Hayat Nasıl Iskalanır?
Şu çok kullanılan "hayatı ıskalamak" ifadesi sizin için ne anlama geliyor?..
Şüphesiz birçok insanın bu konudaki görüşü farklı olmalı. Mesela;
Kimileri için hayatı ıskalamak bugüne kadar erteledikleri, korku ve endişeleri yüzünden doya doya yaşayamadıkları, ardında bıraktıkları ve ‘keşke’leridir. Böylece kalan hayat pişmanlıkla, başta kendisine ve çevresine karşı öfke ve huzursuzluk içinde sürer gider.
Kimi için hayatı ıskalamak yapılması gereken şeyler, görülmesi gereken yerler, okunması gereken kitaplar, yapılması gereken işler, izlenmesi gereken filmler varken, bunların birçoğunu yapamamaktır.
Kimi için hayatı ıskalamak hayatının amacı olarak gördüğü, ulaşmak için çabaladığı ve sonunda sahip olduğu şeylerin kendisine pek bir şey katmadığı gerçeğini görmek, hayal kırıklığı içinde vaktini boşa geçirdiğini düşünmektir.
Kimi için hayatı ıskalamak yapamadıklarının yapabildiklerinden çok fazla olması yüzünden kendince hayata teğet geçmiş olmaktır.
Kimi için hayatı ıskalamak "ben asla madde için yaşamam" dedikten sonra yalnızca duygularıyla hareket edip, nefsinin bencil tutkularının tutsağı olmak ve bu yüzden gerçek mutluluğu asla yakalayamamaktır.
Kimi için ise halâ geçmişte takılıp kaldığı için yaşadığı günün değerini bilememektir. Ya da kendisi için değil hep başkaları için yaşamış olmaktır.
İnsan, hayatı ıskalamamak adına sayısız çözüm de üretir. Ölümü hatırlamak ama hayata daha sıkı tutunmak için bunu yapmak ya da yalnızca günü yaşamak gibi sayısız anlamsız çözüm.
Allah'tan yüz çevirerek yaşamış yaşlı bir insana neler yaşadığını sorsak, o da hayatı nasıl ıskaladığını anlatacaktır. Muhtemelen alacağımız cevap, "bunca yıl yaşadım ama hiçbir şey anlamadım. Ailem için yaşadım, para kazanmak, onlara bir şeyler bırakabilmek için yıllarca çalıştım. Ancak artık çok yaşlandım, dünyadan bir şey anlamadan ölüp gideceğim. Sonra da her şey bitecek…”
Bu kişinin düşüncesi gerçekte doğrudur; hayatı ıskalamıştır ancak asıl ıskaladığı sonsuz ahiret hayatıdır. Düşündüğünün aksine ölüm hiçbir şeyi bitirmeyecektir. "Keşke o (ölüm her şeyi) kesip bitirse” (Hakka Suresi, 27) dese de, ölümle her şey yeni başlayacaktır.
Peygamberimiz (asm) şöyle buyurur: "Şüphesiz ki Allah ahirete ait bir amel karşılığında dünyalık verir; fakat dünyalık bir amel karşılığında ahireti vermez!" (Suyuti, Münavi)
Samimi inanan insan, dünya hayatına dair beklentilerini gerçekleştirme konusundan çok, sonsuz hayatında nimetleri kazanabilecek bir ahlâka sahip olma konusunda dikkatlidir.
İmanı kalbine yerleştirmiş insana Allah, hem dünyanın hem de ahiretin tüm güzelliklerini bahşeder. Kalben, ruhen ve bedenen Allah’a tam bir teslimiyetle teslim olması karşılığında insan her an mutluluğu ve güzelliği yaşar.
Allah müminlere güzel bir hayat yaşatacağını vaat eder. O güzel hayat, "doya doya tadını çıkararak’ zevk içinde geçirilen bir hayat değildir; mümin için güzel hayat Rabbinin rızası için çalışarak ve sonsuz hayatına hazırlanarak sürdürdüğü lezzet ve huzur dolu hayattır.
İnsan, gerçek hayatın ahirette olduğunun ve sonsuz hayatı için hazırlanması gerektiğinin bilincinde değilse, imanî yönden ilerlemeye ve ahlâkını güzelleştirmeye çalışmıyor, durumunu değiştirmiyorsa, hayatını gerçekten ıskalamıştır.
Şunu unutmayalım; dünya hayatımızı ıskalayabiliriz ama ölümü asla!..
Yorum Yazın