İnce’den İnciler
28 Mayıs 2018, Pazartesi 10:14 871 kez okundu.Salt muhalefet amacıyla, anlamlı/anlamsız veya ucu nereye varır düşünmeden bir şeyler söyleyip duruyor.
Karşısındaki gazeteci ise biraz deşip açmasını isteyince, başlıyor slogana ve klişe söylemlere.
CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’den bahsediyorum.
Geçen akşam canlı yayında, yer yer güldüren bir röportaj verdi Muharrem İnce.
Nasıl laf sokarım, nasıl Erdoğan’ı refüze ederime takılmış bir aday. Gerçekte ortaya konan ne bir vizyon var ne de herhangi bir proje.
Polemik, demagoji ve laf kalabalığı ile sorulara yüzeysel cevaplar verip, göz boyamaktan öte bir şey yoktu.
Konuşurken, sık sık notlarına bakıyor, notları atlamamak için çaba gösteriyordu.
Ülkenin sorunlarından bihaber bir izlenim yaratan İnce, sürekli Fizik öğretmeni olduğunu vurgulayarak, “benim kafam çalışıyor” mesajı vermeye çalıştı. Aslında, tam tersine bir imaj yarattığını, bunca yıl siyasette olan birinin bilmemesi de çok ilginç.
Kendine güvenen biri gibi bir tablo çizmeye çalışsa da karsısındaki rakip için bütün bunlar fıtri bir şey olunca, bu farkı kapatmak için çok daha fazla bilgi birikimi, ülke sorunlarına hâkim bir duruş gerekiyor.
Fakat, eline tutuşturulan notlarla, mülakattaki bir memur adayı manzarasından kurtulamıyor. Elbette bir takım rakamsal veriler için notlara bakılmalı bu ayrı. Ancak kendini sınavda hisseden ve göz ucuyla sürekli notlarına bakan birinin, Erdoğan karşısında hiç şansı yok!
İsterdik ki, gümbür gümbür bir aday olsun da karar vermekte zorlanalım. Neticede bu ülkenin daha fazla gelişip kalkınması için, iyi yöneticilere ihtiyacımız var. Maalesef, Millet İttifakında böyle bir aday yok.
Ya çakma bilgeler ya “bıyıklı” ablalar ya da sevimli numarası yapan terörist sözcüleri… Ben de nankörüm mü ne! Seç beğen al, nerede var bu kadar renkli aday!
Bakalım TV’de ne inciler dizmiş M. İnce!
M.İNCE : Ben partili CB değilim; olmayacağım 81 milyonu kucaklayacağım.
GAZETECİ: CHP tabanı da sizin gibi düşünüyor; kimi HDP'ye kimi de İYİ Parti'ye oy verecekmiş, söylenenlere göre…
M.İNCE : Biz hayır kurumu muyuz? (Partisini kast etti, partisiz adayımız!))
M.İNCE : Gülen, ABD'den usulüne uygun olarak istenmedi. Ama istenmedi demiyorum.
GAZETECİ :ABD'li kaynağınıza mı inanıyorsunuz, kendi devletinizin açıklamalarına mı?
(Adalet Bakanlığı, İnce’ye iddiasını yalanlayan bir yanıt vermişti.)
M.İNCE : Ben işin uzmanı değilim, 2 kişi gider bakanlıktaki dosyaları inceler, söyler.
Usulüne uygun istenmemiş bence.
(İnce, “evet ABD’li kişiye inanıyorum” demek istiyor. Zira, bizdeki dosyaları incelemek için daha 2 uzmanı gönderecekmiş bakanlığa.)
Gazeteci, "Usulüne uygun istememeyi bilinçli mi yaptılar?" diye sorunca da "Aynen bilinçli yaptılar." diye cevap verildi İnce tarafından.
GAZETECİ : Siz usulüne uygun istediğinizde ABD Güleni verir mi?
M.İNCE : Adil yargılayacaksınız ve yargınızın güvenilirliğini ispatlayacaksınız, güvenirlerse size……
(Demek ki 90’lı yıllarda, adil ve güvenilirmiş yargımız Öcalan’ı verdiklerine göre)
GAZETECİ : Verir mi ABD? Ve ABD'li kaynağınızı açıklayacak mısınız?
Ve başladı klişeler. Erdoğan 2001’de ABD’ye gidip Gülen’i ziyaret etmiş, bazı vekiller de gitmiş, ne istedik de vermediler denmiş………. Ortaklarmış zaten……….
Tecrübeli gazeteci sorularla bastırınca;
“Biz usulüne uygun isteyeceğiz. Kaynağımı CB olunca açıklayacağım. Şimdi riske atmam kaynağımı. Bu konuyu kapatalım artık.” diyerek çareyi kaçmakta buldu.
İlginç geldi ABD’li kaynağın risk altında olduğunu söylemesi.
Sanırım ABD’li derken içlerindeki ABD’lilerden birini kastetmiş olmalı.
Aksi halde, ABD’li görevliyi risk altında bırakan gücümüzden, etkilendim.
İyi ki varsın Erdoğan!
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.
Facebook Yorum