İstanbul'da Bazı Semt İsimlerinin Tarihi
ŞİŞLİ
Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve 'Şişçilerin Konağı'nın zamanla değişikliğe uğrayarak 'Şişlilerin Konağı' hâline gelmesiyle semtin adının 'Şişli' olarak kaldığı anlatılıyor..
PENDİK
Roma İmparatorlugu döneminde “her tarafı surlarla çevrili” anlamını taşıyan Pantecion, Latin egemenliğinde ise “duvar” anlamına gelen Peninda-kot ismini almıştır. Bu da bizi, Pendik'in Roma İmparatorluğu tarafından bir savunma hattı olarak kullanıldığı bilgisine götürüyor..Benzer bir hat, batıda..Trakya Çatalca'da da mevcut; Hadrian surlarıdır..
SÜTLÜCE
Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde, Roma dönemi 'Süt-Menba't' isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, 'Sütlüce' olarak anılır oldu..
AHIRKAPI
Eskiden, bu sahil yolları yapılmadan önce, Roma İmparatorluğu'nun 1100 yılda kademe kademe inşa ettiği Konstantinapolis-İstanbul surları denize sıfır yapılmışlar idi ve kara kısmı surları gibi, bu deniz kısmı surlarında da, deniz yolu ile ulaşımı sağlayan kapılar vardı..Ticaret ve ulaşım bu kapılara yanaşan; mavna ve sal türü deniz araçları ile yapılırdı..Sur içinde de atlar için haralar vardı..Haralarda yetiştirilen atlarda savaş ve satış için bu kapılardan sevk edilirdi..İşte bu, Marmara denizi'nin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semt de, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için 'Ahırkapı' ismi verildi..
TAHTAKALE
Sözlük anlamı; 'kale altı' olan Taht-el-kale'nin bozulmasıyla Tahtakale'ye dönüşen semtin, Mercan ve Beyazıt dolaylarında Süleymaniye Camii'nin alt kısmında kalan, teras tipi eski Roma döneminden kalan..sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor..
ŞAŞKINBAKKAL
Henüz, İstanbul'a Anadolu'dan göç furyası başlamamış ve kalabalık yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkânı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala 'Şaşkın Bakkal' isimli yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt 'Şaşkınbakkal' olarak anılmaya başlandı..
EMİNÖNÜ
Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi 'Emin'lere aitti. Semt, adını burada deniz kenarında bulunan 'Gümrük Eminliği'nden alıyor..
TAKSİM..
Fetihden beri gayrimüslümlerin iskan ettiği bölgeye ilk olarak Mimar Sinan tarafından bir üstü kapalı şadırvan türü, bir sebil çeşme yapılmıştır..Taksim meydanı İstiklal caddesi girişinde..halkın türbe sandığı üstü kapalı yapıdır, önünde de kuru bir çeşme ağzı mevcuttur..1970'lere kadar, İstanbul'da su katırlar ile satılan bir ticari meteryal idi..Bu çeşmenin olduğu bölgede, Osmanlı dönemi su katırcılarının yoğun olduğu bir su pazarı idi..
Eski adı, Cadde-i Kebir(Büyük Cadde) olan İstiklal Caddesinde, yabancı devlet konsolosluk sarayları yoğunlaşınca; 1.Mahmut dönemi 1730'larda bentlerden semte ulaştırılan su için büyük bir havuz olan bir 'maksem' ve su dağıtımı için bir su kulesi yapılmıştır..sonrasında, bu maksemin sadece meydan tarafı duvarı kalmış ve sonrasında da bu maksem alanına Taksim Cami yapılmıştır..
Suyun bölgeye taksim edildiği bu alanın adı da, halk arasında 'Taksim' olarak kalmıştır..
ÜSKÜDAR
Roma İmparatorluğu zamanı, 'Skutari' denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt 'Skutarion' diye anılıyordu. Bu isim zamanla 'Üsküdar'a dönüştü..
ÇENGELKÖY
Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor..
GALATA
Bizim, Roma dediğimize batılılar; Röm olarak telaffuz ediyor..asıl söylenişi bu..Roma İmparatorluğu değil, asıl söylenişi; Röm Emparior'dır..Romalılar da Röm oluyor, biz Fetihden sonra kalan Romalılara da Rum demişiz..ayrıca, Rumların ortodoks din bağı hariç bizim Yunan dediğimiz İonlar ile de bir bağı yoktur..yani, Yunanlıların Roma mirascılığı da alakasızdır..Roma İmparatorluğu'nun asıl mirasçısı biziz ve son Roma İmparatoru da Fatih Sultan Mehmet'tir..Fatih Cami'ndeki türbesinin olduğu alan da Roma İmparatorları 'sezar'ların gömüldüğü bir alandır..
Gala, Rumcada "süt" anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galatia'nın adı semtteki süt mandıralarına gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise; Roma döneminde sur içinde asırlardır yaşayan katolik tüccar kolonileri Venedik ve Ceneviz(şimdi Genao isimli kent) şehir devletlerinin tüccarlarının İtalyanca 'denize inen yol' anlamına gelen 'Galata' kelimesi düşünülerek bu isim verildi..
İtalyanca der iken; 1860 yıllarına kadar İtalya isimli bir devlet yok idi..Bu tarihe kadar İtalya toprakları; Napoli, Venedik, Genoa (Ceneviz diyoruz), Pisa, Ancona ve Roma gibi.. birer şehir dükalıkları tarafından yönetilen ortaçağ şehir devletleri idi..Güneydeki büyük ada olan Sicilya ise, zaman zaman Endülüs islam hakimiyetine girmiş bir krallıktı..
BOSTANCI
Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor..
VELİEFENDİ
Hipodrom bir zamanlar Şeyhülislam Veli Efendi'nin sahibi olduğu topraklar üzerinde kurulduğundan semtin adı Veli Efendi'yle anılıyor..
ÇATLADIKAPI
Roma zamanında yapılan surların 'Sidera' adı verilen kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı 'Çatladıkapı' olarak anılmaya başladı.
Konstantinapolis-İstanbul surları; Surların uzunluğu 22 km'dir. Haliç surları 5,5 km, kara surları 7,5 km, Marmara surları 9 km'dir. Kara surları üç bölümden oluşur: hendek, dış sur, iç sur..1100 yılda kademe kademe yapılan bu surlarda 50'den fazla kapı ve küçük bir kale olan 300'den fazla burç vardır, burç ve surların çoğu yıkıktır ama birçok kapı hala kullanılmaktadır..Bu kapılar; Roma İmparatorluğunun ihtişamlı dönemlerinde..sur yüksekliklerine kadar çok çok yüksek iken..bu Roma kapıları, imparatorluğun zayıflaması ile her kuşatma ile tarihle beraber..kemer, kemer aşağı doğru küçülmüştür..bunu, en belirğin olarak Edirne kapıdan güney Top kapı yönündeki düzlükte, tamamen kapanmış olan kapıda gözlemleyebilirsiniz..yaklaşık 5-6 kez kapı kemer kemer inilerek ufaltılıp, küçültül- müş ve en son tamamen kapatılmıştır..
FERIKÖY
Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feri’den alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Feri’nin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı..
HORHOR
Fatih semti, İskenderpaşa Aksaray vadisi tarafında bulunan semtin adı; Fatih Sultan Mehmet bölge civarında yürürken yerin altından su sesleri duyar ve yanındakilere, “Buraya bir çeşme yapın baksanıza ‘hor hor’ su sesleri geliyor” der ve buraya bir çeşme yapılır. Çeşme de semt de Horhor ismiyle anılıyor..
UNKAPANI
Bazı satış yerlerinde Arapça’da ‘Kabban’ adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Doğal bir liman olan Haliç sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı..
OKMEYDANI
Fetih Ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış..Fetihten sonra da bu geniş tepe düzlüğe plato da bir okçu ocağı açılmıştır..Kağıthane deresi düzlükleri tarafı da yüzlerce yıl orduya kışla-k olmuştur, en son Çağlayan tepe dipleri de topçu birliği ve atış talimğahlarıdır..
Yeniçeri ocakları kapanana kadar da, o tarihte duyduğunuz bir çok savaşta savaşmış ve şehid olmuş yiğitler bu geniş düz topraklarda okçuluk eğitimini almışlardır..
Şimdi, devletimizin vakıf çabaları ile yeniden dünya şampiyonlukları kazanan okçuların yetiştirildi bu Okçular tekkesinin baruthane deresi kısmında Sadrazam ve Kaptanı deryalık yapmış olan Piyale Mehmet Paşa'nın yaptırdığı Piyale Paşa Cami mevcuttur..
Sarayburnu saray kısmından, bu cami avlusuna kadar..zamanında Feriköyden Kasımpaşa Haliçe kadar büyük bir dere olan Baruthane deresinden kayıklar ile gelen devlet erkanı..okçu ocağını teftiş etmeden, şehidler yetiştiren bu mübarek topraklara, Kadılar Çeşmesi(şimdi kadınlar çeşmesi deniyor)'nde abdest almadan ayak basmazlar idi..
KADIKÖY
Khalkedon, Kadıköy'ün eski adı. Hikayeye göre, milattan önce 7. yüzyılda, bir kavim kendilerine yeni bir yer arar yerleşmek için ama nereye yerleşeceklerini bilemez. Sarayburnu'na yerleşirler, Byzantion şehrini kurarlar ve karşı kıyıya da Khalkedon yani 'Körler Ülkesi" adını takarlar..
BEYOĞLU..
Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre, Islamiyet'i kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alıyor semt..Diğerine göreyse, 'Bey Oğlu' diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı..
TUZLA
Osmanlı Döneminde ıstanbul'un tuz ihtiyacını karşılayan, burada bulunan Tuz Gölünden adını almaktadır. Yetmiş yıl evveline kadar bu gölden tuz çıkarılmaktaydı..
KARTAL
Kartal adını ilk defa Roma zamanında sahilde balık avlamak için gelip buraya yerleşen "Kartelli" isminde bir balıkçıdan almıştır..
MECİDİYEKÖY
Abdülmecid, Sırbistan civarından gelen muhacirleri iskân etmek için, burada bulunan dutlukları onlara vererek bir köy kurmalarını sağlamıştır. Köye de Abdülmecid'in anısına; “Mecidiye Köyü” adı konulmuştur..
Yorum Yazın