ve uygulamalarına çevirdi. Olumlu gelişmelerin yaşandığı ve Türk bilim insanlarının başarılarının da gündeme geldiği aşı çalışmalarında uygulamalara geçilmesi umut oldu. Günümüzde de olduğu gibi insanlık, tarih boyunca hayat kurtaran aşıları ve bu aşıları keşfedenleri dikkatle takip etti.
AA muhabirinin bilimsel kaynaklardan ve Sağlık Bakanlığı Aşı Portalından derlediği bilgilere göre, aşıya ilişkin bilinen ilk çalışmalar, çiçek hastalığıyla başladı.
Modern aşının tarihi 18. yüzyılda Edward Jenner ve çiçek aşısına dayanıyor. Bugünkü çiçek aşısının bilimsel olarak ilk çalışmalarını yapan 1749 doğumlu İngiliz cerrah Jenner, geliştirdiği aşıyı ilk olarak köyündeki çocuklar üzerinde denedi. Jenner, bilimsel olarak tıpta bir çığır açtı ve modern immünolojinin temellerini attı.
Çiçek aşısının ardından yaklaşık 90 yıl boyunca Fransız mikrobiyolog ve kimyager Louis Pasteur'ün 1885'te kuduz aşısını bulmasına kadar aşı alanında başka bir gelişme yaşanmadı.
Kuduz aşısını tifo, kolera ve veba aşılarının geliştirilmesi izledi. İnsanlık, 20. ve 21 yüzyılda onlarca yeni aşının bulunmasına tanıklık etti.
Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde aşı çalışmaları
Osmanlı Devleti döneminde aşı üretimi için çalışmalar ilk olarak 18. yüzyılda başladı. 1721'de İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta "İstanbul'da çiçek hastalığına karşı aşı denilen bir şey" yapıldığını bildirdi. Bu mektup, aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgeler arasında yer aldı.
Pasteur, kuduz aşısına yönelik çalışmalarını sürdürebilmek için dönemin devlet başkanlarına maddi katkı için yazı gönderdi.
Sultan 2. Abdülhamid, Pasteur'ün bu talebini, çalışmalarını İstanbul'da sürdürmesi şartıyla kabul edeceğini bildirdi. Bu teklifin Pasteur tarafından kabul görmemesi üzerine ikinci teklif oluşturuldu ve Pasteur'e Mecidiye Nişanı ile birlikte 10 bin altın gönderildi, aynı zamanda Osmanlı'dan 3 kişinin de asistan olarak yetiştirilmesi istendi.
Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane'den müderris Alexander Zoeros Paşa'nın başkanlığında Kaymakam Hüseyin Remzi ve Kaymakam Veteriner Hüseyin Hüsnü beylerin gönderilmesine karar verildi.
Daha sonra bu ekip çalışmalara temel teşkil etmesi için "kuduz mikrobu" enjekte edilmiş bir kemik iliğiyle geri döndü. 1887'nin Ocak ayında Zoeros Paşa'nın kliniğinde Daûl-Kelp ve Bakteriyoloji Ameliyathanesi (Kuduz Tedavi Müessesesi) kuruldu. Bu kurum dünyada üçüncü, doğunun ise ilk kuduz merkezi oldu. Daha sonra bu merkez difteri serumu da üretti.
Çiçek aşısı için kanun çıkarıldı
Çiçek aşısının uygulanması için kanun çıkaran Osmanlı, 1887'de kuduz aşısını getirtti. Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şahane'de ilk kuduz aşısı üretildi, 1892'de bakteriyoloji hane ve ilk çiçek aşısı üretim evi kuruldu. Tifo 1911'de, kolera dizanteri ve veba aşıları 1913'te ilk kez hazırlandı, uygulandı.
Verem aşısı üretimi ise Türkiye'de 1927'de başladı. 1931'den 1996 yılına kadar tetanoz ve difteri aşıları üretildi. 1937'de ise kuduz serumu üretilmeye başlandı. Kolera salgını için 1940'ta Çin'e aşı gönderildi. Tifus aşısı ve akrep serumu üretimine 1942'de başlandı, 1947'de Biyolojik Kontrol Laboratuvarı kuruldu.
İnfluenza Laboratuvarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından Uluslararası Bölgesel İnfluenza (grip) Merkezi olarak tanındı ve influenza aşısı üretimine geçildi. 1976'da da "Kuru BCG" aşısının deneysel üretimi başladı, 1983'te bu aşıda üretime geçildi.
Kurtuluş Savaşı dönemi
Kurtuluş Savaşı sırasında zor koşullar altında hayvan ve insan aşıları üretilmeye devam edildi. İstanbul'un işgali sonrasında aşı merkezi önce Eskişehir, daha sonra da Kırşehir'e taşındı.
Aynı dönemde Afyon'da da çiçek aşısı üretilmeye devam edildi. Erzurum'daki serum laboratuvarı Rus işgali sırasında Halep, Niğde, Sivas ve Erzincan'a taşındı. Kastamonu'da da aşı üretimi yapıldı.
İlginizi Çekebilir
Zap'ta kilit kapandı
Terör örgütüne "pençe" darbesi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Bu yılın başından itibaren 2 bin 564 terörist etkisiz hale getirilmiştir. En son, kahraman Mehmetçiğin büyük özverisi ve gayretiyle artık Zap’ta da kilit kapatılmıştır" dedi.
İsrail'e hiçbir ürünün ihracatına izin vermiyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Filistin Ekonomi Bakanı’nın özellikle paylaştığı bilgiyi tavsiye ederim. 624 kodu İsrail’e ihracattır. 625 kodu da Filistin’e ihracattır. 624 kodlu hiçbir ürüne izin vermediğimizi söylemek isterim” dedi
Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunuyor
NATO Genel Sekreteri Rutte, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la bir araya gelmeyi sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Giderek öngörülemez hale gelen bir dünyada Türkiye, İttifakımıza paha biçilmez katkılarda bulunarak güney kanadımızdaki caydırıcılığı güçlendiriyor" dedi.
Türk Dünyası Şartı kabul edildi
Ortak tarih, ortak edebiyat, ortak kültür... Türk Dünyası, gücünü Türk Devletleri Teşkilatı ile artırıyor. Türk Devletlerinin liderleri kardeşlik bağlarını güçlendirmek ve dayanışma ruhunu sürdürmek için Ortak Türk Dünyası fikrini benimsedi. Peki Türk Dünyası Şartı nedir?