İstanbul
12 Mart, 2025, Çarşamba
  • DOLAR
    36.61
  • EURO
    39.93
  • ALTIN
    3435.3
  • BIST
    10.61
  • BTC
    83646.244$

Ok Yaydan Çıktı Bir Kere

03 Şubat 2018, Cumartesi 10:19 1316 kez okundu.

Afrin operasyonu sürüyor. Devlet, bu operasyon ve gerekçelerini tüm dünyaya anlatırken, ülke içindeki muhalefet ise hem bunu destekliyor gibi görünüp hem de, farklı yollarla itibarsızlaştırmaya, zaten ön yargılı olan Batı’ya malzeme vermeye devam ediyor.

TSK’ya laf söylemeye cesaret edemeyince, bu kez ÖSO üzerinden vuralım deyip, nasıl konsolos olduğuna şaşırdığım zatın bir canlı yayında “ÖSO, El-Kaide’den çıkmıştır!” demesiyle, gazeteci Çetiner Çetin’in öfkesini kontrol etmeye çalıştığı gözden kaçmıyordu.

Canlı yayında söylenen bu söz keşke bir gaf olarak kalabilseydi ve şu ortamda ülkenin ana muhalefeti tarafından sahiplenmek yerine karşı çıkılsaydı, bu operasyonu gerçekten desteklediklerini düşünebilirdik.

Bir dediği bir dediğini tutmayan, bir gün savaşa karşı olup, ertesi gün Süleyman Şah Türbesi için, “Taşınması yerine, gerekirse çok sayıda şehit verilmeliydi.” diyebilen bir muhalefet lideriyle işimiz oldukça zor.

Muhalefetin ana görevi adı üstünde muhalif olmak. Fakat bunun da bir kriteri bir ölçüsü vardır. Bu konuda birçok şey sıralayabiliriz ama herkesin uzlaşacağı asgari müşterek, ülkelerinin yararı-çıkarı ve terör, savaş, doğal felaketler gibi konularda birlikte hareket edebilmek ve bu alanlarda muhalefet edilirken azami özen ve dikkatin gerektiğidir.

Canlı yayında, ÖSO ile ilgili bu ifadeyi kullanan şahıs partiden tepki görmeli ve bu ifadeden dolayı özre davet edilmeliydi. AK Parti ve Erdoğan nefretleri yüzünden, ülkenin haklı operasyonuna gölge düşürmenin, Batı’da soru işareti yaratmanın, ana muhalefete ne faydası var acaba!

El-Kaide sıradan bir terör örgütü değil; ABD’deki ikiz kulelere saldırdığı iddiasıyla, özellikle Müslümanlara savaş açılmasına neden olan bir örgütün adı. Örgütü kuran da ABD, bu ayrı konu ama neticede ABD ve Batı kamuoyunda adı iyi bilinen bir örgüt.

Batı ve ABD, kendi sınırları içinde şiddet kullanan örgütleri doğal olarak terör örgütü olarak nitelerken aynı hassasiyeti sömürmeye çalıştıkları Ortadoğu coğrafyalarında göstermezler. Örneğin DEAŞ için, terör örgütü derken, PKK için;  “DEAŞ gibi bizim ülkemizde şiddet kullanmadı.”  diyebiliyorlar. (Bu arada  30 yıldır faili bulunamayan İsveç Başbakanı Olof Palme’ nin katilinin de PKK olduğunu bu terörist seçici ve sevicilere hatırlatmak lazım.)

Batılılar, sözcükleri çok iyi seçer ve insanların algılarıyla fevkâlâde oynarlar. Mesela DEAŞ için “Cihadist Örgüt” terimini kullanarak, İslamofobiye katkı yapıyorlar. Zaten, sömürdükleri ülkelerdeki müstemlekeleri ve gönüllü kuklalarını da bu becerileriyle elde ederler. Birçok aydın, gazeteci veya çeşitli meslek grubundaki eğitimli kişiler,  farkında bile değildir, onlara gönüllü hizmet ettiğinin. Zira, eğitimleri boyunca, kendi tarihi ve halkına sistemli olarak yabancılaştırılırlar.

İşte bugünlerde yaşadığımız tam da budur. Bu operasyonun neden yapıldığına dair sayısız yazı yazıldı ve yetkililerce ifade edildi. Her ülkenin uluslararası anlaşmalara uygun olarak, sınırında kendi güvenliğini tehdit eden unsurlara karşı gerekeni yapma hakkı vardır. Kaldı ki bu tehlike bizim için yeni de değildir.

Türkiye 40 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele etmektedir. PKK’nın ne olduğunu, cinayetlerini, canlı bombalarını, yakıp yıktığı köyleri, öldürdüğü binlerce Türk ve Kürt gençlerini tekrar tekrar yazmaya gerek var mı?

ABD ve Batı’nın kendi sınırlarında olmayan ülkelere çeşitli bahanelerle girip işgal ettiklerini biliyoruz. Son günlerde Türkiye’yi  “işgal” konusunda uyarmalarına karşın  verilen yanıtlar da yerini buldu.

Cezayir, Afganistan, Libya ve yakın tarihte Ortadoğu’da yaptıklarının yüzlerine vurulmasını beklemiyorlardı.

Çünkü eskiden olduğu gibi karşılarında, her dediklerine boyun eğen ve hakkını aramayan bir Türkiye yoktu. Sanki görünmez bir kafes içine koydukları bölge halkını,   denek olarak kullanmaya alışmışlar. Artık bu sömürgeci güçlere karşı, (içimizdeki mankurtlara rağmen) daha dik duran ve konumunun farkında olan bir devletimiz var.

Aslında onların korktuğu da Türkiye’nin Afrin’ i işgal etmesi değil, bölgede emperyalizme karşı bir bilinç uyandırmasıdır…

Korkmakta da haklılar…

Evet zor; evet içimizde ve bölgede epeyce bir kuklaları mevcut…

Ancak, ok yaydan çıktı bir kere!

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Facebook Yorum