Ye’se kapılmak yok!
19 Nisan 2019, Cuma 09:33 5694 kez okundu.Bazı sayfalarda, AK Parti ile CHP'lilerin tartışmalarını okuyorum.
CHP'yi tercih edenler, "Sandığa saygı duyun!" derken; AK Parti'yi tercih edenlerden kimi "Hangi sandık, çalarak kazandığınız mı!" diyor.
Kimi AK Parti seçmeni de özeleştiri yapıyor ve parti ile ilgili olumsuzlukları sıralıyor. Bu çok kıymetli bir şey.
Aslında her iki taraf için de oldukça tatsız bir durum yaşadık. Keşke bir oy farkla kazanılsa/kaybedilseydi de akıllarda şüpheler yer bulmasaydı.
Çeşitli itirazların kabulü sonucunda ciddi bir oy oranı, Binali Bey lehine eklendi. Hatta eklenen bu oy miktarı aradaki son farktan daha fazla olunca, bu, yeniden tüm sandıkların sayımını, haklı olarak gündeme getirdi.
YSK bunu kabul etmeyince, olağanüstü itiraz yoluna gidildi. Bu itiraz, nasıl sonuçlanır, seçimlerin yenilenmesi talebi ne olur bilemeyiz.
Mevcut durumda İstanbul’un B. Başkanı Ekrem İmamoğlu olmuştur. Ülkemiz ve İstanbul’a hayırlı olmasını diler, tüm bu sıkıntılı sürece rağmen, demokrasinin işlemesinden gurur duyarız.
Acaba tersi olsaydı, biz şimdi neleri konuşuyor olacaktık? Bu da ayrı bir tartışma konusu.
CHP, hiçbir dönem sandığa saygı duymadı. Hala da duymuyorlar.
Saygı duydukları tek sandık, içinden kendileri lehine çıkmış olan sandıktır. 17 yıl boyunca tek bir CHP’liden, “Sandığa saygı duymalıyız!” ifadesini duyan var mı; şahsen ne duydum ne okudum.
Yine bunca yıl seçim kaybeden CHP ve onun lideri bir kez bile, öz eleştiri yapıp halka neden inemediklerini ortaya koydular mı?
İttifakın katkısıyla sağlanan bu konumdan CHP’nin değiştiğini düşünmek biraz hayal olur. Yine de kazanmak için yapılan ittifak ve aday profillerinin, değişimde etkili olup olmayacağını göreceğiz.
CHP değişmedi ama en azından değişmek ya da “rol yapmak” zorunda olduğunu kabul etmiş gibi görünüyor.
Bu zamanla neye evrilir? Kitlesini bu değişime yani artık rol yapmak yerine halkın değerlerine sahiden saygı duyma sürecine evirir mi?
Yoksa mevcut zihniyetini, yeni nesle aktarıp büyüyebilir mi bunun takipçisi olacağız.
Subjektif olsa da gözlemim, gençlerin küçük gruplar dışında çok da ideolojik, etnik ve dini ayrışmalara prim vermediği yönünde.
Teknoloji ve iletişim sayesinde çok daha farklı noktalarda buluşurken, kendi bireysel sınırlarından taviz vermiyor ama diğerine de saygı duyuyorlar. (Umarım bu izlenimim yaygındır.)
Değişmeye direnen CHP, muhtemelen küçülüp marjinalleşirken, içinden başka bir yapı çıkabilir. İşte o yapı oy almak için rol yapmak yerine bunu artık gerçeğe/olana saygı duyanlardan oluşacaktır.
Bununla birlikte o kadar çok şey değişti ki; bakınız aday profillerine.
İttifaklara bakınız. Evet zorunlu, rol, kerhen oldu bunlar diyebilirsiniz.
Eskiden neden zorunlu değildi?
1946'dan beri başlayan bir yolculuğumuz var.
Erdoğan Dönemi, bu hareketin en belirgin ve kızıştığı dönem...
Bana göre de en başarılı dönem...
Bu yolculukta kaybedilmiş gibi görülen şeylerin de kazanç olduğu, günlük veya kısa vadeli bakışla anlaşılması zor olabilir.
Ye'se kapılmaya gerek yok; yolculuğa devam...
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum